blank
Avatarı
Emine Çelik tarafından
04 Temmuz, 2025 12:18 tarihinde yayınlandı

Karabük’e 12 Yeni Hekim Atandı

123’üncü Dönem Devlet Hizmet Yükümlülüğü (DHY) kapsamında Sağlık Bakanlığı tarafından Karabük’e 12 yeni hekim ataması yapıldı.

Atamalar kapsamında Karabük’e 7’si uzman, 5’i pratisyen olmak üzere toplam 12 yeni hekim kadrosu tahsis edildi. Uzman hekimler; Anesteziyoloji ve Reanimasyon, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Deri ve Zührevi Hastalıklar, İç Hastalıkları, Ortopedi ve Travmatoloji, Radyoloji ve Tıbbi Biyokimya branşlarında görev yapacak.

AK Parti Karabük İl Başkanı Ferhat Salt, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Sağlık Bakanlığımızın 123. DHY kapsamında yaptığı bu atamalarla Karabük’ümüz sağlık alanında önemli bir takviye daha almıştır. Hekim açığının giderilmesi, vatandaşlarımızın daha hızlı ve etkin sağlık hizmeti alabilmesi adına kıymetli bir adımdır. Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’na teşekkür ediyor, ilimize atanan hekimlerimize başarılar diliyorum. Karabük’ümüz için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz.”

Milletvekili Cem Şahin ise yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi:

“Karabük’ümüzün sağlık altyapısını güçlendirmeye devam ediyoruz. 12 hekim kadrosu ilimizin ihtiyaç duyduğu branşlarda ciddi bir katkı sağlayacaktır. Vatandaşlarımızın kaliteli ve hızlı sağlık hizmetine erişimi noktasında bu atamalar son derece kıymetlidir. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”

Milletvekili Ali Keskinkılıç da yaptığı açıklamada şu değerlendirmelerde bulundu:

“Sağlık yatırımları, AK Parti iktidarlarının öncelikli alanlarının başında gelmiştir. Bu anlayışın bir sonucu olarak Karabük’ümüze yapılan bu hekim atamaları hem şehir merkezimiz hem de ilçelerimiz adına memnuniyet vericidir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde sağlıkta dönüşüm süreci kararlılıkla sürmektedir. Hayırlı uğurlu olsun.”

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

blank
Avatarı
Güner ERBAY tarafından
04 Temmuz, 2025 12:21 tarihinde yayınlandı

ORMAN YANGINLARI

Bugün Kusadasına dönecektim. Ne var ki karayollarından edindiğimiz bilgiye göre, Kuşadasına giden tüm yollar kapalı! Bu yaz günlerinde, Kuşadasından Safranbolu'ya Ankara'daki göz kontrolümüz için gelmiştik. Kontrolümüzü olduk, çok şükür değerli doktorumuz Prof. Dr. Koray Gümüş, kızım için her şeyin yolunda olduğunu söyledi, rahatladık. Görmek beş duyumuz içinde belki de en önemsediğimizdir. Neden böyledir dediğimizde; hayatımızın her anında görme duyumuzun yaşam çoşkumuza hizmet ettiğini farkederiz. Anbean bu hizmet devam edip gider.

Diğer duyularımız da yaşam coşkumuza hizmet eder fakat onlarınki anbean devam edip gitmez. Aralıklı, fasılalı olarak devam eder. Bu nedenle gözlerimizde bir rahatsızlık olduğunda paçalarımız fena tutuşur. Güvendiğiniz bir doktora sahip olmak çok güzel ve özel bir lükstür! Bu lüksü bize yaşattığı için doktorumuza bir kez daha teşekkür ederim. Planlarımıza göre bir arkadaşımla birlikte bugün dönüş yolundaydık. O da benim gibi doğa tutkunu birisidir. Birlikte Kuşadasına gidecektik. Birkaç gün kendi çapımızda Kuşadasını sallayalım diyorduk. Azıcık gecikmeden bir şey olmaz, yine sallarız inşaAllah fakat yanan ormanlar için aynı şeyi söyleyememek kalbe acı veriyor. İyi arkadaş, iyi dost sahibi olmak da bu hayatta büyük ve önemli bir lükstür ve şükür sebebidir!

Ormanlarımız cayır cayır yanıyor. Biliyoruz ki aslında nefesimiz yanıyor. Ormanlarımızın, nefesimiz olduğu idrakinde olmayan birisinin olduğunu düşünmüyorum. Peki o halde insan bunu bile isteye yahutta dikkatsizliği nedeniyle niye yapar? Bunu anlamak oldukça zor çünki insan menfaatini kollayan bir canlıdır. En yaşamsal temel ihtiyacını göz göre göre neden yok eder?

Yurt dışında olan orman yangınlarına da baktığımızda, günümüzde aşikar olan bir sey vardır ki, bu şey çok korkutucu ve endişe vericidir. Ormanlarda bireysel menfaatlerin yanında, artık küresel ölçekli menfaatler neticesinde de yangınlar çıkarılmaktadır. Bizlerin yapabileceği ise dikkatsizlik sonucunda çıkan yangınlara mahal vermemektir fakat bunda bile yeterli hassasiyette olduğumuzu söylemek maalesef ki oldukça zordur! Doğaya çıktığımız her zaman, ormanlarımıza bıraktığımız çöpler, bunun bir diğer ispatı olarak karşımıza dikilir.

Biliyorsunuz belki, ben bir ormancı çocuğuyum. Çocukluğum orman işletmelerinde ve tomruk depolarında tomruk istiflerinin üstünde oynayarak geçti.
Babam senelerce orman bölge şefliği yaparak vatanımıza hizmet etti ve her zaman gururla sorumluluğundaki bölgelerde hiç orman yangını çıkmadığını, yangın haline gelmeden söndürüldüğünü söylerdi. Bunu da gözetleme kulelerinin iyi çalışmasına ve yaptığı yollara bağlardı. Her zaman ben şu kadar kilometre yol yaptım diyerek övünürdü. Rahmetli babam idealist bir insandı. Karabük Yenice ormanlarındaki en büyük bölge olan sarıot bölgesi babamın bölgesiydi ve bu bölge o yıllarda ülke içinde örnek bölge seçilmişti. Bu nedenle yabancı ülkelerden gelen ormancılar buraya getirilip misafir ediliyordu ve babamın da gelenlerle bilgi alışverişi yapması mümkün olabiliyordu ! Karabük, orman emvali oldukça büyük olan illerimizdendir ve Yenice ormanları bitki çeşitliliğinin yüksekliği ve de en büyük blok orman olması özelliği ile, koruma altına alınmış dokuz sıcak noktadan birisidir. Sıcak nokta ormanı; biyolojik çeşitlilik bakımından değerli olması nedeniyle acil korumaya alınmış orman demektir. Avrupa 100 orman bölgesini böyle sıcak nokta ilan etmiştir ve Türkiyeden 9 orman bu listede yer alır. Kastamonu Küre Ormanları da bir diğer sıcak noktamızdır. Babam Yeniceden sonra Karabük'ün Eflani ve Ovacuma ormanlarında ve sonrasında Eskişehir Kırka ve Bolu ormanlarında da görevini sürdürdü.

Bugün yaşıyor olsaydı yangınlarla ilgili fikirlerini sorardım fakat bu artık mümkün değil. Bugün ancak ve ancak, zamanında ondan dinlediklerimi anlatabilirim. Onun ise konuyla ilgili iki hususu önemsediğini hatırlıyorum. Orman kulelerinde çalışanların çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve ormanlara belli aralıklarla birbirine paralel orman yolların açılması ! Benim anladığım kadarıyla, paralel yollar, zurnanın zırt dediği yeri teşkil ediyor. O halde, ormanlarımızın hepsine, ivedilikle bu yolları açmamız gerekiyor ve ondan duyduğuma göre Avrupa bunu yıllar evvelinden yapmış durumda! Yangınsız bol ormanlık bir yurtta yaşama gerekliliği tarihimizde de yer alıyor. Hatırladığım kadarıyla Türklerin orta Asya'daki ana yurtlarını terk etmelerinin bir sebebi de ormanlarını kaybetmeleriydi. Ormanlarını kaybetmeleri topraklarını verimsizleştirmişti. Bu tarihi gerçekle ormanlarımızı korumayı gelenekleştirmemiz gerekirdi diyorum! Ülkemizin bol ormanlı bir ülke olmasını dilerken; dünyanın da bol ormanlı bir dünya olmasını diliyorum. Sevgilerimle
Dyt. Güner Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.