Anadolu Ajansı tarafından
08 Aralık, 2023 20:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Rize’de gençlerle bir araya geldi:

blank

RİZE (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Tarih boyunca Müslümanlar bir Yahudinin burnunu kanatmadı ama bugün görüyorsunuz tahrif edilmiş bir inançtan ilham alarak Müslümanlar çocuk, bebek, kadın demeden katlediliyor." ifadesini kullandı.

Erbaş, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "İslam'ın Rehberliğinde Bilgiden Bilince" konulu gençlik buluşmasında, gençlerin ülkenin zenginliği ve en büyük geleceği olduğunu söyledi.

Müslümanların asırlarca ilmin her alanında insanlığa öncülük ettiğini vurgulayan Erbaş, bunun sadece dini ilimleri değil, her alanı kapsadığını belirtti.

Erbaş, Kur'an-ı Kerim'de 550 ayette akla işaret edildiğini, İslam dininin düşünceye çok büyük önem verdiğini, Kur'an'ın ilk ayetinin "oku", ikinci inen ayetin ise "kalem" olduğunu dile getirdi.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın gök bilimle ilgili ayetler üzerinde yaptığı çalışmanın 1,5 yıl içinde tamamlanacağını anlatan Erbaş, Kur'an'ın, bilim geliştikçe çok daha iyi anlaşılacağının altını çizdi.

Erbaş, gençlere hitabında, "Ne kadar çok bilimsel çalışmalar yaparsak, ilmi çalışmalar yaparsak Kur'an-ı Kerim'i o kadar çok daha iyi anlarız. Niyetimiz de bu olursa nafile ibadet etmiş oluruz." dedi.

Geçmişte ilim insanlarının Kur'an ile bilimi birleştirdiğine dikkati çeken Erbaş, Akşemseddin, Maturidi ve İbn-i Sina gibi bilim insanlarının önemini vurguladı.

Erbaş, ecdadın merhametli, tecrübeli ve adaletli olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Gençler, inşallah hem eğitim alırken hem de eğitim aldıktan sonra gittiğiniz her yerde, çalıştığınız her yerde bunu yaşatmaya devam edeceksiniz. Bulunduğumuz her yerde inancımız ve değerlerimizi en güzel şekilde temsil etmemiz gerekiyor. Zaten ilmin amacı da budur. Almış olduğumuz eğitimler bizi daha merhametli hale getirmeli, daha adil hale getirmeli, daha şefkatli, daha muhabbet taşıyan bir gönle sahip olmamızı gerçekleştirmeli. Bizler mademki ilim medeniyetinin mensuplarıyız, bunları hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız."

- "Herkesin, Allah'ın kitabı Kur'an ve Hazreti Muhammed'in sünnet çizgisini muhafaza etmesi gerekiyor"

"Allah indinde din İslam'dır." ayetini okuyan Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İslam'ın dışındaki dinlerin batıl olduğunu biliyoruz, inanıyoruz. İnanmamız gerekiyor. Hazreti Adem'den, Hazreti Muhammed'e kadar gelen bütün peygamberlerin tebliğ ettiği dinin adıdır İslam. Hazreti Musa buna dahil, Hazreti İsa buna dahil. Hazreti Musa, İslam peygamberidir, Yahudilik peygamberi değildir. İsrailoğulları'na gönderilen İslam peygamberidir... Hazreti İsa yine İsrailoğulları'na gönderilen bir İslam peygamberidir. Hristiyanlık, Hazreti İsa'dan 70 sene sonra ortaya çıkmıştır. Bizim inancımız gereği bunu söylememiz gerek."

Erbaş, herkesin Allah'ın kitabı Kur'an ve Hazreti Muhammed'in sünnet çizgisini muhafaza etmesi gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Tevrat'taki kehanetlerle bugün İsrail katliam yapıyor. 'Vardığınız yerdeki kadınları, çocukları, bebekleri, o yerin hayvanlarını, eşeklerini, öküzlerini her şeyini, gördüğünüz bütün canlıları öldürünüz.' der mi, haşa Tanrı diyeyim hadi Allah. Böyle bir Tanrı olur mu? Buna göre amel ediyorlar. O güzel İslam peygamberi Hazreti İsa'nın getirdiği İslam'ı Hristiyanlık haline getirenler, daha sonra Hristiyanlığı da 100 parçaya bölerek onun içerisinden evanjelizm diye bir tarikat çıkaranlar, o tarikatı Hristiyan siyonizmi haline getirenler, Yahudi siyonistlerini adeta parmaklarında oynatarak Orta Doğu'yu kan gölü haline nasıl getiriyorlar? Dinler tarihi eserlerinde bunu okumanız lazım."

Siyonist Hristiyanların Orta Doğu'yu kan gölüne çevirdiğini belirten Erbaş, İsrail'de yaşananların, Güneydoğu'daki PKK terörünün de arkasında onların olduğunu, binlerce tır dolusu silahı bölgeye onların gönderdiğini savundu.

Erbaş, dünyada İslamofobi olmadığını, bütün Müslüman yaşam alanlarına saldıranların başında siyonistlerin geldiğini aktardı.

Haçlıların bugün ve geçmişte büyük katliamların sorumluları olduğunu vurgulayan Erbaş, konuşmasına şöyle devam etti:

"Romalılar Kudüs'te 1070 yılında öyle büyük bir katliam yapmıştı ki o katliamdan kurtulabilen Yahudiler dünyanın çeşitli yerlerine kaçmak zorunda kalmışlardır. Flavius isimli bir Romalı tarihçi diyor ki 'Öyle bir katliam yaptı ki Romalılar, Kudüs'e sığınan Yahudileri kılıçtan geçirdiler. Gövdelerinden kopan başlar, akan kanlardan oluşan göller üzerinde yüzüyordu.' Kim söylüyor bunu? O olaya şahit olan Flavius. Öyle bir katliamı kim yaptı? Romalılar. Yani Haçlıların babaları, dedeleri. Sonra 1099'da yine Kudüs'te büyük bir katliam yaptı. Oradan hem Müslümanlar hem Yahudiler sürüldü. 1187'de Selahaddin Eyyubi Kudüs'ü kurtarıncaya, işgale son verinceye kadar. Tekrar barışın yurdu haline geldi Kudüs."

- "Ey insanlar hatta ey Yahudiler, tarih boyunca size Müslümanlar sahip çıktı"

Erbaş, 1492 Endülüs katliamına ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:

"Oradan, katliamdan kurtulabilen Yahudilere kim sahip çıktı? Osmanlı sahip çıktı, onları kabul etti. Çeşitli yerlere yerleştirdi. Sonra İkinci Dünya Savaşı'nda 90 bin Yahudiyi gaz odalarında kim katletti? Haçlılar. İşte bugün İsrail'e destek verenler Almanya, Avusturya. Bugün Avusturya'nın sınırları içerisinde bulunan bir toplama kampı var. 90 bin Yahudi'yi orada öldürdüler, katlettiler. Yine oradan kurtulanlara da Müslümanlar sahip çıktı. Tarih boyunca Müslümanlar bir Yahudi'nin burnunu kanatmadı ama bugün görüyorsunuz tahrif edilmiş bir inançtan ilham alarak Müslümanlar çocuk, bebek, kadın demeden katlediliyor."

Ali Erbaş, insanlığa şöyle seslendi:

"Diyorum ki ey insanlar hatta ey Yahudiler, tarih boyunca size Müslümanlar sahip çıktı. Siz tahrifçi inanç, tahripçilerin yapmış olduğu kışkırtmalarla Müslümanları katleden terörist İsrail'e 'Dur' diyeceksiniz. Sizler de vicdanınız varsa ey Yahudiler, ey vicdanlı Yahudiler sizin de 'Dur' demeniz lazım. Eğer insanlıktan çıktıysanız size diyecek bir şey yok ama hala insansanız, masum insanları katledenlere 'Dur' demeniz lazım."

İslam inancının merhameti, adaleti ve şefkati öne çıkardığını ifade eden Erbaş, "Tarihimize bakarsanız, haksız yere bir Yahudinin arsası üzerine yapılan caminin yıkılmasına karar veren ilkelere sahiptir. Bizim medeniyetimiz, bizim inancımız eğer haksız yere bir Yahudi ya da Hristiyanın arsasına bir cami yapılmışsa İslam hukuku o caminin yıkılıp, eğer razı değilse o arsanın sahibine iadesine karar verir." diye konuştu.

Programa, Vali İhsan Selim Baydaş, Belediye Başkanı Rahmi Metin, Rektör Prof. Dr. Yusuf Yılmaz ve öğrenciler katıldı.

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
18 Nisan, 2025 03:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Yaralı sürücüye, kovalamaca sırasında peşinde olan polisler yardım etti

Bartın’da arabasını polisin üzerine süren ve "dur" ihtarına uymayan şoför ile polis grupları ortasında kovalamaca yaşandı. Yaklaşık 30 kilometre kaçmayı başaran şoför kaza yapınca yakalandı. Yaralanan şoförün yardımına ise peşindeki polisler yetişti.
Edinilen bilgiye nazaran Orduyeri Caddesi’nde "dur" ihtarına uymayan 74 AAN 037 plakalı Tofaş aracın şoförü E.Y. ile polis aracı ortasında kovalamaca başladı. Bir polisin üzerine aracı süren E.Y., Bartın-Amasra yoluna çıkarak kaçmaya devam etti. Yolda orta refüje çıkan aracın şoförü, kazaya karşın yoluna devam etti. Bartın-Kurucaşile istikametine yanlışsız süratle giden şoför ile polis ortasında yaklaşık 30 kilometre boyunca kovalamaca yaşandı. Şoför peşine taktığı polislere izini kaybettirirken, Bozköy mevkisinde ise araç virajı alamayarak yol kenarındaki su kanalına düştü.
Araçtan çıkarak kanalda sırtüstü yatan yaralı şoförün yardımına ise peşindeki polis grupları yetişti. Bölgede ikinci bir kaza yaşanmaması emeliyle, polis ve jandarma takımları tarafından geniş güvenlik önlemleri alındı.
Otomobili için feryat etti
Yaralı halde yerde yatan şoför ise aracın halini görünce kendi acısını unutarak aracı için ağladı. Yaralı şoför, "Arabam bu hale gelmeyecekti. Babam bu arabayı bu halde görürse ne der? Babam beni boğar. Ben uygunum ağabey ancak bu otomobilin bu türlü kalmasını ben istemiyorum. Bu otomobil bu hale nasıl geldi? Bu arabayı kim bu hale getirdi? Ben mi getirdim arabayı bu hale? Anne, babam nerde? Kaza yaptım, ehliyetim de yok" diye bağırdı
Ehliyetsiz ve alkollü olduğu belirlendi
Araçta yapılan armada kabahat ögesine rastlanılmazken, 23 yaşındaki şoför E.Y.’nin 231 promil alkollü olduğu ve ehliyetinin bulunmadığı belirlendi. Yaralı şoför olay yerine gelen ambulansa alınarak birinci müdahalesi yapıldıktan sonra Bartın Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazada yaralanan ehliyetsiz ve alkollü şoför E.Y’nin babasının mahalle muhtarı olduğu ve aracı müsaadesiz aldığı öğrenildi.
Ailesi kayıp ilanı verdi
Kovalamacanın yaşandığı anlarda ise polisten kaçan E.Y.’yi ailesinin telefonla aradığı ve ulaşılamadığı ileri sürüldü. Çocuğuna ulaşamayan aile ise jandarma karakoluna müracaatta bulunarak kimlik bilgi ve eşkalini verdikleri çocukları E.Y’nin kayıp olduğunu söz etti.
Olayı hastane polisi fark etti
Hastane polisi, kayıp müracaatında bulunulan E.Y’nin yaralı olarak hastaneye getirilen yaralı olduğunu fark etti. Hastane polisinin telsiz anonsu ile durumu haber merkezine duyurması üzerine ise telefonla durum jandarmaya bildirildi.
Jandarma grupları tarafından da kayıp müracaatında bulunan aile bilgilendirilerek hastaneye yönlendirildi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.