Okan Küçük Yorumluyor 13 Mart 2023

Okan Küçük Yorumluyor 13 Mart 2023

Yayın: 13.03.2023 01:46 |Güncelleme: 15.03.2023 00:48
Paylaş:
A+ A-

Karabük Üniversitesi’nin  Karabük Sınırlarını Aşıp Dünyaya Açılma Çabalarının Sonucunda Bugün 11 Bine Yaklaşan Yabancı Uyruklu Öğrenci….

Karabük Üniversitesi  aslında Karabük sınırlarını aştı. Türkiye’de emsalleri içinde öne çıkan bir üniversitemiz var.

Son 3 yıldır Dünyanın En İyi Üniversiteleri arasında.  Times  Higher  Education’ın TÜRKİYE’DE LİSTEYE GİREN İLK 10 ÜNİVERSİTEDEN BİRİ Karabük Üniversitesi. EN İYİ GENÇ, EN İYİ ASYA, EN İYİ GELİŞMEKTE OLAN ÜNİVERSİTELER ARASINDA.

Ve dünyaya açılmak için  verilen çabalar sonucu  94 FARKLI ÜLKEDEN 11 BİN ÖĞRENCİ BUGÜN KARABÜK’te, Karabük Üniversitesi’nde öğrenim görüyor.

Gerçi bu öğrencilerle ‘Kara Çocuklar’ falan diye dalga geçenler olsa da,  az gelişmiş ülkelerden  gelen öğrenciler olarak eleştirilse de,  94 ülkenin içinde Çad, Sudan, Kenya, Yemen, Libya, Senegal,  Irak gibi ülkeler olduğu gibi, Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan, Kazakistan gibi soydaş ülkelerimiz de var. Hatta RUSYA VE ALMANYA’DAN bile bugün KBÜ’de eğitim- öğretim gören öğrenciler var.

Ve bu 11 Bin öğrenci gelecekte KARABÜK’Ü 94 ÜLKE DE TANITAN BİR KÜLTÜR ELÇİSİ GÖREVİ  YAPACAKLAR. BU ÖĞRENCİLER ARASINDAN KENDİ ÜLKELERİNDE ÖNEMLİ YÖNETİM MEKANİZMALARINA GELENLER OLACAK.  ONLAR DA HEM TÜRKİYE İLE HEM BÖLGEMİZ İLE  İLİŞKİLER DE KÖPRÜ VAZİFESİ görecekler.

Karabük’ün  ufkunu genişletecek  yabancı öğrenciler konusuna ayrı bir önem veriyor KBÜ Rektörü Refik Polat.  Bu bir vizyon, gelecek projesi aslında. KBÜ’ye de Karabük’e de farklı ufuklar çizebilecek öneml bir konu. Görebilmek, anlayabilmek  başka mesele tabi.

CHP de – İyi Parti de  Birlik Olursa Kazanır. Biz de DEMOKRASİ Var Deyip Birbirlerinin Arkasından Attırmaya Devam Ederlerse Olmaz… 

CHP’de- İyi Parti’de yöneticiler hep, kendilerinin daha iyi CHP’li -İyi Partili olduğunu iddia eden “birileri” tarafından rahatsız edildi.

Hep, biz CHP’nin – İyi Parti’nin  çıkarlarını düşünüyoruz, kendimizi/şahsımızı değil diyen “birileri” tarafından saldırıya uğradı.

Hep, önemli olan CHP’nin – İyi Parti’nin kazancıdır, koltuklar makamlar geçicidir, diyen “birileri” tarafından, yıpratıldı.

Geçmişte gördük. Kendileri görevde, iş başında oldukları zaman “birileri” tarafından saldırıya uğrayanlar, kendileri bir şekilde gittikleri zaman gelenlere de kendi başlarına geldiğini söylediklerini , bu sefer kendileri ve bu sefer belki de daha acımasız olarak yapmaya başladılar.

CHP – İyi Parti  var ben yokum, partim var diyenler gittiklerinde istedikleri yani şahsi menfaatleri gerçekleşmediğinde  partinin önünden bile geçmediler.

Bu İşler Neden Oluyormuş Biliyor Musunuz,  Biat Kültürü Yokmuş Gülmeyin Ondan Oluyormuş.

Şimdi sorsanız CHP’lilere  -İyi Partililere (ki biz sorduk n’ooluyor, bu iş ne iş diye?) BİZ DE BİAT KÜLTÜRÜ YOK ,BİZ DE DEMOKRASİ VAR DERLER/DİYORLAR.

Yani o, bunun arkasından konuşacak , bu onun arkasından attıracak; çoğu zaman aynı yönetim içinde olanlar zaten birbirlerine selam verip, birbirleriyle ortak çalışma yapıyor görüntüsü içinde birbirinin kuyusunu kazacak, istikrar , ortak hareket etme kültürü değil de dedikodu kültürü yerleşecek, “birileri” hep dışarıdan saldıracak, rahat vermeyecek, istifalar patlayacak, tüm bunların adı da adı da “biz de biat yok , demokrasi var” olacak.

Birlik – beraberlik olmayıp aynı plaktan türkü söylemeye devam ederse bu iki parti, sonuç çok da iyi olmaz, değil mi ?

Ak Parti’de Ali Keskinkılıç İsmi Her Geçen Gün Öne Çıkıyor.

Ak Parti’de  geçmişinde şaibe olmayan, temiz – dürüst- güvenilir isimlerin içinde Ali Keskinkılıç’ın ismi başı çekiyor gibi görünüyor.

Karabük’e yeni bir ufuklar çizebilecek,  vizyon sahibi  bir  isim olarak ismi Karabük Merkez de – Safranbolu’da – Eskipazar’da konuşuluyor.

Eskipazar kökenli olsa da o bölgeciliğin üstünde bir kısım Eflanililerin bile sıcak baktığı bir isim olarak öne çıkıyor. Tabi benim anladığım kadarıyla , yıllardır Ankara’da çeşitli görevler de bulunsa da Karabük’ten,  her ilçedeki Karabüklülerle bağlarını hep sıcak tutmuş, Keskinkılıç. Burnu büyüklük, beğenmezlik yapmamış. Aristokrat duruşu göstermemiş yani halk tipi biri olarak her ilçeden Karabüklünün sevdiği – saygı duyduğu bir isim olmuş.

Bugün Karabük merkezden- Safranbolu’dan – Eskipazar’dan -Eflani’den -Yenice’den – Ovacık’tan  bir kişinin çıkıp olmaz, yakışmaz dediğini duymadığımız gibi aksine beğeniyle, ilgiyle, sevgiyle ve saygıyla kendi isminin anılması zaten büyük başarı.

Bu başarıyı zaten yakalamış olduğu görülüyor  Keskinkılıç’ın. Her bölge de güzel anılmak, sevilmek az şey değildir yani…

 

Yazarın önceki yazıları için, BURAYI TIKLAYINIZ

Yorumlar

  1. Dünya Öğrencileri

    Dünya öğrencileri şuan alt yapı görünümü ve düzeni kötü olan 100 yıl mahallesi hareketliliğini ve ekonomisini bir nevi canlı tutmaya çalıyor. Gerek ülkemiz gerek yurt dışı öğrencileri Karabük Üniversitesi içi yerleşkesi çevre düzeni beğeniyor. Fakat 100 mahallesi çevre düzeninde olumsuz olan; yarık, yüksek, kum, kaldırımları, delik, suyu akan, yanmış çöp kutuları, düzensiz ve olmayan yaya kullanımı, düzensiz araç trafik düzenini, düzensiz kaldırıma yapılan motor ve araç parkı, parklarda kırık eksik araçları, dilenciler vb bir çok durum vardır. Bu da başta 100. Yıl Mahallesinin ve Karabük İl merkezi ekonomisine ve imajına olumsuz etki yapmaktadır. Bir an önce Üniversite ile bilimsel çalışma yapılmalı bölgede

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Ordulu çift söküntü ip getirenlere Kabataş kilimi dokuyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 28.04.2024 04:48
Paylaş:
A+ A-

ORDU (AA) – EYÜP ELEVLİ – Ordu'nun Kabataş ilçesinde 46 yaşındaki Fatma Öztok, eskiyen örgü işlerin sökülmesiyle elde edilen iplerle Kabataş kilimi dokuyarak kazanç sağlıyor.

Öztok, Kabataş ilçesinde evlendikten sonra el tezgahında dokumacılık yapan kayınvalidesi Kadriye Öztok'tan işin inceliklerini öğrendi.

Kayınvalidesinin sağlığı elvermediği için işi bırakmasının ardından Fatma Öztok, 2000 yılından itibaren evlerinin alt katında oluşturdukları atölyede mesleği sürdürüyor.

Dört yıl önce emekli olan Aziz Öztok da eşiyle atölyede mesai harcıyor.

İki çocuk annesi Fatma Öztok, AA muhabirine, kayınvalidesinin rahatsızlanması sonucu mesleği devam ettirdiğini söyledi.

Kayınvalidesinin kilimleri elinde dokuduğunu ancak kendisinin bu şekilde sürdüremediğini anlatan Öztok, adlıkları eski tip makinelerle yıllardır Kabataş kiliminin üretimini yaptıklarını ifade etti.

Öztok, Kabataş kilimine ilgi olduğunu dile getirerek, “Burada 7 kişi, 10 kişi çalıştırdığım da oldu. Ama çalışanlar fındık zamanı gelince işi bırakıyor. Siparişi de aldığımız için sıkıntıya düştüm. O yüzden siparişleri azalttım. Şimdi yapabileceğim kadar alıyorum.” dedi.

Eşiyle çalışmanın önemine işaret eden Öztok, “Eşimle çalışmak daha rahat, çok güzel. Ben eve çıksam, buraya müşteri geliyor. En azından burada müşteriye bakabilecek birisi oluyor. Öbür türlü eve çık, dükkana in şeklinde zor oluyor. O yüzden eşim geldikten sonra rahatladım. İşin getirisi de iyi oldu çok şükür.” diye konuştu.

Örgüleri söküp getirenlerin israfı da önlemiş olduğunu anlatan Öztok, şöyle devam etti:

“İsraf olmasın, 'yazıktır, günahtır' diyerek dokutturuyor. 'Benden sonraki nesillere kalsın.' gibi düşüncelerle yaptırıyorlar, en çok ondan geliyor. Çöpe atma durumu olsa bu devam etmeyecek ama eskilerimiz asla çöpe atmayı istemiyor. Sökemezse kesiyor, kesemezse dikiyor. Yine de onu dokutturuyor. Çöpe atmaktansa onu kenara koyuyor.”

Öztok, çevrelerinde kendilerinden başka bu işi yapan olmadığını, tozlu iş olması nedeniyle pek de kimsenin benimsemediğini anlattı.

İşinden keyif aldığını ve bu nedenle devam ettiğini belirten Öztok, “Yoksa bağ bahçe, evin temizliğine zaman kalmıyor. Evde temizlik için işçi tutuyorum, buradan aldığımı oraya veriyorum. Ama bana keyifli geliyor. 60 sene olmuş. 30-40 sene kaynanam, 20-25 sene de ben devam ettirdim. 5 sene daha ancak dayanırız. Sadece kilime odaklanırsam günde 80-100 metre dokuma yaparım.” değerlendirmesinde bulundu.

– “Bizim için mesleğin son temsilcisi diyebiliriz”

51 yaşındaki Aziz Öztok ise ilk etapta eşinin siparişleri elde yetiştirememesi üzerine araştırmalar yaptıklarını anlattı.

Gaziantep'ten makine aldıklarını belirten Öztok, “İlk önce bir makineyle başladık. Sonra bir, iki derken çözgü makinesi, sarma makinesiyle beraber işi çoğalttık. Daha seri bir şekilde çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.

Yörede bu mesleği yapan bir tek kendilerinin kaldığına dikkati çeken Öztok, “Bizim için mesleğin son temsilcisi diyebiliriz. Çocuklar yanaşmıyorlar. Kimisi üniversitede okuyor, kimisi çalışıyor. Biz de hanımla beraber yapabildiğimiz kadar bu şekilde yapmaya çalışıyoruz.” ifadesini kullandı.

Zaman zaman yurt dışına da ürün gönderdiklerine işaret eden Öztok, şunları kaydetti:

“Bize eski sökülmüş kazaklar geliyor. Onları belli bir aşamadan geçirdikten sonra dokuyoruz. Hem de katma değer oluyor. Rağbet de var. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa'ya mal gönderdiğimiz oluyor. Bu şekilde isteyenler, sipariş verenler oluyor. Yani güzel bir şey. Hem yöremiz için hem de otantik bir havası var. Yazları buralarda halıları kaldırıyoruz, sadece kilim seriyoruz.”

Öztok çifti, Kabataş kiliminin metresini 40 liraya örüyor.