Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
11 Ocak, 2016 10:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Karabük Üniversitesi’nde Neler Oluyor…

Prof.Dr.Burhanettin Uysal'ın görevinden istifa ederek AK Parti Karabük milletvekili olması sonucu yeni göreve gelen Prof.Dr.Refik Polat yönetiminde ki Karabük Üniversitesi ile ilgili küçülme söylemleri başta olmak üzere, yapılan bazı icraatların Karabüklüleri üzdüğü haber veriliyor. Öncelikle Prof.Dr.Refik Polat'ın görev almasıyla başlayan bazı bölümleri kapatma girişimleri ve Üniversitede ki öğrenci sayısının aşağı çekilme düşüncelerinin can sıkıcı olduğu şeklinde bilgiler verilirken,Yeni yönetimin görev almasıyla birlikte Üniversitede taş taş üzerine koyulmadığı gibi,küçülme düşüncesinin de Karabük halkını üzdüğü bildiriliyor. Konu ile ilgili kişilerce yapılan değerlendirmelerde,Karabük Üniversitesinde bazı bölümlerin kapatılma söylentileri ve Üniversitenin Karabük halkına kapatılmasına bir anlam verilemediği bildirilirken, "Rektör Prof.Dr.Refik Polat ne yapmak istiyor? Bunu çıkıp söylesin ve biz Karabüklülerde bilelim.Bu Üniversiteyi bu hale getirmek için insanlar canını dişine takarak gece gündüz çaba sarfettiler.İktidar partisi destek verdi şu anki milletvekilimiz Prof.Dr.Burhanettin Uysal Üniversiteyi bu hale getirerek Karabük'ü şaha kaldırmıştır. Düşünün ki bu üniversite olmasaydı şuan ki Karabük'ün merkez nüfusu ne olurdu. Karabük ekonomisi, Safranbolu ekonomisi,Eskipazar ekonomisi,Eflani ve Yenice ekonomileri ne olurdu.Çevre İllerde ki Üniversiteler Karabük Üniversitesine imreniyor.Oralarda öğrenci sayısı az da başarı mı fazla. Duyumlarımıza göre; Üniversitede taş taş üzerine koyulmadığı giibi çalışıyor gibi görünme üzerine personel değişiklikleri,birim yerleri değişiklikleri yapılması gibi absürt işlerle uğraşıldığını bildiriliyor. Bunlar basit düşünceler.Bu düşünceler tırnaklar kazınarak elde edilen bu üniversiteyi küçültmekten başka işe yaramaz.Bakın, geçtiğimiz günlerde bir vatandaş,"Hocayı gönderdiniz çiçek bahçesine benzeyen Üniversite girişinin çamur çökek içinde"diyor" Üniversite küçülme sevdasıyla ruhunu da kaybetmeye başlamış. En büyük tehlike de Karabük Üniversitesinin içine kapanık hale getirilmek istenmesi ve Karabük halkıyla bütünleşmiş durumundan uzaklaştırılması.Milletvekillerimiz Mehmet Ali Şahin ve Burhanettin Uysal bu durumu sorgulasınlar.Biz Üniversitemizi çok seviyoruz ve Bu garip düşüncelere saygı duymuyoruz" sözlerine yer veriyorlar.
Bizi sosyal medyadan takip edin

5 Yorum

  1. ahmet başkaya

    gençlerimizi boşu boşuna oyalamayalım erkek öğrenciler adam gibi bir fakültede okuyamadıktan sonra yüksekokullarda vakit kaybetmek yerine askere gidip evlenip iş hayatına atılsınlar babalara yük olmasınlar kız öğrenciler 4 yıllık iyi bir fakültede okumayacaklarsa liseyi bitirip annesinin dizinin dibinde aile yönetmeyi öğrensinler sadece Karabük ün değil memleketin sorunu 25 26 yaşına kadar baba parası yiyen gençlikten ne fayda gelir ülkeye eğer ülkenin ihtiyacı olan bir meslekte okuyamazsa tabii. Eflani ye bir yüksekokul yapıldı mezunlarının okuldan sonra ne yapacağı belli değil Eflaninin yapısı gereği bir orman mühendisliği veteriner fakültesi veya ziraat fakültesi açılması gerekirdi milli servet yok olup gidiyor üçbeş yandaş para kazanacak diye

  2. Şahin Yaraşır

    Bölgenin Sesi Gazetesinin haberlerinde bahsedilen Karabük üniversitemizi çok seviyoruz, Üniversitemize sahip çıkalım anlamındaki değerlendirmelerden de anlaşılıyor ki, Karabük Üniversitemizin daha da büyümesini sağlamak yerine, küçülme çabaları Karabük ve Bölgeye en büyük darbe anlamına gelmektedir. Burhanettin Uysal Hocamızın planlı, programlı ve özverili çalışmaları sonucunda yedibin öğrenci kapasitesinden elli bin öğrenci kapasitesine kavuşturulan Karabük üniversitemize tam da şu an itibariyle sahip çıkma zamanıdır. Üniversitemizin yönetimince de takdir olunacağı üzere, Üniversitemizin gerçek sahibi Karabük Halkımızın olduğunu göz ardı etmemek gerekir. Karabük Üniversitemizin kurulabilmesi için Karabük halkımız seferberlik ilan etmiş ve bu günlere gelinmiştir. Karabük üniversitemizin ülkemizdeki saygınlığının yanı sıra uluslar arası saygınlığını da sağlamak en başta Üniversite yönetiminin olduğu kadar, Karabük’lü siyasetçilerimizin de görevleri arasındadır. Üniversitemizin eski rektörü Vekilimiz Prof.Dr.Burahanettin Uysal Hocamızın ve Değerli Devlet Adamı Karabük Milletvekilimiz Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Şahin’in de Üniversitemizin büyüme projelerine destek vermeleri halinde Üniversitemiz kurtuluşa erecektir. Dolayısıyla Karabük halkımızın da haklı beklentilerine hizmet olacaktır.

  3. Adnan

    Haber çok sipariş bir haber olmuş.Eğer üniversiteden amaç eğitim ve bilgi üretme merkezi olacaksa bnun bir makuliyeti olmalı.Tabiidir ki hiç bir hoca 100 kişilik sınıflarda eğitim vermek istemez.Yani müteahhitler bina yapmaya devam etsin diye eğitimin sayısal baskıya mahkum olması da doğru olmaz.Üniversite hocalarımıza sormak lazım.Sağlık bölümlerinede okuyan binlerce öğrenci var.Bunların kaçı Karabükteki hastanelerde staj yapabiliyorlar.Eline şırınga almadan mezun olacak gençlerimize hanginiz çocuğuna iğne yaptırır.Bırakalım üniversitenin eğitim kalitesi olarak gelmek istediği seviyeyi müteahhitlerin iştahına kurban etmeyelim.
    Üniversitemiz de sayısal büyümeyi makul çizgide tutsun.Gazete de sipariş haberler yapmasın

  4. SELİMCAN

    HOCA HAKLI.HEM İŞLETME VE İKTİSAT FAKÜLTENİZ OLACAK,HEMDE İİBF’DE BU BÖLÜMLERDE OLACAK.ZATEN SIKINTILI BÖLÜMLER,BENCE DE KÜÇÜLMEKTE FAYDA VAR,SAYGILARIMLA.

  5. Karabük Düşmanı

    Ne olacaktı ya zengin daha zengin olsun müteahhitler kesesini doldursun diye üniversitenin öğrenci sayısı 100.000 e mi çıkacaktı .Bu neyin kafası arkadaş her yer 1+1 daier doldu yap metrekaresini 500 tl ye sat 1.500 tl ye oh ne ala bir de kazandığın yetmiyormuş gibi maliyeden KDV iadesi al.100 yıl mahallesini de para kazanma uğruna aynı yıllar önce Şirinevler mahallesinde yaptıkları gibi çarpık yapılaşma ile boş buldukları her yere bina yapan sözüm ona Karabük sevdalıları siz cebinizi düşünüyorsunuz.Karabük te sadece siz yaşamıyorsunuz emekli, memur yada kardemir işçisine ne faydası var öğrenci sayısının artmasının zarardan başka.Kiralar olmuş 750-1000 TL çarşıya pazara uğranmıyor.Siz Karabük ileri gelenleri hepiniz oldunuz müteahhit kimseyi kandırmayın.Karabük te Yrtkur müdürü bile özel yurt işletiyordu be sizin derdiniz Karabük değil cebiniz yalan söylemeyin.Sorun bakalım şehrimize yeni atanan bir memura ya da yeni gelen öğrenciye Karabük nasıl bir şehir diye.Alacağınız cevap çok pahalı bir yer olacaktır.İnşallah yeni rektör öğrenci sayısını arttırmak yerine eğitimin kalitesini arttırmaya çalışır ve en kısa sürede aslında geç kalınmış ama yapımı devam eden devlet yurtları biter de görürüm ben o zaman siz çakma müteahhitleri 50 metrekare 1+1 ev 75.000 ira mı yoksa 25.000 liramı yada Şirinevlerde ki güneş görmeyen evlerin kirası 800-1.000 liramı yoksa 300-400 liramı inşallah göreceğiz bakalım el mi yaman bey mi.

Yeni yorumlara kapalı.

blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.