Bilim Samsun’da ilk Türk astronot için “Uzay” temalı atölye etkinlikleri yapıldı

Bilim Samsun’da ilk Türk astronot için “Uzay” temalı atölye etkinlikleri yapıldı

Anadolu Ajansı
Yayın: 19.01.2024 16:00
Paylaş:
A+ A-

SAMSUN (AA) – Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ve öğrencilerin bilime yatkınlıklarını teşvik ederek proje bazlı düşünce kabiliyetlerini ortaya çıkarmayı amaçlayan Bilim Samsun'da Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı'nın Uluslararası Uzay İstasyonu'nda görev yapacak olması nedeniyle “Uzay” temalı atölye etkinlikleri gerçekleştirildi.

Samsun Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamada, 24 bin metrekare alan üzerinde oluşturulan Kent Park içinde yapılan Bilim Samsun'un 28 Şubat 2023'de kapılarını öğrencilere açtığı hatırlatıldı.

Açıldığı günden bugüne kadar yaklaşık 73 bin öğrenciye eğitim veren Bilim Samsun'da 6-14 yaş grubundaki öğrenciler, Dene-Yap, tasarım, girişimcilik, astronomi havacılık ve uzay bilimleri, matematik, doğa bilimleri, akıllı tarım ve teknoloji atölyelerinde eğitim görüyor.

Öğrenciler burada tüm atölyelerde branşında uzman öğretmenlerden uygulamalı eğitim alıyor. Son olarak merkezde ilk Türk astronotu Alper Gezeravcı'nın, Axiom Space'in Ax3 misyonu kapsamında Uluslararası Uzay İstasyonu'nda görev yapacak olması nedeniyle “Uzay” temalı atölye etkinlikleri gerçekleştirildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, Bilim Samsun'un TEKNOFEST Karadeniz'in kentteki kalıcı izlerinden biri olduğunu vurguladı.

Demir, “Çocuklar ve gençler için yapılan her çalışmayı büyük hassasiyetle gerçekleştirdik. Bilim Samsun kentimiz için çok önemli bir eğitim yatırımı. Faaliyete geçmesinin ardından muhteşem ilgi gördü. Burada eğitim gören çocuklarımızın ufku artık bambaşka noktaya gelecek. TEKNOFEST kuşağı çocuklarımız burada yetişiyor.” ifadelerini kullandı.

Bilim Samsun Koordinatörü Cansu Karaman Türk de Bilim Samsun'a öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiğini belirterek, “Hafta için İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığımız protokol kapsamındaki çalışmalarımız devam ediyor. Salı, çarşamba ve perşembe günleri okul gruplarımızı ağırlıyoruz. Cuma günleri de eğitim talep eden okullarımızın taleplerini karşılıyoruz. Hafta sonları ise bireysel şekilde gelip öğrencilerimiz eğitim alabiliyor.” açıklamasında bulundu.

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

BİR NEHİR NASIL GEÇİLİR

Yayın: 13.05.2024 11:11
Paylaş:
A+ A-

BİR NEHİR NASIL GEÇİLİR

Bir zamanlar bir diyarda aşılması gereken bir nehir varmış. Bu akarsu öylesine büyük ve zorluymuş ki suyu delice akarmış. Siz deyin “Fırat” gibi ben diyeyim “Dicle” gibi. Fırat gibi derin akarmış bu nehir. Nice zayiatlar verilmiş bu hırçın, sinirli ve aksi nehrin içinde.

Çok sonraları bu nehri aşmak fikri akıllarına gelmiş ahalisinin. Düşünmüşler taşınmışlar; şöyle sağlam bir sandal yapalım da geçelim karşıya demişler. Buldukları uzun ağaçlardan kesip biçip birleştirip anca bir sal yapabilmişler. Neticede bizim nehirden zor da olsa karşıya geçebilmeye muvaffak olmuşlar.

Gel zaman git zaman, akıllarına bir mancınık yapalım da işi olanı karşıya hop diye atıverelim demişler. Lakin mancınıkla giden adamı bekle ki gelsin. Adam karşıdan bağırıp duruyormuş beni unuttunuz burada diye.

O zaman bu zaman, o devrin ulularına danışmışlar: N’edelim edelim, karşıya geçmek için bir motorlu tekne yapalım demişler. Tekne yapılmış ve bu sayede nehrin içinde de dolaşma şansı bulduklarını fark etmişler. Günler geçtikçe bu akarsu bir gezinti mekânı olmuş ve dışarı diyarlardan da bu nehre gezinti turu için yabancılar gelmeye başlamış. Anlaşılan popüler olmuş nehrimiz sayesinde diyarımız.

Bu gelen ecnebiler tekneden sıkılıp heyecan peşine düşmüşler. Nehir üzerinde “rafting” denen ilginç,sal yarışı benzeri bir spor aktivitesi planlamaya başlamışlar. Olurdu olmazdı derken onları seyretmek için gelenler bizim nehrin üzerine ipten örülmüş köprü benzeri bir ağ kurmuşlar. Her geçen olduğunda köprü bir o yana bir bu yana sallanıyormuş. Arada kazara nehre düşenler de oluyormuş pek tabiî.

Bu nehirde akarsu balıkları da yaşıyormuş. O diyarın sakinleri bu balıkları avlayıp yiyebilmek için türlü yollara başvurmuşlar. Kimi tırsî denen iplerle, kimi oltalarıyla, kimi de büyük ağlarını kurup avlanmaya başlamışlar. Bu akarsuyun balıkları da pek lezzetliymiş.

Teknoloji ilerlemiş ve bu beldeye üretim yapmak üzere bir fabrika yapılmış. Teknolojinin son ürünleriyle donatılmış fabrikanın atıkları bu nehre salınmaya başlanmış ve nehrimizin önce rengi koyulaşmış, sonra da ortaya yayılan pis kokular etrafı ve efradı ciddi derecede rahatsız etmeye başlamış. Netice itibariyle akarsuyun içindeki balıklar da zamanla azalıp tükenmeye yüz tutmuş.

Çare düşünmeye vakit bulunmadan şehre dışarıdanbir mühendis gelmiş ve demiş ki: “Baştan beri buradan karşıya geçmek istiyordunuz. Öteberiye kadar betondan bir asma köprü yapalım, böylelikle amacınıza kolayca ulaşırsınız!” demiş.

Sonuçtaburadaki insanların amacı; sadece hırçın, sinirli ve aksi bir nehri geçebilmekmiş…

Not: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında açıklanan Yeni Müfredat çalışması vatana ve millete hayırlı uğurlu olsun efendim.

Satılmış Ümit ÇETİNKAYA

02.05.2024