Avatarı
Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
20 Haziran, 2023 11:25 tarihinde yayınlandı

Hayatını “can dostlar”a adayan kadın evini 43 kedi ve köpekle paylaşıyor

BARTIN (AA) - Bartın'ın Ulus ilçesinde evini "can dostlar"a açan ev hanımı Çiğdem Bayram, ördüğü çantaların satışından elde ettiği gelirle beslediği 43 kedi ve köpeğin bakım ve tedavisini de üstleniyor. Küllü köyünde kronik kalp rahatsızlığı bulunan eşiyle yaşayan 44 yaşındaki Bayram, önceleri sokakta beslediği sahipsiz hayvanları 5 sene önce evine almaya başladı. Sahiplendiği kedi ve köpek sayısı zamanla 43'e ulaşan, bunlardan yaralı ve hasta olanların bakım ve tedavileriyle de ilgilenen Bayram, masraflarını, ördüğü çantaları ilçe pazarında satarak karşılıyor. Hayatını adeta sahipsiz hayvanlara adayan Bayram, çoğu zaman birlikte yattığı "can dostları" öpüp kucaklayarak güne başlıyor. Bayram, malulen emekli eşinin de desteğiyle adeta çocuk gibi ilgilendiği kedi ve köpeklerle iç içe bir yaşam sürüyor. Sahiplendiği hayvan sayısının artmasıyla masrafları karşılamakta zorlanan Bayram, hayvanseverlerden destek bekliyor. - "Küçük yaşlardan beri hayvanlara karşı ayrı bir sevgi duyuyorum" Çiğdem Bayram, AA muhabirine, küçük yaşlardan beri hayvanlara karşı ayrı bir sevgi duyduğunu söyledi. Bayram, ömrünü sahipsiz hayvanlara adadığını belirterek, "Geçen sene yaşadığımız sel afetinde çamurların içinden sele kapılan hayvanları kurtardım ve onları da evime aldım. Hayvanlara baktığımı bilenler yaralı, silahla vurulmuş hayvanları da kapıma bırakıyor. Ben de mağdur oldukları için hepsini evime alıyorum. Şu anda kendi evimde bana yatacak yatak kalmadı. Evimde 22 köpek, 21 kedim oldu. Hepsine çocuğum gibi bakıyorum ama artık imkanlarım da zor seviyeye geldi. Ne yapayım, ben onlardan ayrılamıyorum, onlar da benden ayrılamıyor." diye konuştu. Konuşması sırasında zaman zaman duygulanan Bayram, "Hayvanların bakım masraflarını çanta örüp pazarda satarak karşılamaya çalışıyorum. Pazar yerinde de bütün kedi ve köpekler benim yanıma geliyor. Orada da onlara bakıyorum." dedi. Bayram, evdeki hayvanların isimlerini karıştırmadığını aktararak, besledikleri bir köpeğin otomobilin çarpması sonucu ölümü üzerine büyük üzüntü yaşadıklarını, felçli bir kediyi ise şırıngayla bebek gibi beslediğini anlattı. Hayvanların dertlerini anlatamadığını dile getiren Bayram, şöyle konuştu: "Her gün saat 06.30-07.00 gibi kalkıyorum, yemeklerini yapmaya başlıyorum ve onları doyuruyorum. Gün boyu acıktıkça yedirip içiriyoruz. Her gün vücutlarına bit, pire ilacı uygulaması yapıyorum, alerji olmasınlar diye ilaçlarını veriyorum. Tabii bu kadar hayvanın hem bakımı hem yiyecekleri hem veteriner masrafları çok oluyor. Beden olarak değil ama maddi olarak çok yoruluyorum. Yardım etmek isteyen olursa beklerim. Kedi, köpek maması olur, kedi kumu olur, evde kullanmadıkları battaniye olur, onları gönderebilirler. Kendim için hiçbir şey istemiyorum. Sadece hayvanlar için uğraşıyorum."

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Esra Oğuzkağan Özkan tarafından
04 Haziran, 2025 17:12 tarihinde yayınlandı

Zopran’da Köy Usulü Börek Yapımı Nesilden Nesile Aktarılıyor

Karabük'ün Zopran Köyü'nde, geleneksel su böreği yapımını dört kuşaktır sürdüren Fatma Baylam, gelini ve torununa köy mutfağına ait tüm bilgilerini aktarıyor.

Köy sakinlerinden Fatma Baylam, köydeki kadınların, özellikle Kurban Bayramı gibi özel günlerde misafirlerine ikram etmek üzere geleneksel su böreğini yaptıklarını ve hazırlıklarının devam ettiğini açıkladı. Köyde 3 gün süren bayramlaşmada yaklaşık 50 kişiye yemek verdiklerini de ifade etti.

Bayram öncesinde kadınlar, köyün ünlü su böreği tarifini hayata geçiriyor. Baylam, yaptığı açıklamada, bayram sofralarının vazgeçilmezleri arasında su böreğinin bulunduğunu belirtti. Yapım aşamalarını anlatırken, 15 yufka açıldığını ve bunlardan 7 tanesinin kaynayan suyun içinde haşlandığını, ardından dikkatlice tepsiye üst üste dizildiğini söyledi. Sonrasında, arasına ilk olarak çiğ yumurta kırıldığını ve yufkaların üzerine sürüldüğünü dile getiren Baylam, üzerine ayrıca tavada pişirilmiş yumurtaların elde parçalara ayrılarak maydanozla karıştırılmasıyla iç harcının hazırlandığını aktardı. Bu hazırlıkların ardından, tepsiye 8 tane daha yufkayı yağlayarak üst üste eklendiğini, böreğin son haline getirilip fırına verilmek üzere hazırlandığını ekledi.

Fatma Baylam ve gelini Şule Baylam, geleneksel tarifle hazırlanan su böreğinin, diğer özel günlerde olduğu gibi bayramda da misafirlerin beğenisiyle ikram edileceğini belirtti. Köydeki bu gelenek, nesiller boyunca devam ederek, bayram sofralarının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olmaya devam ediyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin