blank
Anadolu Ajansı tarafından
27 Mayıs, 2024 13:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Karabük’te özel öğrenciler bire bir eğitimle sosyal ve kültürel becerilerini geliştiriyor

Karabük'te el sanatları, resim ve müzik kurslarında bire bir eğitim alan otizmli öğrenciler, yeteneklerini keşfedip geliştirmenin yanı sıra sosyalleşme imkanı buluyor. İl Milli Eğitim Müdürü Nevzat Akbaş, AA muhabirine, örgün eğitimin dışına çıkan özel eğitim öğrencilerinin Karabük Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğünce açılan sosyal, kültürel, sportif ve beceri kazandırma kurslarına katıldığını söyledi. Orta ve ağır düzeyde otizmli öğrenciler için Karabük Belediyesi Üniversite Mahallesi Sosyal Yaşam Merkezi'nde ve Mehmet Mescier Uygulama Okulu'nda günlük yaşam becerilerini daha da artırmak için el sanatları, resim ve dekoratif ahşap süsleme kurslarının açıldığını anlatan Akbaş, iki merkezde 18 öğrencinin eğitim aldığını ifade etti. Akbaş, öğrencilere kurs boyunca ücretsiz servis aracı tahsis edildiğini belirterek, "Sevgi engel tanımaz şiarıyla, eğitim ailemizin tüm üyeleriyle özel öğrencilerimizin ihtiyaçlarına en iyi cevabı vermek için var gücümüzle ve her gün yol almak suretiyle çalışıyoruz. Özel öğrencilerimiz okullarımızdan mezun olması halinde halk eğitimi merkezlerimizce açılan kurslarımız aracılığıyla hayat boyu eğitimlerine devam etmektedirler. Onları her anlamda destekliyoruz ve yanlarında oluyoruz." diye konuştu. - "En güzel ödülümüz özel öğrencilerimizin yüzündeki tebessüm" Üniversite Mahallesi Sosyal Yaşam Merkezi sorumlusu Asiye Nurşen Dağ da Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya'nın kurslara hassasiyet gösterdiğini dile getirdi. Belediye imkanları doğrultusunda özel öğrencilerin en iyi eğitimi almaları için çalıştıklarını vurgulayan Dağ, "Bu iş emek, sabır ve sevgi isteyen bir iş. İşbirliği içinde çalışıyoruz. En güzel ödülümüz de özel öğrencilerimizin yüzündeki tebessüm." dedi. Özel eğitim öğretmeni Suna Tunay ise kurslarda özel öğrencilerin günlük yaşam aktivitelerini en yüksek seviyeye çıkarabilmek için çalıştıklarını kaydetti. Öğrencilerin sosyal hayata uyum sağlamaları için el sanatları öğretmenleriyle el ve göz koordinasyonlarını desteklediklerini, atık malzemelerle etkinlikler yaptıklarını aktaran Tunay, "Beden eğitimi öğretmeni eşliğinde çocuklarımız spor yapıyorlar. Öğrencilerimizin her birinin kendisine has muhteşem yetenekleri var. Özel eğitim öğretmenlerimizle resim ve müzik alanlarındaki bu yeteneklerini teşvik ediyoruz. Çocuklarımızın yaşam kalitesini bir nebze de olsa öğretmenlerimizle yükseltmeye çalışıyoruz." ifadesini kullandı. El sanatları öğretmeni Tuğba Akkaya, özel eğitim öğrencilerinin öğretmenlerine, öğretmenlerinin de öğrencilerine kattığı çok büyük değerler olduğunu vurguladı. Özel öğrencilerle çalışmaktan çok büyük mutluluk duyduğunu belirten Akkaya, "Onlara bir nebze de olsa bir şey katabilmemiz, yaşamlarına dokunabilmek demektir. Öğrencilerimle genellikle atık malzemeler üzerine çalışıyoruz. Çok güzel ürünler çıkardık ve her sene sergi açtık." şeklinde konuştu. - "Çocuklarımızı güvenle bırakabileceğimiz bir yer" Öğrencilerden 26 yaşındaki Muhammet Talha Erkut'un annesi Habibe Erkut, oğlu için 7 yıldır Karabük Halk Eğitim Merkezi'nden hizmet aldıklarını ifade etti. Oğlu ile bir özel eğitim, bir de el sanatları öğretmeninin ilgilendiğini anlatan Erkut, şöyle devam etti: "Talep olduğu takdirde beden eğitimi, müzik ve resim kursları da veriliyor. Talha'nın el sanatlarına ilgisi ve el becerisi iyi olduğu için el sanatları kursu açıldı. Oğlum geri dönüşüm malzemelerle çok güzel eserler üretti. Sergilerimiz oldu. Devletimize bize verdiği destek için çok teşekkür ediyoruz. Özel bireylerin anneleri olarak çocuklarımızı güvenle bırakabileceğimiz bir yer. Onları hayata hazırlayan bir yer. Burada aldıkları eğitimden çok memnunuz."
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.