blank
Avatarı
İhlas Haber Ajansı tarafından
04 Ocak, 2025 13:53 tarihinde yayınlandı

Karabük’te Eğitimini Tamamlayan Kursiyerlere Sertifikaları Verildi

Karabük Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (KBUSEM) ile Mülteciler ve Sığınmacılarla Yardımlaşma, Dayanışma ve Destekleme Derneği (MSYD) iş birliğinde düzenlenen Aşçılık ve Fast Food Hizmetleri Eğitimi'ni tamamlayan öğrenciler için sertifika töreni gerçekleştirildi.

Aşçılık ve Fast Food Hizmetleri Eğitimi'ni tamamlayan öğrenciler için gerçekleşen sertifika törenine, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Safranbolu Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Avni Kırmacı, KBUSEM Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Gökerik ve Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Ebubekir Işık, akademik ve idari personel ile Mülteciler ve Sığınmacılarla Yardımlaşma, Dayanışma ve Destekleme Derneği temsilcileri katıldı.


Karabük Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (KBUSEM) hakkında Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Çok güzel bir atmosferin hakim olduğu bir ortamdayız. Ekibimiz ve eğitici kadromuz profesyonel anlamda oldukça güçlü. Sürekli Eğitim Merkezi, diğer birçok eğitim merkezlerinden farklı olarak öne geçici adımlar atmıştır. Şimdi ise uzun süredir devam eden bir kampanyayı kararlılıkla sürdürüyoruz. Bu süreçte derneğimizin kıymetli üyelerinin katkıları büyük. İnsan, kendini ne kadar iyi yetiştirirse topluma ve insanlığa da o ölçüde katkı sağlar. Bu kurslar, tam da buna vesile oluyor.”


KBUSEM Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Ebubekir Işık, “Aşçılık ve Fast Food Hizmetleri Eğitimiyle bugünkü gerçekleştirdiğimiz törenle birlikte 50’nin üzerinde katılımcıya sertifika töreni vermiş oluyoruz .Bugün de 8 katılımcıya değerli katılımcılarımıza birlikte sertifikalarını vererek mezun edeceğiz." dedi.


Mülteciler ve Sığınmacılarla Yardımlaşma, Dayanışma ve Destekleme Derneği (MSYD) Geçim Kaynakları Asistanı Mert Sağaltıcı ise şu ifadeleri kullandı: "Kursiyerlerimizi süreci başarıyla tamamladıkları için tebrik ediyorum. Ayrıca Karabük Üniversitesi Rektörü ve Rektör Yardımcımız ile birlikte, Sürekli Eğitim Merkezi iş birliğinde, Karabük'te bulunan sığınmacı ve göçmen bireylerin geçim kaynaklarını geliştirmeye yönelik gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği kapsamında emeği geçen tüm hocalarıma teşekkür ediyorum."


KBUSEM ve Mülteciler ve MSYD iş birliğiyle, Karabük'te ikamet eden göçmen, sığınmacı ve şartlı mültecilerin mesleki gelişimlerini desteklemek amacıyla Aşçılık ve Fast Food Hizmetleri Eğitimi'de 320 saat teorik ve 160 saat uygulama olmak üzere toplamda 480 saatlik bir program verildi. Eğitimi başarıyla tamamlayan katılımcılara sertifikaları takdim edildi.


Program, günün anısına fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Esra Oğuzkağan Özkan tarafından
04 Haziran, 2025 16:42 tarihinde yayınlandı

Yunus Emre’nin Karabük’teki İzleri Bulundu

Yunus Emre'nin Doğum Yeri ve Hayatıyla İlgili Yeni Bulgular Gün yüzüne Çıkıyor

Karabük, Yunus Emre'nin manevi mirasını ve yaşam öyküsünü ilgilendiren yeni arşiv belgeleriyle gündeme geldi.

Karabük'te Yunus Emre'ye Dair Yeni Arşiv Bulguları Heyecan Yaratıyor

Prof. Dr. Kenan Ziya Taş’ın kaleme aldığı "Yunus Emre’nin Yaşadığı Coğrafyaya Dair Yeni Belge ve Bilgiler" başlıklı makalesinde, Karabük’ün Zobran köyü mevkisinde bulunan vakıf gelirleri ve dergah kayıtlarına ulaşılmasıyla önemli bir gelişme yaşandı.

Safranbolu'da köylerin yaşatılması için araştırmalar yapan Ahmet Karakaş, köylerin tarihi sürecini araştırırken, XIX. Türk Tarih Kongresi'nde yayınlanan makalede Yunus Emre'nin isminin Karabük ili ile anılmasıyla büyük gurur duyduğunu şu sözlerle açıkladı. Karakaş, "Makaleye göre Gerede kazasına bağlı Sopran Divanı karyesinde Hacı Şeyh oğlu Tapduk Şeyh zaviyesidir. Bu zaviye bugünkü idari yapıya göre Sopran, bugünkü Karabük ilinin Safranbolu ilçesine bağlı (Kaleköy)’dedir. Bu kayıtların başlarındaki ifadelerde zaviyenin adı şöyle verilmektedir: “Karye-i Sopran Divanı’nda Hacı Şeyhoğlu Tapduk Şeyh elinde on mudluk vakıf vardır…”; “Karye-i Sopran Divanı’nda Hacı Şeyh oğlu Tapduk Şeyh elinde 10 mudluk yeri vakf-ı âmmdır.”; “Karye-i Sopran Divanı’nda Hacı Şeyhoğlu Tapduk Şeyh elinde on mudluk vakıf vardır…” ifadeleri bu köyün önemini bir kez daha artırdığını gözler önüne serdi.

Karakaş: "Yunus Emre felsefesine göre hiçbir zaman kalp kırmamak, büyüklük taslamamak, gönül almak ve geçimli olmak esastır. Yunus Emre'ye göre din; insanlığı mutluluğa, barışa ve huzura kavuşturan bir yaşam tarzını benimsemektir. Yunus Emre'nin din anlayışında sevgi ve aşk vardır. Taş'ın makalesindeki arşiv kayıtlarına göre yapılan incelemelerde, Karabük'ün Safranbolu ilçesine bağlı Zopran ve Kaleköy'ün Yunus Emre’nin hayatıyla bağlantılı olabileceği öne sürülüyor. Belgelere göre, bölgedeki vakıf gelirleri ve dini kuruluşların kayıtlarında Yunus Emre’nin ismine ve onun tasavvufi faaliyetleriyle ilişkili izlere rastlanıyor. Zobran köyü ve çevresinde bulunan bu vakıf ve dergahların, Yunus Emre'nin yaşadığı dönemde önemli dini ve kültürel merkezler olduğu düşünülüyor." dedi.

Karabük'ün manevi kurucuları arasında Yunus Emre isminin yer alması akademik araştırmaların artmasına sebep olacaktır diyen Karakaş: "Karabük’ün manevi kurucuları arasında Yunus Emre isminin yer alması, bölgedeki dini ve manevi hayatın şekillenmesinde büyük rol oynadığını gösteriyor. Ayrıca, arşiv kayıtlarının, Yunus Emre’nin Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yaşadığı ve özellikle Bolu civarında etkin olduğu iddialarını güçlendirdiğine işaret ediyor." sözleriyle konuşmasını sürdürdü.

Bu yeni araştırmalar ışığı altında, Yunus Emre’nin doğum yeri ve yaşamı konusunda bilinenlere yenileri eklenirken, Anadolu’nun çeşitli bölgelerindeki tasavvufi ve kültürel etkinliklerdeki rolünü daha iyi anlamamıza katkıda bulunuyor. Karakaş, bölgedeki arşivlerin Karabük Üniversitesi tarafından araştırılmaya devam edilmesiyle Yunus Emre’nin hayat hikayesine dair daha net bilgiler elde edilebileceğine vurgu yaptı.

Yunus Emre’nin, Karabük ve çevresinde manevi mirasının önemli bir parçası olduğu, yeni bulunan belgelerle gün yüzüne çıkmış oldu. Bu gelişmeler, şairin hayatı ve tasavvufi hayatı hakkında yeni ufuklar açarken, bölgedeki kültürel hafızanın güçlenmesine de katkı sağlaması bekleniyor.

Haberin videosu için Tıklayınız

Bizi sosyal medyadan takip edin