Anadolu Ajansı tarafından
07 Ağustos, 2024 12:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Kahramanmaraş merkezli depremlerin diğer faylara etkileri araştırılıyor

"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen 6 Şubat 2023'teki Kahramanmaraş merkezli depremlerin komşu faylara olan etkileri üzerine çalışma yürütülüyor. Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Araştırma Platformunca yürütülen proje kapsamında 7 kişilik bilim ekibinin 7,7 büyüklüğündeki depremin merkez üssü Pazarcık ilçesindeki çalışmaları devam ediyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Jeoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve AFAD Bilimsel Destek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, AA muhabirine, proje kapsamında Narlı fayı üzerinde açtıkları 2 hendekte çalışmalar gerçekleştirdiklerini söyledi. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki ilk depreme yeni tespit edilen 80 kilometre uzunluğundaki fayın neden olduğunu dile getiren Sözbilir, depremlerde kırılmayan Narlı fayında son 10 bin yıl içerisinde 3 büyük depremin geliştiğini gözlemlediklerini, hendeklerden alacakları sonuçlara göre de Narlı fayının kaç yılda bir deprem ürettiğini, en son depremin üzerinden ne kadar süre geçtiğini öğrenmiş olacaklarını dile getirdi. Sözbilir, en son açılan hendekte bir kültür katmanına rastladıklarına işaret ederek, "Hem o kültür katmanı öncesinde hem de sonrasında iki deprem gözleyebiliyoruz. Yani insanlar yaşarken Narlı fayı çalışmış, can ve mal kaybına neden olmuş. Bunu anlayabiliyoruz. Narlı fayının tümü 6 Şubat depremlerinde henüz kırılmış değil. Özellikle haritada çizili olan kısımları. Bununla ilgili çalışmalar sonrasında tehlikenin seviyesiyle ilgili bir bilgi elde edebileceğiz." diye konuştu. Yaklaşık 25 kilometre uzunluğunda Narlı fayının 6,7-6,8 büyüklüğünde kendi başına deprem üretme kapasitesine sahip olduğunu belirten Sözbilir, fayın Gaziantep'e doğru devam ettiğini, kırılması durumunda Sakçagözü fayı ile de birleşebilme riski taşıdığını ifade etti. Deprem haritası 2025'te tamamlanacak Söz konusu fayların Ölü Deniz fayının (Kahramanmaraş-Narlı üçlü ekleminden başlayıp Sakçagöz, Yesemek, Hacıpaşa'dan geçerek Suriye, Lübnan ve İsrail'e uzanan fay) parçaları olduğunu vurgulayan Sözbilir, "Önümüzdeki aylarda o fay parçalarını da kesip inceleyeceğiz. Hepsini birlikte değerlendirdiğimizde bizim Ölü Deniz fayının Türkiye topraklarındaki tehlikesi ortaya çıkmış olacak. Bu çalışma 2025 yılında tamamlanacak. Tamamlandığında Türkiye'nin deprem tehlike haritası değişecek. İl düzeyinde nasıl bir deprem tehlikesine sahip olduğumuzu öğrenmiş olacağız. Ona göre de önlem alma şansımız artacak." ifadelerini kullandı. "Türkiye'nin her tarafında sıkıntı var" Sözbilir, 1999 depreminin ardından 25 yıldır İstanbul'da deprem olmasının beklendiğini ancak 2011'de Van'da, 2020'de Elazığ'da ve İzmir'de, 2023'te de Kahramanmaraş'ta deprem olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti: "Yani Türkiye'nin başka yerlerinde de İstanbul'dan daha tehlikeli olabilecek faylar olduğunu anlayabiliyoruz. Dolayısıyla olaya bu şekilde bakmak gerekiyor. Türkiye'nin her tarafında sıkıntı var ama özellikle Doğu Anadolu'da kırılan fay parçasına komşu olan fayların ve illerin tehlike seviyesi yükselmiş durumda. Yani bizim buraya en yakın illerimiz kırılan fay parçasına hatta içinde olan illerimiz de aynı şekilde o tehlikenin içinde yer alıyor. Örneğin 6 Şubat 2023'te iki tane büyük deprem oldu ama Maraş fayı henüz kırılmadı. Böyle bir durum var. Ya da Hatay 6 Şubat depreminde en fazla yıkım yaşayan ilimizdi ama daha Antakya fayının tümü kırılmadı. Bu şekildeki tehlikeler var. Bingöl, Malatya, Adıyaman, Adana, Gaziantep, Iğdır taraflarında tehlikeler devam ediyor." "Deprem tehlikesinin daha ön plana çıkabileceği başka iller olabilir" İzmir'de 17 fayın bulunduğunu ancak bunlardan hiçbirinin son 100 yılda kırılmadığını dile getiren Sözbilir, "Türkiye'de deprem tehlikesinin daha ön plana çıkabileceği başka iller olabilir. Hepimiz İstanbul'u bekliyoruz ama 25 yıldır İstanbul dışındaki illerde depremler oluyor ve insanlar can ve mal kaybı yaşıyor. Türkiye'nin bu açıdan yeni bir deprem politikası oluşturmaya ihtiyacı var diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
16 Nisan, 2025 20:44 tarihinde yayınlandı
A+ A-

UNESCO kenti Safranbolu’da Turizm Haftası kutlamaları başladı

UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Karabük'ün Safranbolu ilçesinde, 15-22 Nisan tarihleri arasında kutlanan Turizm Haftası dolayısıyla program düzenlendi.

Eski Çarşı'da düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Açılış konuşmasını yapan Karabük Valisi Mustafa Yavuz, Turizm Haftası'nın hem Karabük hem de Türkiye için önemli bir fırsat olduğuna dikkat çekti. Vali Yavuz, bayram tatili süresince yaşanan turizm hareketliliğine değinerek, şu ifadeleri kullandı:
"Bayram tatilinin arkasından değişik illerden, yurt içinden, yurt dışından ziyaretçilerimizi ve misafirlerimizi ağırladık. Sadece 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinde Karabük sınırlarından 1 milyon 718 bin araç çıkış ve giriş yaptı. Bu bize ne ifade ediyor? Ciddi bir hareketliliği ifade ediyor."
Safranbolu ilçesinde 200 binin üzerinde aracın giriş yaptığını, yaklaşık 400 binin üzerinde kişinin de ziyaret ettiğini hatırlatan Yavuz, "Aslında bu veriler bize şunu söylüyor: Biz bayramda ciddi bir hareketlilik yaşadık. Ciddi bir misafir ağırladık. Ciddi bir turist ağırladık. Bu ilde bu potansiyel var. Bu il ve bu şehir ve bu ilçe aslında turizm çekebiliyor" diye konuştu.
"O zaman bizim bunu daha iyi yönetmemiz lazım" diyen Yavuz, "Bu turizm potansiyelini hep birlikte; valiliğimiz başta olmak üzere kaymakamımız, belediyelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, odalarımız, turizm işletmelerimiz, turizmden ekmeğini kazanan ya da bu şehrin sokaklarında gezen, nefes alan hepimizin bu süreci iyi yönetmemiz lazım. Bu turizm hareketliliğini çok iyi yönetmeniz lazım ki daha ilerlere, daha nitelikli ve daha kaliteli bir turizm noktasına doğru gidelim" ifadelerini kullandı.
Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse ise yaptığı konuşmada, kentin turizmde hak ettiği yere ulaşması için çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi.
Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Şahin de turizmin önemine değinerek, Türkiye'nin bu alanda güçlü bir destinasyon olduğunu vurguladı. Şahin, "Dünyanın en önde gelen ve hızla büyüyen sektörlerinden biri olan turizm ve bundan alacakları payları artırmak için ülkeler adeta büyük bir rekabet içindedirler. Ülkemiz sahip olduğu zengin kültürel mirası, iklimi ve doğal güzellikleriyle çeşitli turizm alternatifleri sunarak bu rekabette güçlü bir turizm destinasyonu olduğunu kanıtlamıştır" dedi.
Konuşmaların ardından öğrencilerin halk oyunları gösterileri sergilenirken, Rıza Akkaya'ya ait ‘Zamanhane' yağlı boya resim sergisinin açılışı yapıldı. Program serginin gezilmesi ile sona erdi.

blank
blank
blank

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.