blank
Avatarı
Esra Oğuzkağan Özkan tarafından
24 Kasım, 2024 14:30 tarihinde yayınlandı

CHP Safranbolu İlçe Başkanlığı’ndan 24 Kasım Öğretmenler Günü Mesajı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Safranbolu İlçe Başkanı Bahtiyar Acar, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yayımladı. İlçe Yönetimi ile birlikte Misakı Milli Meydanı'na çelenk sunma töreninin ardından ilçe parti binasında basın açıklaması yapan İlçe Başkanı Acar, öğretmenlerin geleceği şekillendirmede en önemli değerler olduğunu vurgulayarak, mevcut eğitim sistemine yönelik eleştirilerini dile getirdi.

Atatürk'ün Başöğretmenlik Vurgusu

İlçe Başkanı Bahtiyar Acar, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 24 Kasım 1928'de “Başöğretmen” unvanını aldığı güne değinerek başladı. Acar, Atatürk'ün “Öğretmenler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır" cümlesini hatırlatarak, öğretmenlik mesleğinin ölümsüzlüğünü ve gelecekte de vazgeçilmez bir meslek olacağını belirtti.

Eğitimde Çözülemeyen Sorunlar

Türkiye'deki eğitim sistemi ile ilgili olarak, ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu ifade eden Acar, 22 yıllık AK Parti iktidarında eğitim sisteminin sürekli olarak değiştiğini, eğitim sorunlarının giderek arttığını söyledi. Acar konuşmasında: "Ülke genelinde 75 bin 467 okul/kurum, bu okullarda, kurumlarda 18 milyon 710 bin 265 öğrenci, 1 milyon 168 bin 896 öğretmen bulunmaktadır. Okul öncesinden yükseköğretime kadar yaklaşık 27 milyon öğrencimiz vardır. Aileleri ile birlikte düşünüldüğünde neredeyse toplumumuzun tamamı eğitimle ilişkilidir. Tam da bu nedenle eğitim, toplumumuzun vazgeçilmez, en önemli değerlerinden biridir. Maalesef bugün, eğitim sistemimizin ve öğretmenlerimizin sayılamayacak kadar çok sorunu bulunmaktadır. 22 yıllık AKP iktidarında eğitim sistemi yerle bir edilmiş, öğretmenlerimizin var olan sorunlarına her geçen gün yenileri eklenmiştir. İktidar, politikalarına öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran uygulamalarla devam etmektedir.

22 yıllık AKP iktidarında; 25 yıllık kadrolu bir öğretmen, bugün 41 bin lira maaş almaktadır. 2002 yılında 540 lira olan maaşı ile 19,7 çeyrek altın alan öğretmenlerimiz, bugün sadece 8,3 çeyrek altın alabilmektedir.

Öğretim programları defalarca değiştirilmiştir. Yönetici atamalarında liyakat ilkesi yok edilmiş, 2014’te yaklaşık 50 bin yönetici görevden alınmıştır. Teftiş sistemi yok edilmiş, müfettişlik sisteminde sayısız değişiklik yapılmıştır. Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına geçilerek, öğretmenlerin güvencesiz çalışmasının önü açılmıştır. 2002 yılında 68 bin olan atanmayan öğretmen sayısı, iktidarın yanlış politikaları nedeniyle bir milyona yaklaşmıştır. Bugün, yetersiz atamalarla eksik bırakılan kadrolar, ücretli öğretmenlik sistemi ile doldurulmaya çalışılmaktadır. Her yıl yaklaşık 85 bin öğretmenimiz, asgari ücretten daha düşük ücretlerle, güvencesiz ve emeklilik hakkı olmadan çalıştırılmaktadır."

CHP'nin Çözüm Önerileri

CHP'nin iktidara gelmesi halinde düzenleyicilerin planladığı düzenlemelere yer veren Acar, şu vaatlerde bulundu:

"Öncelikle Öğretmenlerin tüm özlük haklarını içeren personel kanunu yapılacaktır.

  • Uzman-başöğretmenlik sistemi kaldırılacak, aynı işi yapan ama farklı unvanlarla çalıştırılan öğretmenlik anlayışı son bulacaktır. Öğretmenlerimize, onları ayrıştırmadan, kıdeme göre yıl bazında mali hakları verilecektir.
  • Eğitimin siyasallaşması engellenecek ve öğretmenler üzerindeki anti demokratik uygulamalara son verilecektir.
  • Kamuda ücretli, sözleşmeli öğretmenlik ayrımına son verilecek, kamuda çalışan tüm öğretmenler kadrolu olarak görev yapacaktır. Özel sektörde çalışan öğretmenler için taban maaş uygulaması başlatılarak, kamudaki öğretmenler kadar maaş almaları sağlanacaktır. Usta öğreticiler hak ettikleri değeri görecektir.
  • Liyakat ilkesi Milli Eğitimde yeniden tesis edilecek, bütün yönetici atamaları bu ilkeye göre yapılacaktır.
  • Öğretmenlerin görev ve yetkilerinin devredildiği ÇEDES vb. uygulamaların önünü açan tarikat ve cemaatlerin uzantısı vakıf ve derneklerle yapılan protokoller iptal edilerek, okullarda öğretmenler tek yetkili kılınacaktır.
  • Tüm öğretmenlere 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde bir maaş ikramiye verilecektir.
  • Öğretmenlerin insanca yaşayabilmeleri için, aylıkları ve ek ders ücretleri günün koşullarına uygun hale getirilecek, ek ders ücretleri maaş içine alınarak emekli aylıklarına yansıtılması sağlanacaktır. Tüm öğretmenlerin yoksulluk sınırı üzerinde maaş almaları sağlanacaktır.
  • Eğitim öğretime hazırlık ödeneği bir maaş tutarında ve tüm eğitim iş görenlerine verilecektir.
  • Ataması yapılmayan bir milyon öğretmenden 100 bininin bir yıl içerisinde ataması yapılacaktır.
  • İktidarımızda; kamuda ya da özel sektörde çalışan, işe yeni başlayan, deneyimli olan, deprem vb. durumlardan etkilenen, emekli olan; ücretli, sözleşmeli, uzman, öğretmen, başöğretmen olarak ayrıştırılan ve değersizleştirilen öğretmenler, liyakatsiz atamalarla hakları yenen yöneticiler ve mağdur edilen usta öğreticiler; hak ettikleri itibara ve mali haklara ulaşacaktır." dedi.

"Eğitim Sistemindeki Haksızlıkların Takipçisiyiz"

Acar: "Kamuya öğretmen alımlarında yapılan mülakat uygulaması, seçim öncesi söz verilmesine rağmen kaldırılmamıştır. İktidarın, ‘Mülakatları mülakat gibi yapacağız.’ diyerek çıktığı yolda binlerce öğretmenimiz haksızlığa uğramıştır. Farklı illerde farklı komisyonların Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, göreve geldiği günden bu yana eğitim alanındaki uygulamaları ile eğitim sistemini zedelemeye devam etmektedir. Göreve başlar başlamaz; karma eğitimi tartışmaya açmış, tarikat ve cemaatlerin uzantısı olan vakıf ve derneklerle protokol imzalamaya devam edeceğini ifade etmiştir.

Okul öncesi düzeydeki öğrencilere yönelik başlatılan ücretsiz yemek uygulamasını kaldırmıştır. Onun görev yaptığı süre boyunca, Mesleki ve Teknik Eğitim kapsamında çalıştırılan 11 çocuğumuz hayatını kaybetmiştir.

‘Mülakatları mülakat gibi yapacağız.’ diyen Bakan, daha önce yapılan mülakatlardaki şaibeleri itiraf etmiştir. 20 bin öğretmen alımı için yapılan son mülakatlarda bin yüz öğretmenin sıralamasında değişiklik olduğunu belirterek, mülakat sistemindeki haksız uygulamaları gün yüzüne sermiştir. Haksızlığa uğrayan öğretmen sayısı, verilen bu sayının çok üzerindedir.

Milli Eğitim Bakanı 16 Kasım 2024’te Batman’da; laiklik karşıtı söylemlerde bulunmuştur. Yusuf Tekin Bakan olurken; Anayasamızın 81. Maddesi’nde yer alan metni okuyarak “demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağına” dair and içmiştir. Ne var ki Yusuf Tekin içtiği anda bağlı kalmayarak, laiklik ilkesini yalan ve çarpıtma ifadelerle hedef haline getirmiştir.

Tekin’in ifadeleri, ne eleştiri ne de ifade özgürlüğü olarak açıklanamayacak düzeydedir. Bu ifadeler sebebiyle Partimiz, Milli Eğitim Bakanı hakkında ‘görevi kötüye kullanmak’ ve ‘halkı kin ve nefrete alenen tahrik’ etmekten 18 Kasım 2024’te suç duyurusunda bulunmuştur." diyerek tüm öğretmenlerin "24 Kasım Öğretmenler Günü"nü kutladı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Esra Oğuzkağan Özkan tarafından
04 Haziran, 2025 15:41 tarihinde yayınlandı

Gerede Çayı’nın Kirlilik Alarmı Hiç Susmuyor

Platform Çalışmalarını Sürdürüyor

Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında yaptığı açıklamada, bölgedeki su kirliliğine dikkat çekti.

Platform üyeleri, Gerede Çayı’nın hâlâ kirli ve ölü durumda olduğunu vurguladı. Belediye Başkanı Mustafa Allar’ın temizlenme oranlarının %95 olduğunu iddia etmesine rağmen, gerçeklerin farklı olduğunu belirten çevre platformu üyeleri, kış aylarında yağmur ve eriyen karların geçici bir seyrelme yarattığını, kirliliğin ise gizlendiğini iddia etti.

Açıklamada, akredite laboratuvarlar tarafından alınan su örneklerinde, Deri OSB, Karma OSB ve jelatin fabrikalarının atık noktalarından çıkan suyun kirlilik oranlarının %500’leri aştığı bilgisi paylaşıldı. Sosyal medyada bölge halkının da gözlemlerine dayanarak akan kimyasalların, simsiyah ve zehirli köpüklerinin yer aldığı dere görüntüleri kamuoyu ile paylaştıkları kaydedildi.

İddialara göre, yeni deşarj noktaları tespit edilerek, fabrikalardan çıkan kimyasal atıkların kontrolsüz şekilde çevreye salındığına işaret edildi. Bu durumun sadece çevre sorunu değil, halk sağlığını doğrudan tehdit eden bir felaket haline geldiği vurgulandı. Ayrıca, yıllar önce çocukların, gençlerin, kadınların ve hayvanların suyla iç içe olduğu, şimdi ise Çayın artık ölü bir su kanalına döndüğü anlatıldı.

Gerede’de 20 Mayıs’ta gerçekleştirilen mahkeme duruşmasında, adalet için bir araya gelen vatandaşlar, mahkemenin umut verici olduğunu belirtti. Suyun artık bir ölü su haline geldiğini mizahi bir üslupla dile getiren çevre sakinleri, gıyabi cenaze namazı kıldı ve sembolik tabutu da kurumun kapısına bıraktı. Yetkililerin görmezden geldiği bu durum karşısında, platform üyeleri, mücadelenin devam edeceğini ve doğanın korunması için seslerinin her yerde yükseleceği bildirildi.

Açıklamada, bu mücadelenin sadece Gerede’nin değil, Eskipazar, Çerkeş, Araç, Karabük, Yenice, Ovacık, Devrek, Gökçebey, Filyos ve Batı Karadeniz bölgesinin ortak mücadelesi olduğu vurgulandı. Platformun açıklamasında, “Gerede ve Filyos çaylarımız temiz akana kadar durmayacağız. Adalet yerini bulana kadar susmayacağız. Doğa, yaşam ve gelecek için mücadele etmeye devam edeceğiz” mesajı yer aldı.

Bu gelişmeler, bölgedeki su kirliliği ve çevre sorunlarının çözümüne ilişkin endişeleri artırırken, halkın ve sivil toplumun mücadele azmini de gözler önüne serdi.

Bizi sosyal medyadan takip edin