Anadolu Ajansı tarafından
09 Kasım, 2023 20:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Karabük’te Gabonlu üniversite öğrencisini öldürmekle suçlanan sanık hakim karşısında

blank

KARABÜK (AA) - Karabük'te, Filyos Çayı'nda cesedi bulunan Gabon uyruklu üniversite öğrencisi Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga'yı öldürmekle suçlanan sanığın yargılanmasına başlandı.

Karabük Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada taraf avukatları ve tanıklar hazır bulundu. Sanık D.A. ise tutuklu bulunduğu Düzce T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) duruşmaya katıldı.

İddianamenin okunmasının ardından savunma için söz verilen sanık D.A. üstüne atılı suçlamaları reddetti.

Genç kızı aracına yardım amaçlı aldığını ve taciz etmediğini ileri süren sanık, kendisinin ve ailesinin psikolojisinin bozulduğunu, kimsenin yüzüne bakamaz olduklarını söyledi.

D.A. kendisine iftira atıldığını iddia ederek "Ben bu iftiraları kabul etmiyorum. Atılan iftiralardan ben yoruldum. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum." diye konuştu.

Olay günü sigara almak için dışarı çıktığını dile getiren D.A, "100. Yıl Mahallesine geldiğimde siyahi kız önüme atladı. 'Abi hastane, abi hastane' dedi. 'Ne oldu?' dediğimde 'Abla dövdü.' diye cevap verdi. Arabanın arka koltuğuna bindi. Ben yoluma devam ettim. Benim niyetim o kızı hastaneye götürmekti. Araba kullanırken dikiz aynasından baktım, sürekli yabancı dilde kendi kendine konuşuyordu. Yalnız benden telefonumu istedi. 'Abi telefon' diyerek telefonumu istedi. Verdim ve 4 defa arama yaptı ama konuşmadı." ifadelerini kullandı.

- "Araçtan inip kaçtı"

Sanık, Ibouanga'nın akaryakıt istasyonunu geçtikten sonra arka kapıyı açtığını belirterek şöyle devam etti:

"Bana hiçbir şey söylemedi. Eline bakarak yabancı dilde konuşuyordu. Araca aldığımda elinde ve yüzünde kan vardı. Araçtan inip kaçtı. Peşinden merak ettiğim için gittim, kötü niyetim olmadı. Kapıyı açınca 1,5 metre ileride durdum. Karşı şeride geçti. İleriden evimin istikametine gitmek için dönüş yaptım. Onun gittiği yöne doğru girdim. Orada küçük tuvaletimi yaptım ve belki tekrar karşılaşırız diye sigara yakıp sağa sola doğru baktım. İleride çalışma vardı, dönebileceğim bir yerden geri döndüm. Ben istismar amacıyla gitmedim, kötü niyetim yoktu. Belki karşıma gelir diye baktım. İyi niyetliydim. Kendisini orada görmedim. Ses de duymadım. Dönebileceğim yerden dönüp evime gittim. En ufak, elim eline değmişliği yoktur. Kendisine dokunmaya da çalışmadım. Amacım onu bir an önce hastaneye götürmekti."

Aracından inerek kaçan siyahi genç kızın ölmüş olabileceğini hiç düşünmediğini dile getiren D.A, "Nereye gittiğini de görmedim. Polislere haber vermedim çünkü başına böyle bir şey geleceğini düşünmedim. Ben televizyonda yabancı bir kızın öldüğünü gördüm ama o olduğunu tahmin etmedim, tanımadım. Polis gelince o kızın arabama binen kişi olduğunu anladım." şeklinde konuştu.

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek dava dosyasındaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

Duruşmanın ardından kendilerine "Feministler" diyen ve içlerinde duruşmayı takip eden avukatların da bulunduğu bir grup, adliye önünde basın açıklaması yaptı.

- Olay

Karabük'e bağlı Yeşilköy köyü yakınlarındaki hatta 26 Mart'ta seyir halinde olan trenin makinisti, Filyos Çayı'nda bir kişiyi hareketsiz görünce durumu yetkililere bildirmişti.

Ekiplerce sudan çıkarılan cesedin, Karabük Üniversitesi öğrencisi 17 yaşındaki Gabon uyruklu Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga'ya ait olduğu belirlenmişti.

Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmada 3'ü yabancı uyruklu 8 şüpheli gözaltına alınmıştı. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden D.A. tutuklanmış, 7'si adli kontrol şartlarıyla serbest bırakılmıştı.

Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, D.A. hakkında "çocuğu kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, "çocuğun cinsel istismarına teşebbüs" suçundan ise 2 yıldan 11 yıl 3 aya kadar hapis talep ediliyor.

blank
Emine Çelik tarafından
16 Nisan, 2025 16:27 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Karabük’ten Özgürlük Çağrısı

Zafer Partisi Karabük İl Başkanlığı, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ için bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklama, Karabük Adliyesi önünde yapıldı.

Zafer Partisi Karabük İl Başkanı Sami Tokan, yaptığı konuşmada, "Zafer Partisi Genel Başkanımız Prof. Dr. Sayın Ümit Özdağ’ın esaretinin 86’ncı gününde Adalet Bakanlığının önündeyiz!" diyerek Özdağ’ın tutukluluğunu protesto etti. Tokan, Özdağ’ın "operasyon" ile gözaltına alındığını ve ilaçlarına el konulup apar-topar İstanbul’a götürülerek tutuklandığını belirtti. Ardından, 78 gün boyunca içi boş bir iddianame ile bekletildiğini ve şimdilerde ilk duruşmaya kadar 144 gün boyunca tutuklu kalacağını söyledi.

"Bu durum, adeta cezaya dönüştürülmüş bir tutukluluk ve düşman ceza hukuku uygulamasıdır," diyen Tokan, Ümit Özdağ’ın neden tutuklandığını şu sözlerle açıkladı: "Özdağ, 22 Ekim’de başlayan yeni açılımla; Öcalan teröristinin salıverilmesinin, Meclis’e gelip konuşabilmesinin, PKK teröristlerine af çıkarılmasının ve yeni bir anayasa ile devletin etnik temelde bölünmesi girişimlerinin önündeki en ciddi engel olduğu için esir alındı."

Tokan, Özdağ’ın kahraman gazilerimiz ve şehitlerimizin hatırasına sahip çıkmak, Cumhuriyetin değerlerini savunmak ve Türk milletinin çıkarlarını korumak için mücadele verdiğini vurguladı. "Bu nedenle onun esareti, milletine sadakat ve devletine hizmettir" dedi.

Zafer Partisi Karabük İl Başkanı Tokan, Özdağ’ın hukuksuzca tutuklanmasının partisini ve Türk milletinin mücadelesini asla engellemeyeceğini belirterek şunları söyledi:

 "Bu nedenle onun esareti; Milletine sadakat ve devletine hizmettir. Onun tutsaklığı; milli üniter laik devletin sigortasıdır, Onun mahpusluğu; Atatürk Çizgisinde Türk Milliyetçiliğine vurulan pranga, Türklük onur ve şerefine yapılan bir suikast ve Türk devletine yapılan bir baskındır.

Bu nedenle, onun Silivri’deki mevcudiyeti; Hem Türk devleti ve Türk milletine bağlılığın bir nişanesi, Hem de kahraman gazilerimize minnet, aziz şehitlerimize saygı duruşudur.

Ümit Özdağ’ı hukuksuzca tutuklayanlar, onu susturacağını, memleket mücadelesinin “Son Kalesi”, Zafer Partisinin dağılacağını zannettiler. Oysa Zafer Partisi,Türk halkının artan güç ve desteğiyle, artık daha güçlü, daha azimli ve memleket mücadelesinde daha kararlıdır.

İşte burada, Adalet Bakanlığı önünde, halkımızdan aldığımız güçle ilan ediyoruz:

Memleketi teröre teslim etmeyeceğiz, Öcalan’ın gelip Gazi Meclisimizi kirletmesine izin vermeyeceğiz, Etnik kimlikli, mezhep inançlı diye bölünmek yerine Bilim, Birlik ve Barış diyeceğiz, Bilinmeli ki; hepimiz birer Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Dündar Taşer ve nihayet her birimiz birer Ümit Özdağ’ız. Hepimiz Mustafa Kemal’in Askerleriyiz. Gücümüzü şanlı tarihimizden, Türklük kültür, bilinç ve şerefinden ve damarlarımızdaki asil kandan alıyoruz.

Burada, Sakın Sizden Adalet Dilendiğimizi Sanmayın. Adalet hakkımızdır.

Buraya daha büyük bir azim ve inançla mücadeleye yemin ettiğimizi haykırmak için geldik.Gür sesimiz, karanlık sarayların köhne odalarına ve en tenha köşelerine kadar gidecektir. Ve yine bilinmeli ki; Zafer Büyük Türk Milletinin olacaktır. Bizi öldürmeden susturamazsınız! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.