blank
Avatarı
Anadolu Ajansı tarafından
13 Ekim, 2024 14:41 tarihinde yayınlandı

Gıda’da Ucuz ve Merdiven Altı Üretime Dikkat!

Restorancılar ve döner üreticileri, dışarıdan yemek tüketen vatandaşları, hile ve tağşişe karşı merdiven altı ve çok ucuz ürünlerden uzak durmaları gerektiği konusunda uyarıyor.

Tarım ve Orman Bakanlığıtaklit veya tağşiş yapıldığı kesinleşen, aralarında et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, bitkisel yağ, bal, takviye edici gıdalar, çikolata ve enerji içeceğinin yer aldığı 618 firmaya ait bin 211 parti ürünle ilgili bilgileri kamuoyuna açıklamıştı.

Açıklamada yer alan bilgilerde, et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri ile sıvı yağda hile ve tağşişin korkunç boyutlara ulaşıldığı görüldü.

Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Genel Başkanı Ramazan Bingöl, Türkiye genelinde 100 bin civarında restoran ve lokanta bulunduğunu, bu işletmelerde 2 milyona yakın kişinin istihdam edildiğini belirterek, sektörün ekonomik hacminin 20 milyar dolar civarında olduğunu söyledi.

Sadece İstanbul'da yemek sektöründe 50 bin civarında işletme bulunduğunu dile getiren Bingöl, "Tarım ve Orman Bakanlığı'na denetim konusunda büyük işler düşüyor ancak denetimlerin sadece bakanlık tarafından yapılması çok zor. Burada artık belediyeler de devrede olmalı." dedi.

Belediyelerin ilçe sınırı içerisindeki işletmelere daha kolay ulaşabildiğini, daha fazla personele sahip olduğunu dile getiren Bingöl, ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı'nın doğal olarak kayıtlı yerleri denetlediğini, sektörde kayıtlı olmayan, merdiven altı diye tabir edilen işletmelerin de bulunduğunu anlattı.

"Tüketici maliyet-fiyat dengesine dikkat etmeli"

Bingöl, gıda üretiminde hile ve tağşiş yapan firmaların tespiti için vatandaşlara büyük önem düştüğünü kaydederek, şu uyarılarda bulundu:

"Tüketiciler, dışarıda yemek yerken maliyet-fiyat dengesini gözetmeli. Kırmızı etin kilogramı ortalama 50 TL. Bir porsiyon et yemeğine 100 gram girer. Yani döner, kebap ve benzeri gibi bir porsiyon et yemeğinin sadece et maliyeti 5 liradır. Bunun üzerine personel, kira, elektrik gibi giderleri de eklerseniz en az yüzde 150 üzerine koymanız gerekmektedir. Ayrıca İstanbul'daki kiralar da ve işletme sahibinin kârı göz önünde bulundurulmalı. Burada bir fiyat söylememiz mümkün değil ama tüketici onu kendisi tahmin edebilmeli."

Bingöl, her ucuz ürünün kötü olmadığını, işine sadık binlerce esnaf bulunduğunu, bu kişilere saygı duyduklarını belirterek, ancak hile ve tağşiş yapılan ürünlerin genelde düşük fiyatlılar arasından çıktığını söyledi.

İşletmenin bölgede bilinen veya marka olmasına dikkat edilmesi gerektiğine dikkati çeken Bingöl, "Hile ve tağşişe karşı daha sıkı denetim için belediyelere de yetki verilmeli ve tüketiciler yemeğin maliyetini göz önünde bulundurarak satış fiyatına dikkat etmeli." dedi.

Merdiven altı döner üreticilerine dikkat

Döner Üreticileri Derneği Genel Başkan Vekili Muhammet Nezif Emek, Türkiye'de döner üretiminin, son yıllarda yüksek standartlara ulaştığını, bunun için milyonlarca dolarlık yatırımlar yapıldığını söyledi.

Türkiye'nin döner üretiminde dünyanın en yüksek standartlarını oluşturan teknik altyapıya sahip olduğunu dile getiren Emek, "Yeterli sayıda onaylı üretici marka ve şirketin faaliyetlerini sürdürdüğü sektörümüz, gözünü yüksek kazanç hırsı bürüyen sorumsuz kişilerce lekelenme tehdidi altında." dedi.

Denetim sonucu açıklanan bazı döner ürünlerinde domuz etine dahi rastlandığını dile getiren Emek, maliyeti düşük tutmak ve yüksek kâr elde etmek uğruna halk sağlığıyla oynandığını anlattı.

Emek, Tarım ve Orman Bakanlığı onayı olmayan, sağlık ve hijyen kurallarından uzak, "merdiven altı" mekanlarda üretilen döner ve et ürünlerinin hem halk sağlığını hem de sektörü tehdit ettiğini, bu tarz yerlere dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

"Ucuz dönere rağbet etmeyin"

Emek, vatandaşların ucuz döner ürünlerine rağbet etmemesi ve şüphelendikleri ürünleri mutlaka yetkililere bildirmesi gerektiğinin altını çizdi.

Onaylı işletmelerde dahi hileli ürünlere rastlanmasının büyük talihsizlik olduğunu dile getiren Emek, tüketiciye, helal kesimin yanı sıra mevzuata uygun, reçeteleri şeffaf ve etiketleri doğru üretim aşamalarından geçmiş ürünlerin sunulması gerektiğini söyledi.

Emek, sadece merdiven altı işletmelerle değil onaylı olup hile ve tağşiş yapan üreticilerle de mücadele ettiklerini kaydederek, vatandaşın sağlığının her şeyden önemli olduğunu vurguladı.

Dönerin kontrollü ve sağlıklı ortamlarda hazırlandığı müddetçe, şeffaf üretim ve pişirme şartları nedeniyle güvenilir ve çok lezzetli bir yiyecek olduğunu anlatan emek, söz konusu ürünün sadece Türkiye'de değil dünyada da ciddi miktarda tüketildiğini bildirdi.

Emek, "Dönerde gördüğümüz klasik hile ve tağşiş dışında son zamanlarda yüzde 40'lara varan oranlarda iç yağ koyma durumunu görüyoruz. Bu da tüketicileri yanıltan hileli üründür." diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İhlas Haber Ajansı tarafından
08 Temmuz, 2025 12:57 tarihinde yayınlandı

Eren’in hikayesi Kartalkaya’da yarım kaldı

Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangınında ömrünü yitiren 15 yaşındaki Eren Bağcı’nın babaannesi Aygül Bağcı, "Bu acıyla geçen 168 günü lakin yaşayan anlayabilir. Anne ve babalar bir savaşın içinde" dedi. Eren’in, eğitim aldığı kayak okulunun düzenlediği tertiple Grand Kartal Otel’e gittiği, ayrıyeten kayak öğrenmek isteyen küçük çocuklara istekli olarak eğitim de verdiği öğrenildi.
Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangınında 78 kişi hayatını kaybetmiş, 133 kişi ise yaralanmıştı. Yangınla ilgili görülen davada 19’u tutuklu 32 sanığın yargılanmasına ikinci günde devam edilirken, hayatını kaybedenlerin ailelerinin adalet nöbeti de sürüyor.
Yangında ömrünü yitiren 15 yaşındaki lise öğrencisi Eren Bağcı, kayak okulunun düzenlediği aktiflik kapsamında otelde bulunuyordu. Ankara’da yaşayan ve özel bir lisede eğitim gören Bağcı’nın, çok küçük yaşlarda kayak sporuna başladığı, son 3 yıldır ise bu sporu profesyonel olarak sürdürdüğü öğrenildi. Ayrıyeten Eren’in, kayak öğrenmek isteyen küçük çocuklara istekli olarak eğitim verdiği de belirtildi.

"Bu acıyla yaşanan 168 günü lakin yaşayan anlayabilir"
Duruşmanın devam ettiği okulun önünde bekleyen Eren’in babaannesi Aygül Bağcı, "Torunumu kaybettim, 15 yaşındaydı. Bu acıyla yaşanan 168 günü lakin yaşayan anlayabilir. Yargı süreci başladı. Anne ve babalar bir savaşın içinde. Gerçek sorumlular adil olarak ortaya çıkacak ve yargılanacaklar. Tek istediğim bu. Bizim evlatlarımız geri gelmeyecek. 36 gencecik çocuk, hepsi güzel eğitimler alarak tahminen de birçok şeyi gerçekleştirecek yetenekleri olan çocuklarımızı kaybettik. Hiçbirini geri getiremeyiz ancak onların bize verdiği ileti var. ’Biz gidiyoruz, bizden sonra öbür çocuklar ölmesin’ İhmallerin çok olduğu, gerekli kontroller yapıldığı ortamda hiçbir çocuk inançta değil" dedi.

"Artık anne ve babalar çocuklarını eğitim için, spor faaliyeti için bir yere gönderemiyor"
Bağcı, kelamlarına şöyle devam etti:
"Artık anne ve babalar çocuklarını eğitim için, spor faaliyeti için bir yere gönderemiyor. Servislerine dahi güvenilmeyen ortamda, biz gerekli yasal kontrolleri yanlışsız halde yapmazsak, insanların vicdanlarına dokunamazsak daha çok çocuk ölecek bu ülkede. O sebeple biz bu savaşı veriyoruz. 78 canın gerisinde 780 kişi kaldı tahminen, acılar içinde. ’En azından bundan sonra bu türlü şeyler olmayacak’ denilmesi lazım. Yargıdan tek beklediğimiz bu. Hatalılar bulunacak ve gerekli yargılamalar yapılacak ki bundan sonra bu türlü bir şeye kimse yürek edemesin"

Bizi sosyal medyadan takip edin