blank
Avatarı
Anadolu Ajansı tarafından
19 Mayıs, 2024 00:48 tarihinde yayınlandı

Güven Hastanesi’nden “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi Türkiye” değerlendirmesi

İSTANBUL (AA) - Güven Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. İbrahim Demirci, 18 Mayıs Avrupa Obezite Günü kapsamında, Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteye ilişkin son verilerini değerlendirerek uyarılarda bulundu.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Demirci, obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıkların her yıl katlanarak arttığını belirtti.

Demirci, özellikle çocuklarda obezite sıklığının erişkinlere göre daha hızlı arttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Henüz toplum olarak sağlıklı yaşam için beslenmenin ve egzersizin önemini tam kavrayamadık. Genel olarak, yüksek kalorili besleniyoruz. Yemek yemek bizim için hobi ve eğlence niteliğinde. Arkadaşlarımızla, dostlarımızla buluştuğumuzda planlarımızı yemek üzerine kuruyoruz. Vakit geçirirken, yemek yemeyi seviyoruz. Seçeneklerimiz arasında birlikte yürüyüş yapmak çok fazla tercih edilmiyor. Hala, toplumumuzun bazı kesimlerinde kilolu insanların daha sağlıklı olduğu düşünülmekte. Kültürün, geleneklerin ve adetlerin etkisiyle toplumumuz yemekle arasına mesafe koyamıyor.

- Endokrin bozucu kimyasallar obeziteye yol açıyor

Son zamanlarda tüm dünyada miktarı artan endokrin bozucu kimyasalların da obeziteyi tetiklediğini vurgulayan Demirci, işlenmiş ve hazır gıdalar konusunda uyarılarda bulundu.

Demirci, endokrin bozucu maddeler arasında, solunan hava, içilen su ve yenilen gıdalarla vücuda giren ve biriken, endokrin sistemini olumsuz etkileyen ve bu etkilerini nesilden nesile aktarabilen kimyasal maddeler olduğuna işaret ederek, "Endokrin bozucu kimyasallardan tamamen uzak kalmak mümkün olmasa da sağlıklı ürünler tüketerek ve hayatımızda plastik kullanımını minimuma indirerek en azında bu zararlı kimyasallara maruziyetimizi elimizden geldiğince azaltmamız gerekiyor." tavsiyesinde bulundu.

Obezite sıklığının tüm dünyada hızla artığına ve son 20 yıldır obezite artışını durdurabilen bir ülke olmadığına vurgu yapan Demirci, eğer obezite sıklığındaki artış önlemez ise 2035'te dünya nüfusunun yarısından fazlasının kilo fazlalığı ve yarattığı sorunlarla karşı karşıya kalacağını ifade etti.

- "Obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek"

Demirci, sağlık verilerine bakıldığında durumun iç açıcı olmadığının altını çizerek, "Yıldan yıla daha kötüye doğru gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü 2023 verilerine göre tüm dünyada obezite sıklığı yüzde 14 civarında. Bu yüzdeye, kilo fazlalığı olanları da eklediğimizde yüzde 38'e ulaşıyor. Artış hızı durdurulamaz ise 2035'te dünya nüfusunun yarıdan fazlası kilo fazlalığıyla mücadele etmek zorunda olacak. Ayrıca dikkat çekmek istediğimi önemli bir nokta, obezite artış hızı 5-19 yaş arası çocuk ve gençlerde, erişkinlere göre neredeyse 2 kat daha yüksek. Çocukluk çağı obezitesi de günümüzde bir tehlikeli boyuta ulaşmış durumda."

Türkiye açısından durumun biraz daha ciddi boyutta olduğuna vurgu yapan Demirci, "Türkiye İstatistik Kurumu 2022 verilerine göre ülkemizde kilo fazlalığı yüzde 35.6, obezite sıklığımız ise yüzde 20.2. Verilere göre Avrupa'nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz." bilgisini paylaştı.

Obeziteye karşı başarılı mücadele etmek için farkındalığın artması gerektiğini belirten Demirci, obeziteyle mücadelenin "ülke politikası" olarak benimsenmesi ve sosyal yaşamın sağlığını ön planda tutacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dikkati çekti.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İhlas Haber Ajansı tarafından
04 Haziran, 2025 09:22 tarihinde yayınlandı

Kokarcanın başına ödül konuldu: Canlısı 1 TL

Ordu’da kahverengi kokarca zararlısına karşı enteresan ve tesirli bir çaba yolu geliştirildi. Altınordu ilçesi Eyüplü Mahallesi’nde yaşayan Avukat Mehmet Yıldırım, canlı olarak getirilen her bir kahverengi kokarcayı sembolik olarak 1 TL karşılığında satın alıyor. Toplanan böcekler ise biyolojik gayret kapsamında kullanılmak üzere Giresun’daki Fındık Araştırma Enstitüsü’ne gönderiliyor.

Zararlıyla uğraş samuray arısıyla olacak
Çiftçilikle de uğraşan Mehmet Yıldırım, bu yıl mahallelerinde görülmeye başlanan kahverengi kokarcanın mahsullere önemli ziyan verdiğini belirterek, vatandaşları teşvik etmek hedefiyle canlı kokarcaları fiyat karşılığında almaya başladı. Toplanan ziyanlı böcekler, samuray arılarının çoğaltılması emeliyle Fındık Araştırma Enstitüsü’ne teslim ediliyor. Samuray arıları, kahverengi kokarcanın doğal düşmanı olarak biliniyor ve biyolojik gayrette aktif formda kullanılıyor.

"Bu böcek dünyanın sonunu getirebilir"
Kampanyanın kıymetine dikkat çeken Avukat Yıldırım, "Bu zararlı böcek, sırf Türkiye’de değil dünyada da süratle yayılıyor. Tarıma verdiği ziyan büyük. Şu anda mahallemizde ağır formda görülüyor. Devletimizin uğraşına takviye vermek ismine bu türlü bir teşebbüste bulunduk. Bu yalnızca kişisel değil, toplumsal bir gayret olmalı" sözlerini kullandı.

260 kokarca toplandı, maksat yaygınlaştırmak
Yıldırım, uygulamanın yeni başladığını ve bugüne kadar 260 kokarcanın toplandığını belirterek, talebin arttığını, farklı bölgelerde de emsal çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi. Enstitünün kokarcaları samuray arısı üretiminde kullandığını, karşılığında da arı temin ederek zararlının doğal yolla denetimini sağlamayı hedeflediklerini söz etti.

"Para için değil, fındık için topluyoruz"
Mahalle sakinlerinden Semiha Coşkun ve Türkan Türkmen ise çalışmayı gönülden desteklediklerini söyledi. Türkmen, "Kokarca fındığımıza ve öbür eserlere önemli ziyan veriyor. Biz bu çabayı para için değil, eserlerimizi ve tabiatımızı korumak için yapıyoruz" dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin