blank
Avatarı
Anadolu Ajansı tarafından
27 Nisan, 2024 16:24 tarihinde yayınlandı

Adalet Bakanı Tunç, Ulus’ta vatandaşlara hitap etti:

blank

BARTIN (AA) - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Bir belediye başkanı, milletin kaynaklarını millet düşmanlarına akıtırsa orada hukuk devleti devreye girer. Bu noktada devletin yetkili kurumları da her zaman bu konuda hassas ve teyakkuzda olacak." dedi.

Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Bartın'a gelen Tunç, Ulus Belediyesi ziyareti öncesinde vatandaşlara hitap etti.

Bakan Tunç, yeniden Ulus Belediye Başkanı seçilen Hasan Hüseyin Uzun'un, yeni dönemde ilçe için çok daha güzel eserlere imza atacağına inandıklarını söyledi.

Uzun'a, yeni dönem projelerini hayata geçirmesi için kabine, hükümet olarak her türlü desteği vermeyi sürdüreceklerini belirten Tunç, üçüncü kez belediye başkanı seçilen Uzun'a desteklerinden dolayı vatandaşlara teşekkür etti.

Belediyelerin ve yerel yönetimlerin "demokrasinin beşiği" olduğunu vurgulayan Tunç, şöyle konuştu:

"Yerel yönetimler vasıtasıyla vatandaşlarımıza doğumdan vefatına kadar her türlü hizmeti götüren kamu kurumlarımız aynı zamanda. Seçimle işbaşına gelen belediye başkanlarımız, milletten aldığı desteği yine millete hizmet olarak, devletten aldığı desteği, milletin kaynaklarını millete hizmet olarak akıtmak için görevli. Onların yaptığı eserler, sizlere yönelik gerek sosyal hizmetler gerek ilçenin yeniden imarı, beldenin, belediyenin yeniden imarıyla ilgili, şehrin daha yaşanılabilir hale getirilmesi için gerçekleştirilen hizmetler tabii ki artarak devam etmeli."

Tunç, kamu kaynaklarının, belediyelere gönderilen kaynakların, son kuruşuna kadar vatandaşa ve millete hizmet olarak kullanılması gerektiğinin altını çizdi.

Kamu kaynaklarını suç unsuru bulunan faaliyetlere harcayanların, terörün finansmanı olarak kullananların millet tarafından cezalandırıldığını, geçmişte bunun kötü örneklerinin yaşandığını anlatan Tunç, "Bir belediye başkanı, milletin kaynaklarını millet düşmanlarına akıtırsa orada hukuk devleti devreye girer. Bu noktada devletin yetkili kurumları da her zaman bu konuda hassas ve teyakkuzda olacak. Belediye başkanları da bu bilinçle çalışacaklar ve halktan aldıkları, milletten aldıkları yetkiyi kötüye kullanmayacaklar." ifadelerini kullandı.

Tunç, Ulus'a güzel eserler kazandırdıklarına değinerek, yeni dönemde de belediyenin projelerini daha da ileriye taşımak istediklerini kaydetti.

Bu konuda da her türlü desteği vermeyi sürdüreceklerini dile getiren Tunç, "Sizlerin desteğine, güvenine layık olabilmek için canla başla çalışmaya devam edeceğiz." dedi.

Tunç, konuşmasının ardından Ulus Belediye Başkanı Hasan Hüseyin Uzun'u makamında ziyaret etti.

Bakan Tunç'a ziyaretinde, Vali Nurtaç Arslan, AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, Cumhuriyet Başsavcısı Faruk Kaynak, AK Parti İl Başkanı Yaşar Arslan da eşlik etti.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Esra Oğuzkağan Özkan tarafından
04 Haziran, 2025 16:42 tarihinde yayınlandı

Yunus Emre’nin Karabük’teki İzleri Bulundu

Yunus Emre'nin Doğum Yeri ve Hayatıyla İlgili Yeni Bulgular Gün yüzüne Çıkıyor

Karabük, Yunus Emre'nin manevi mirasını ve yaşam öyküsünü ilgilendiren yeni arşiv belgeleriyle gündeme geldi.

Karabük'te Yunus Emre'ye Dair Yeni Arşiv Bulguları Heyecan Yaratıyor

Prof. Dr. Kenan Ziya Taş’ın kaleme aldığı "Yunus Emre’nin Yaşadığı Coğrafyaya Dair Yeni Belge ve Bilgiler" başlıklı makalesinde, Karabük’ün Zobran köyü mevkisinde bulunan vakıf gelirleri ve dergah kayıtlarına ulaşılmasıyla önemli bir gelişme yaşandı.

Safranbolu'da köylerin yaşatılması için araştırmalar yapan Ahmet Karakaş, köylerin tarihi sürecini araştırırken, XIX. Türk Tarih Kongresi'nde yayınlanan makalede Yunus Emre'nin isminin Karabük ili ile anılmasıyla büyük gurur duyduğunu şu sözlerle açıkladı. Karakaş, "Makaleye göre Gerede kazasına bağlı Sopran Divanı karyesinde Hacı Şeyh oğlu Tapduk Şeyh zaviyesidir. Bu zaviye bugünkü idari yapıya göre Sopran, bugünkü Karabük ilinin Safranbolu ilçesine bağlı (Kaleköy)’dedir. Bu kayıtların başlarındaki ifadelerde zaviyenin adı şöyle verilmektedir: “Karye-i Sopran Divanı’nda Hacı Şeyhoğlu Tapduk Şeyh elinde on mudluk vakıf vardır…”; “Karye-i Sopran Divanı’nda Hacı Şeyh oğlu Tapduk Şeyh elinde 10 mudluk yeri vakf-ı âmmdır.”; “Karye-i Sopran Divanı’nda Hacı Şeyhoğlu Tapduk Şeyh elinde on mudluk vakıf vardır…” ifadeleri bu köyün önemini bir kez daha artırdığını gözler önüne serdi.

Karakaş: "Yunus Emre felsefesine göre hiçbir zaman kalp kırmamak, büyüklük taslamamak, gönül almak ve geçimli olmak esastır. Yunus Emre'ye göre din; insanlığı mutluluğa, barışa ve huzura kavuşturan bir yaşam tarzını benimsemektir. Yunus Emre'nin din anlayışında sevgi ve aşk vardır. Taş'ın makalesindeki arşiv kayıtlarına göre yapılan incelemelerde, Karabük'ün Safranbolu ilçesine bağlı Zopran ve Kaleköy'ün Yunus Emre’nin hayatıyla bağlantılı olabileceği öne sürülüyor. Belgelere göre, bölgedeki vakıf gelirleri ve dini kuruluşların kayıtlarında Yunus Emre’nin ismine ve onun tasavvufi faaliyetleriyle ilişkili izlere rastlanıyor. Zobran köyü ve çevresinde bulunan bu vakıf ve dergahların, Yunus Emre'nin yaşadığı dönemde önemli dini ve kültürel merkezler olduğu düşünülüyor." dedi.

Karabük'ün manevi kurucuları arasında Yunus Emre isminin yer alması akademik araştırmaların artmasına sebep olacaktır diyen Karakaş: "Karabük’ün manevi kurucuları arasında Yunus Emre isminin yer alması, bölgedeki dini ve manevi hayatın şekillenmesinde büyük rol oynadığını gösteriyor. Ayrıca, arşiv kayıtlarının, Yunus Emre’nin Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yaşadığı ve özellikle Bolu civarında etkin olduğu iddialarını güçlendirdiğine işaret ediyor." sözleriyle konuşmasını sürdürdü.

Bu yeni araştırmalar ışığı altında, Yunus Emre’nin doğum yeri ve yaşamı konusunda bilinenlere yenileri eklenirken, Anadolu’nun çeşitli bölgelerindeki tasavvufi ve kültürel etkinliklerdeki rolünü daha iyi anlamamıza katkıda bulunuyor. Karakaş, bölgedeki arşivlerin Karabük Üniversitesi tarafından araştırılmaya devam edilmesiyle Yunus Emre’nin hayat hikayesine dair daha net bilgiler elde edilebileceğine vurgu yaptı.

Yunus Emre’nin, Karabük ve çevresinde manevi mirasının önemli bir parçası olduğu, yeni bulunan belgelerle gün yüzüne çıkmış oldu. Bu gelişmeler, şairin hayatı ve tasavvufi hayatı hakkında yeni ufuklar açarken, bölgedeki kültürel hafızanın güçlenmesine de katkı sağlaması bekleniyor.

Haberin videosu için Tıklayınız

Bizi sosyal medyadan takip edin