blank
Anadolu Ajansı tarafından
20 Haziran, 2024 12:37 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Giresun’daki Göksu travertenleri ve Mavigöl’de ziyaretçi yoğunluğu yaşandı

GİRESUN (AA) - Göksu travertenleri ve Mavigöl gibi turizm noktaları ile ön plana çıkan Giresun'un Dereli ilçesi, Kurban Bayramı tatilinde ziyaretçilerin uğrak yerlerinden oldu.

İlçede son yıllarda tanınırlığı artan ve görüntüsüyle adeta Pamukkale'yi andıran Göksu travertenlerini, bayramda 10 bin kişi ziyaret etti.

Mineralli suyun aktığı beyaz taşlar ve turkuaz renkli göletlerden oluşan travertenleri ziyaret edenler, keyifli vakit geçirdi.

Kuzalan Tabiat Parkı'nda Göksu Deresi içinde yer alan, kireç taşları ve sodalı suyun etkisiyle turkuaz renkte akan Mavigöl'ün bulunduğu alanı da bayram süresince yaklaşık 25 bin kişi gezdi.

Kuzalan Şelalesi, Kümbet ve Kulakkaya yaylaları da doğada huzur bulmak isteyenler tarafından tercih edildi.

- "Gün geçtikçe turizm hareketi Dereli'de artıyor"

Dereli Belediye Başkanı Zeki Şenlikoğlu, AA muhabirine, Kurban Bayramı'nda ilçede ziyaretçi yoğunluğu yaşandığını söyledi.

Yaylalarda da aynı şekilde yoğunluk oluştuğunu belirten Şenlikoğlu, "İlçeye gelen insan sayısı, kendi nüfusumuz hariç 100 bin kişi civarında oldu. Dereli'yi gezmeye gelenlere teşekkür ediyorum." dedi.

İlçenin Giresun'un en cazip bölgesi haline geldiğinin altını çizen Şenlikoğlu, "Turizmin amiral gemisi Dereli ve yaylaları. Bunların dışında Göksu travertenleri ve Mavigöl'ün de turizme kazandırılması Dereli'nin cazibesini kat kat artırdı. Resmi kayıtlardan bayram süresince ilçeye günlük 10 bin civarında araç girdiğini görüyoruz. Gün geçtikçe turizm hareketi Dereli'de artıyor." diye konuştu.

- "Pamukkale uzak olduğu için gidemedik ama burası da aratmıyor"

İstanbul'da yaşadığını, misafirleri ile memleketine gezmeye geldiğini anlatan Gönül Özçakır ise travertenlerin eğlenceli bir yer olduğunu dile getirdi.

Özçakır, "Taşları ve göletleri çok keyifli. Biz geçen yıl gelmiştik, bu yıl da özellikle misafirlerimizi getirdik. Çok merak ediyorlardı, gezmek istiyorlardı. Buranın ardından da Mavigöl'ü gezeceğiz." ifadelerini kullandı.

İstanbul'dan eşinin ailesini ziyarete gelen Gökmen Akbaş da travertenlerin turistik açıdan güzel bir yer olduğuna dikkati çekerek, "Böyle bir yerin sadece Pamukkale'de olduğunu düşünüyorduk ama burada da varmış. Yeşilin yanında burası çok iyi olmuş, suyun soğukluğu da iyi, psikolojik olarak da rahatlatıyor." dedi.

Akbaş, Karadeniz'in her yerinin ayrı güzellikte olduğuna dikkati çekerek, "Hem doğası hem denizi güzel, tadını çıkarmak lazım. Yurt dışından ziyade ilk önce memleketi gezmek lazım. İnsanlar şu anda yurt dışını gezmek istiyor ama memleketin gezilecek birçok yeri var." değerlendirmesinde bulundu.

Ailesiyle Samsun'dan gezmeye geldiğini anlatan Selami Sarıoğlu, "İlk kez bu civarda traverten gördüm. Pamukkale uzak olduğu için gidemedik ama burası da aratmıyor. Bence burası küçük Pamukkale." şeklinde konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Haber Merkezi tarafından
10 Mayıs, 2025 22:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Her Annenin Ayrı Bir Hikayesi Var

Bugün varsa annenize sarılın, yoksa gözlerinizi kapatıp onu hissedin. Çünkü “anne” demek, dünyaya tutunmak demek.

Kalbimizi Sıcak Tutan O Güçlü Kadınlara Bir Teşekkür

Her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü geliyor… Ve biz yine “Anne” deyince içimiz titriyor. Kimi zaman bir tebessüm, kimi zaman burnumuzun direğini sızlatan bir özlem. Çünkü “anne” kelimesi sadece bir sesleniş değil; hayatın kendisi gibi bir şey. İçinde sevgi var, emek var, fedakârlık var… Daha da fazlası: karşılıksızlık var.

Anne Olmak Sadece Doğurmak mı?

Hayır. Aslında çok daha fazlası. Anne olmak sadece doğurmakla ilgili değil. Bir çocuğu sarıp sarmalayan, ona sahip çıkan, büyüten herkesin kalbinde bir "anne" var. Bazen bu bir teyze olur, bazen bir abla, bazen de kalbi kocaman bir öğretmen. Kimi zaman bir baba bile bu rolü üstlenebilir.

Yani Anneler Günü’nü kutlarken sadece biyolojik anneleri değil, hayatımıza anne sevgisini taşımış herkesi anmak gerek.

Her Annenin Ayrı Bir Hikayesi Var

Bazı anneler çocuklarını kucaklarına almadan büyütür, bazıları çocuklarının düşmesine izin verip kalkmayı öğretir. Kimisi üç işte birden çalışır, kimisi tek bir bakışla her şeyi anlatır. Ama ortak özellikleri hep aynı: Kendilerinden çok çocuklarını düşünürler.

Bir düşünün… Kaç kez gece uykusundan feragat etti, kendini yorgun hissetti ama belli etmedi? Kaç kez “iyiyim” dedi ama içi kan ağladı? Ve biz kaç kere fark ettik?

Ya Annem Yanımda Değilse?

Evet, bu gün herkes için bayram havasında geçmiyor olabilir. Annesini kaybetmiş olanlar, evlat acısı çekenler ya da anne olmayı bekleyen kadınlar için bugünün başka bir anlamı var. Sessizce, içten içe yaşanan bir duygu bu.

Ama bir gerçek var ki; anne gitse de izi kalır. Kokusu, sesi, öğrettikleri hep bizimle yaşar. Onu hatırlatan bir yemek, bir çiçek ya da bir şarkı… Bir bakmışsınız yanınızda gibi hissettirir.

En Güzel Hediye: Varlığını Hissettirmek

Anneler Günü deyince akla ilk gelen şey belki de hediye oluyor. Ama aslında anneler için en güzel hediye; onları düşündüğümüzü göstermek. Bir telefon, içten bir “iyi ki varsın” demek, sarılmak… Emin olun, paha biçilemez.

Anneler zaten hep bizim için bir şeyler yapıyor. Belki de bugün, sadece onlar için bir şey yapmanın günü. Küçük bir jest bile kalplerine dokunur.

Kısacası… Anneler Günü sadece bir kutlama değil. Bir durup düşünme günü. Şükretme, özleme, teşekkür etme günü. Bugün varsa annenize sarılın, yoksa gözlerinizi kapatıp onu hissedin. Çünkü “anne” demek, dünyaya tutunmak demek.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.