Avatarı
Esra Oğuzkağan Özkan tarafından
03 Aralık, 2023 14:31 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 27.12.2023 16:38

Dilbaz: “Kilo Sorunlarında Psikolojik Faktörlere Odaklanmak Gerekiyor”

Pedagog Psikolog Peri Dilbaz, insanların şikâyetçi olduğu kilo sorunlarını, modern çağın hastalığı olarak nitelendirdi. Dilbaz, kilonun altında yatan psikolojik faktörlere odaklanarak yeme bozukluğu ve duygusal açlığı ele aldı. Konuyla ilgili olarak: “ilk olarak duygusal açlıkla fiziksel açlık arasındaki farka değinelim. Duygusal açlıkta aslında gerçek bir yeme ihtiyacı yoktur. Bu duyguya gün içerisinde ve özellikle akşam saatlerinde daha fazla maruz kalır. Fiziksel açlığı bir saat sonraya ertelersiniz ancak duygusal açlığı asla erteleyemeyiz. Duygusal bir açlık hisseden insanın aslında yeme ihtiyacı yoktur. Bir duyguyu bastırmak için özellikle saatlerinde yemeğe başlıyor. Bir nevi bunu yaparak bastırmaya çalışıyor. Fiziksel açlık yavaş yavaş gelir erteleyebilirsiniz. Örneğin genelde kadınların şikayetçi olduğu kilo problemlerine bakıldığında duygusal açlık nedeniyle hiç beklemeden bilinçsiz bir şekilde çikolata, şeker, karbonhidrat mamulü ne varsa tüketmeye başlıyor. Bu yeme bozukluğunun altında ise öfke yatıyor. Bir konuda tepkisini dile getiremiyor ve hayır diyemediği birine karşı sınırlarını belli edemediği için kendini yeme yoluyla sakinleştiriyor. Mutlu insan akşam veya gece oturup yemek yemez. Mutsuz, kaygılı ve öfkeli ise daha çok şeker ve karbonhidrat tüketmeye başlıyor. Yediği kadar yine yemeğe çalışıyor. Aslında midesi doldu ama yemesine engel olamıyor. Bu hem davranış hem de yeme bozukluğudur. Bir de yediklerini çıkaranlar olur. Bunların da temelinde travmalar vardır. Bu tür sorun yaşayan kişilerin uzman desteği alması gerekir. Sağlıklı beslenme sürecine başlayan kişilerin psikolojilerini daha iyi hale getirdikleri bilinmektedir. Bu beslenmeden kast ettiğim diyet yapmak değil. Duygusal açlık yaşıyorsa altında yatan duyguları psikolojilerini aynı zamanda beslenmelerini düzelterek verimli sonuç alabilirler. Yeme bozukluğu ile baş etmek için öncelikle 5 dakika beklemesini öneriyorum. Sonra su içmesini yani doya doya su içilmelidir. Öncelikle ne sorun yaşıyorsa kendisine 5 dakika nefes alma zamanı ayırmalıdır. Örneğin eşinize söyleyemediğiniz bir şey var, bu duyguyu yemek yiyerek bastırma yoluna gitmemiz kilo ve sağlık problemlerine davetiye çıkarmaktadır. O kişinin tepki vermesi gereken yerde tepki vermesi, sınır çizmesi ve hayır diyebilmesi çok önemlidir. Çünkü baş edemediği duyguların neticesinde yediği yemekten suçluluk duymaya başlıyor. Bir kısır döngü içerisine giriyor, eyvah ben niye yedim. Yarından itibaren sağlıklı besleneceğim diyerek sözler verilir. Aslında bunun temelindeki duyguyu bulması lazım. Bu nedenle 5 dakika nefes alıp vererek, ardından da su içerek duygusal açlığınızı, yani farkında olmadan kendisini yemeklerle mutlu etmeye çalışan biri için zor olsa da bunu yapmalarını mutlaka öneriyorum. Sağlıklı beslendikten sonra yedikleriniz ruhunuza da yansıyor. Bir de aslında 50 kilo ama ayna karşısında kendini 80 kilo gibi görüyor. Bu tarz düşünen kişilerin travmaları için mutlaka uzman görüşü almalarını öneriyorum.” dedi. (Esra Oğuzkağan Özkan) Haberin videosu için TIKLAYINIZ..

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İhlas Haber Ajansı tarafından
05 Haziran, 2025 16:02 tarihinde yayınlandı

ATGB Genel Başkanı Orhan Buyurman’dan bayram mesajı

Avrupa’da yaşayan Türk iş insanlarını tek çatı altında buluşturan Avrupalı Türk Girişimciler Birliği (ATGB) Genel Lideri ve Karabüklü gurbetçi iş insanı Orhan Buyurman, Kurban Bayramı hasebiyle bir bildiri yayımladı.
Buyurman bildirisinde, Kurban Bayramı’nın yalnızca dini bir vecibe değil, birebir vakitte toplumsal dayanışmanın, paylaşmanın ve kardeşliğin en güçlü halde yaşandığı özel bir vakit dilimi olduğunu vurguladı.
"Gönüllerimizi Birleştirme Vakti"
Kurban Bayramı’nın, zorlukların üstesinden birlikte gelmenin, gereksinim sahiplerini gözetmenin ve uzakları yakın etmenin en hoş vesilesi olduğunu lisana getiren Buyurman, şunları kaydetti:
"Bayramlar, bizleri birleştiren, kardeşlik bağlarımızı güçlendiren müstesna vakitlerdir. Gerek Avrupa’da gerekse memleketimizde yaşayan vatandaşlarımızın bayram coşkusunu birebir içtenlikle paylaşıyor; büyüklerimizin ellerinden, küçüklerimizin gözlerinden öpüyorum. Her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe muhtaçlık duyduğumuz bu devirde, Kurban Bayramı’nın barışa, sevgiye ve müsamahaya vesile olmasını diliyorum."
Türk Girişimcilerden Bayramda Dayanışma Örneği
ATGB çatısı altındaki Türk girişimcilerin bu bayramda da gereksinim sahiplerine yönelik yardımlarını artırarak sürdürdüğünü belirten Buyurman, "İş dünyasında başarılı olmak kadar, toplumsal sorumluluğumuzu yerine getirmek de bizler için çok değerli. Avrupa’daki Türk girişimcilerimizle birlikte bu bayramda da toplumsal projelere takviye vermeye devam ediyoruz" dedi.
Orhan Buyurman, bildirisinin sonunda tüm İslam âleminin Kurban Bayramı’nı tebrik ederek, barış, huzur ve sıhhat dileklerini iletti.

Bizi sosyal medyadan takip edin