blank
Anadolu Ajansı tarafından
10 Eylül, 2024 13:41 tarihinde yayınlandı
A+ A-

İletişim Başkanı Altun’dan Dezenformasyonla Mücadele Açıklaması

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, "Son günlerde karşılaştığımız olaylarda önemli bir sınav veren medyamızın, evrenselleşmiş olan değerler ekseninde faaliyetlerini sürdürmesi, hakikatin yalana karşı verdiği mücadeleyi kolaylaştıracaktır." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ülke gündeminde yer alan birçok konuda medyanın haberi doğru ve zamanında kamuoyuna aktarmasının, bireylerin haber alma hakkını kullanabilmesinde, dolayısıyla demokrasinin doğru işleyişinde önemli bir etken olduğunu bildirdi. Toplumsal hayata yönelik sayısız zararı bulunan dezenformasyon faaliyetleriyle mücadelede, doğru haberciliğin öneminin çok büyük olduğunu belirten Altun, şunları kaydetti: "Bir başka deyişle, doğru habercilik ve medya etiğine riayetle dezenformasyona karşı daha güçlü mücadele edebiliriz. İletişim Başkanlığı olarak bir süre önce, doğru haberciliği prensip edinmiş medya mensuplarının çalışmalarını kolaylaştırmak amacıyla 'Doğru Habercilik ve Medya Etiği' adlı bir kitap yayımlamıştık. Dünya örnekleri çerçevesinde nitelikli bir rehber olarak hazırlayıp medyamızın ve milletimizin istifadesine sunduğumuz bu eseri bugünlerde özellikle kamuoyunun gündemine getirmek istiyoruz. Son günlerde karşılaştığımız olaylarda çok önemli bir sınav veren medyamızın, uzun bir süreçte kurumsallaşmış ve evrenselleşmiş olan değerler ekseninde faaliyetlerini sürdürmesi, hakikatin yalana karşı verdiği mücadeleyi kolaylaştıracaktır." Altun mesajında, İletişim Başkanlığınca hazırlanan "Doğru Habercilik ve Medya Etiği" kitabının linkini de paylaştı.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.