Açılım sözcüğü bir zamanlar moda olmuştu. Dertlerden kurtulmanın reçetesi olarak kullanılıyordu. Acaba bu sözcüğün Karabük özelindeki karşılığı ne olabilir? ……………………… Kentteki yaşamı kaliteli duruma getirmek için çok çabalamamız gerekiyor. Endüstri kenti Karabük bir zamanlar işçilerin,teknokrat ve bürokratların ihtiyacına yanıt veriyordu. Özellikle işçilerin yoğun çalışma temposundan dolayı eğlenceye ayıracak vakitleri yoktu. Yenişehir’de işçi lokali hizmete girse de bu bir gerçek hiç değişmedi. Karabük’ün bir zamanlar Paris gibi anılmasına neden olanlar teknokrat ve bürokratlardı. Yani mühendisler ve memurlar lokali.. Çaykovski’den tutunda Bethoven’e kadar batı müziğinin bütün türleri lokallerde seçkin/elit grubun ihtiyaçlarını karşılardı. Neyse… Şimdi böyle bir Karabük’ü anlatmanın da kimseye faydası yok. Biz yaşadığımız ana bakalım. Karabük yaşanılan anın ihtiyaçlarına yanıt vermek istiyorsa kendi çapında açılım yapmak zorunda. Ancak Karabük’te bu farklılığı yaratacak enerji yok. Esrarengiz bir yapı var. Bir şeylerin yapılması bilinçli/bilinçsiz engelleniyor. Adı konulamayan acayip bir durum bu… Habis ur gibi bir şey. Var olan kişiler… Aynı toplum aktörleri Takımı onlar kuruyor. Tek kale maç yapıyorlar. Kendi içinde kapalılık. Kendi dışındaki görüşlere değer vermeme. Hep ben bilirim ben yaparım anlayışı ile toplum mühendisliği yapıyorlar sanki… ………………… Ne yapıp yapıp Karabük bu dar görüşlülükten kurtarmak gerek. Açılım yapma deyişi bunun için çok önemli… Karabük’e yeni bir bakış açısı ve düşünce ufku kazandırmak. Hedefimiz bu olmalı… Böyle bir şey yapılabilir mi? ……………………………………………………. Karabük’te bunu başarmak için ortak çıkarlarda buluşmak gerek. Kentteki enerjiyi bir noktada yoğaltmak ve yararlı bir biçimde gelecek için kullanmak… İşte bu noktada işimiz zor.? Neden? Kentte türdeş ruh bir türlü oluşmuyor.? Tarihsel ortam buna imkan tanımıyor. Kent yaşamına damgasını vuran sınıflar zayıf durumda. Varsa yoksa kendi çıkarları… Bunun için siyaset yapıyorlar… Var olan bu yapıyı oluşturanlar o kadar dar alanda paslaşıyorlar ki… Onların şutları da kaleyi bulma noktasında ancak kendilerine galibiyet getiriyor. Toplumun geri kısmı toplumsal bir fayda elde edemiyor. Görüntülerde… Kıymeti olmayan birliktelikler. Yerel basına yapılmış fındık kabuğunu doldurmayan açıklamalar. Medyatik buluşmalar… İftar sofralarında boy göstermeler. Her tarafı söylemek gerekirse popülizm hastalığı sarmış durumda. Ve bir de… Gerçekleşmeyecek vaatlerden oluşmuş söz demeti Hani ne derler… Kerameti kendinden menkul manzaralar.! İşte yeni dönemde açılıma bizleri zorunlu kılan Karabük’ün özeti.