Türkiye genelinde ara tatilin başlamasıyla birlikte Karabük’ün tarihi ve turistik kenti Safranbolu, yerli ve yabancı turistlerin gözdesi haline geldi.
Özellikle UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan tarihi yapılarıyla ünlü olan kent, ara tatili fırsat bilen birçok yerli turistin yanı sıra Uzak Doğu’dan gelen ziyaretçilerin de ilgisini çekti.
Safranbolu’da sokaklar turistlerle dolup taşarken, otellerdeki doluluk oranları büyük ölçüde arttı. Kentin eşsiz Osmanlı mimarisi, geleneksel evleri, Tarihi Çarşısı ve doğal güzellikleri, özellikle Uzak Doğulu turistlerin dikkatini çekerken, turist sayısındaki bu artış esnafa ve turizm sektörüne de olumlu yansıdı.
Uzak Doğulu Turistlerin Sayısı Artışta
Turizmdeki canlılık, turist potansiyelinin her geçen gün daha da artacağını gösteriyor. Kültürel miras kentlerini keşfeden yabancı turistler, Kasım ayı gibi daha sakin ayları bilerek tercih ediyor. Uzak Doğu ülkelerinde turizmi teşvik etmek amacıyla son yıllarda tanıtım ve uçuş kampanyaları bilinçli olarak yürütülüyor. Bu kampanyalar, Safranbolu’nun kültürel ve tarihi açıdan zengin destinasyonlarını ön plana çıkarıyor. Uzak Doğulu turistler, Safranbolu'nun eşsiz mimarisi ve doğası ile sonbaharın sakin ve serin havasını birleştirerek keyifli bir seyahat deneyimi yaşıyorlar.
Tarım ilaçları tarıma zarar veren etkenleri ortadan kaldırırken, üretilen mahsuller doğru tüketilmediğinde vücuda bazı zararlar verebiliyor. Medicana Konya Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Devrim Deniz, tarım ürünlerine zarar veren etkenleri bertaraf etmek üzere üretilmiş olan pestisitlerin mutfakta kullanılan gıdalardan en iyi şekilde temizlenerek tüketilmesi gerektiğini söyledi.
Dünya nüfusunun 2050’de 10 milyara ulaşması beklenirken; tüketilen tarım ürünlerine olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Artan nüfus, azalan tarım alanları nedeniyle sebze ve meyvelerin yetmesi için çeşitli yöntemler kullanılıyor. Kullanılan tarım ilaçlarının insan vücudunda çeşitli hastalıklara yol açabileceğini söyleyen Medicana Sağlık Grubu İç Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Devrim Deniz, tüketicilere sebze ve meyvelerin mutlaka iyi bir şekilde yıkanarak yenmesi konusunda uyarıda bulundu.
Maruziyet süresi önemli
Zirai mücadelede, kimyasal bazı yöntemler bitkileri korurken; insanlarda bazı sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Kullanılan tarım ilacının çeşidine, maruz kalınan süreye ve nasıl maruz kalındığına bağlı olarak çeşitli sağlık sorunlarına sebep olabileceğine değinen Uzm. Dr. Devrim Deniz, şu bilgileri verdi: "Tarım ilacı kalıntısının vücutta birikmesi, sindirim sistemindeki faydalı bakterilerin ölümüne ve bağışıklık sisteminin zarar görmesine yol açabilir. Farklı sistemlerde sorunlara da neden olabilir. Bu nedenle üretilen mahsuller mutfağa girdiğinde tüketicilerin bazı kurallara dikkat etmesi önem taşır."
"Meyveleri kabuğuyla yiyecekseniz karbonatlı suda bekletin"
Pestisitlerin bilinçli kullanılmasının hem yetiştiricilerin hem de tüketicilerin sağlığı için son derece önemli olduğuna değinen Uzm. Dr. Deniz, "Bu nedenle bilinçli üretici ve bilinçli tüketici olmak gerekir. Bilinçli olurken, organik bile olsa sebze ve meyveler mevsiminde tüketilmelidir. Her ihtimale karşı alınan bir meyve ve sebzenin, dalından taze koparılmış olsa bile yıkanması gerekir. Suda çözünen ve sistemik olmayan bir pestisit kalıntısını, bir bitki kabuğunun içinde yetişen kuru baklagiller için, su ile yıkamak yeterli olabilmektedir. Kabuğuyla yenen meyve ve sebzeleri önce karbonatlı sonra sirkeli suda 15 dakika beklettikten sonra durulamak, kalıntıların büyük oranda arındırılmasını sağlayabilir. Mutfaklarda kullanılan gıdaların yetiştirilme şeklinin yanında tüketilmeden önce hijyen ve pestisitten arındırılmış olması konusunda da dikkati elden bırakmamak çok önemlidir" dedi.