Düzce’de safran yetiştiren kadın girişimci, üretim alanını 10 kattan fazla arttırdı
Düzce'de doğup büyüdüğü köydeki 800 metrekarelik arazisinde 4 yıl önce safran üretimine başlayan Özlem Gündoğdu, devlet desteğiyle 10 dönüme çıkardığı üretim alanından yaklaşık 1,5 kilogram ürün elde ediyor.
Kaynaşlı ilçesine bağlı Çakırsayvan köyünde yaşayan 3 çocuk annesi 37 yaşındaki Gündoğdu, 2019'da Karabük'ün Safranbolu ilçesindeki üreticisinden bir miktar safran soğanı alarak merak duyduğu ürünü yetiştirmeye başladı.
Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde arazisinin toprak analizini yaptırarak safranın uyumlu olduğu sonucunu alan Gündoğdu, deneme amaçlı ektiği bitkiden iyi miktarda ürün elde edince işini geliştirmeye karar verdi.
Elde ettiği ürünlerin değerlendirilmesi için Düzce Valiliği, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile Kadın Emeği Merkezi'ndeki girişimcilik desteği projelerine başvuran Gündoğdu, hem üretim alanının genişletilmesi hem de gıda ve kozmetik ürün üretimi için destek aldı.
Gündoğdu, 4 yıllık süreçte iş yeri tahsisi, safran ürünlerinin üretiminde kullanılan makineler, safran soğanı desteği ve faizsiz geri ödemeli kırsal kalkınma desteklerinden faydalanarak üretim alanını yaklaşık 10 dönüme çıkardı.
"Mucize bitki" veya "altın baharat" diye tabir edilen bitkiden hasat sezonunda yaklaşık 1,5 kilogram ürün elde edebilen Gündoğdu, tescilli markasıyla üretime katılımının yanı sıra hasat sezonunda ilçeye gelen ziyaretçileri de evinin bahçesinde ağırlayarak kent turizmine katkıda bulunuyor.
Hem gıda hem kozmetik alanında ürün yapıyor
AA muhabirine, safran üretimine 2019 yılında "butik üretici" olarak başladıklarını, her yıl ekim alanı ve ürün çeşitliliğini büyüttüklerini anlatan Gündoğdu, "Bundan 4 yıl önce küçük bir arazide bu işi yapmak istedik ve Düzce Üniversitemize toprak analizi yaptırdık. Düzce'de daha önce hiç denenmişti ve fındık ürününe alternatif olarak başladık." diye konuştu.
Gündoğdu, Safran üretimine Düzce Valiliğinden destekler alarak başladığını belirterek, üniversite ve Valiliğe destek için başvuru yaptıklarını, kendilerine Kadın Emeği Merkezi'nde iş yeri ve ekipman desteği sağlandığını dile getirdi.
Ürünleri tarlada yetiştirip merkezde işlediklerine değinen Gündoğdu, "Safrandan hem gıda hem de kozmetik alanında ürünler yapıyoruz. Safranlı şurubumuz, balımız, çeşitli ürünlerimiz ve kremlerimiz var. Safrandan birçok ürün elde edebiliyoruz." dedi.
Devlet desteğiyle üretim alanını 10 kattan fazla arttıran Gündoğdu, işlerinde eşinin de kendisine yardım ettiğini dile getirerek, "Safran Osmanlı'dan bize gelen 'altın baharat' olarak tanımlanır. Çok değerli bir bitki. Dikim aşamasında zorlanıyoruz ama hasat zamanı emeğimizin karşılığını alıyoruz." ifadelerini kullandı.
Devlet desteklerinin kadın girişimler için çok önemli olduğuna dikkati çeken Gündoğdu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şu anda yılda 1,5 kilogram safran hasadı yapıyorum. Bu küçük rakam gibi görülebilir ama bu bitki diğer ürünler gibi kilolarca ürün vermiyor. İçerisinde 3 özü var ve gramlarla ölçülüyor. Kadın Emeği Merkezi biz kadınlara inanılmaz destek oluyor. Zaten kadın isterse yapamayacağı hiçbir şey yok. Devletimiz devamlı kadınlarımızın arkasında, Valiliğimiz üretim konusunda büyük destek verdi." (AA)
Türkiye'nin köklü insani yardım kuruluşlarından Türk Kızılay, 157'nci kuruluş yıl dönümünü kutluyor.
11 Haziran 1868 tarihinde “Vatana Muhabbet Yaralılara Muavenet” ilkesiyle Hilal-i Ahmer adıyla kurulan Kızılay, savaş ve afetlerde yürüttüğü özverili çalışmalarla yalnızca Türkiye'nin değil, dünyanın da saygın yardım kuruluşlarından biri haline geldi.
Kızılay yetkilileri, kuruluş yıl dönümüne ilişkin yaptıkları açıklamada, kurumun yalnızca 157 yıllık bir geçmişe değil, Peygamber Efendimiz’in de yer aldığı “Hılfü’l-Fudûl (Erdemliler Topluluğu)” geleneğine dayanan bir misyonu taşıdığına inandıklarını ifade etti.
Yapılan açıklamada, “Kızılay, Kızılay Yatırım’ın faaliyet gelirleri ve bağışçılarımızın destekleriyle, başta Türkiye olmak üzere pek çok ülkede, afet ve savaş gibi olağanüstü durumlarda mağdur ve mazlumların yardımına koşmaktadır. Yardımlarını dil, din, ırk ayrımı gözetmeden ulaştıran Kızılay, uluslararası düzeyde akredite edilmiş bir insani yardım kuruluşudur” denildi.
Kurumun, Türkiye Cumhuriyeti adına ulusal düzeyde tek yasal kan tedarikçisi olduğu hatırlatılan açıklamada, Kan Bağış Hizmetleri’nin kesintisiz sürdürüldüğü vurgulandı.
Kızılay’ın gücünü milletin dayanışma ruhundan, gönüllülerin özverisinden ve çalışanların adanmışlığından aldığına dikkat çekilen açıklamada, “Bugün bu köklü çınarın çatısı altında yürütülen her faaliyet, bir hayatı kurtarmaya, bir umudu yeşertmeye ve bir yarayı sarmaya yöneliktir” ifadelerine yer verildi.
Kuruluşun bu anlamlı günü vesilesiyle, Kızılay’ın kurucuları rahmet ve minnetle anıldı; gönüllüler, çalışanlar ve destekçilere teşekkür edildi.
Açıklama, “Kızılay, dün olduğu gibi bugün ve yarın da ‘Kötülüğü azaltamıyorsan iyiliği çoğalt ki iyilik kötülüğe galebe çalsın’ inancıyla insanlığın yanında olmaya devam edecektir” ifadeleriyle son buldu.