Karadeniz’in esaslı geleneklerinden biri olan yayla göçü, Trabzon’un Şalpazarı ilçesindeki son göçlerle birlikte tamamlandı.
Karadeniz’in dik yamaçlarında, ormanla gökyüzünün birleştiği noktalara hakikat seyahat sürüyor. Şalpazarı’nın Sinlice Mahallesi’nde yaşayan Salih Usta, her yıl olduğu üzere bu yıl da ineklerini rengârenk süsleyerek yayla seyahatine çıktı. Klâsik kıyafetleri, çanları ve püskülleriyle donatılan hayvanlar, adeta bir görsel şölen sundu.
Trabzon’un birçok ilçesinde coşkulu ve renkli imgelere sahne olan yayla göçünde hayvanlarını süsleyip çanlarla donatan yaylacılar, yöresel giysiler eşliğinde adeta geçmişle gelecek ortasında kültürel bir köprü kuruyor.
Geçimini hayvancılıkla sağlayan Salih Usta, yayladan dönüşlerin kendisi ve hayvanları için her vakit hüzün dolu olduğunu belirterek, "Geçen sene yayladan gelirken çok üzülüyorum. Hayvanlar da o denli. Hayvanlar bağıra bağıra geri dönüyorlar. Daima hayvancılıkta uğraştım. Hayvanların sevgisinden gurbete gitmedim. Geçimimi onlarla sağlıyorum. Allah’a çok şükür bugüne kadar geldik. Hayvanlar bir öbür. Ben onların, onlar benim dilimden anlıyor" tabirlerini kullandı.
Kadınlar yalnızca hayatın bir parçası değildir; hayatın kendisidir.
Onların emeği olmadan gerçek kalkınma mümkün değildir.
Kadın varsa umut vardır, üretim vardır, ilerleme vardır.
Sözü herhangi bir kitapta okumadım; hayatın tam içinde, bizzat yaşayarak öğrendim. Çünkü ben, hayatım boyunca iki güçlü, çalışkan kadını yakından gözlemleme şansına sahip oldum: Annem ve eşim.
Her ikisi de kendi alanlarında büyük mücadeleler verdiler.
Yılmadan, yorulmadan;
Bir kadının illa bir iş de veya kariyer sahibi veya profesör olmasına gerek yok
Ev Kadını da olsa, belli sorumlulukları ve yükleri vardır.
Onlar ailelerin yüklerini taşırlar.
Kendimden örnek verecek olursam Annem ailemizin temel taşıdır. (Allah sağlıklı uzun ömürler versin)
Her şey den vazgeçerim Annem den vazgeçmem.
Onun gözünde bizler halen daha bir çocuğuz her ana için bu böyledir.
Ben aramasam bile mutlak suretle her gün en az günde 2 kere beni arar.
Ya eşim; sormayın
37 yıldır benim gibi adamın kahrını çeker. Dile kolay…
Evimin temel direğidir. Her ailenin kadını gibi…
Bütün sorunlarıma rağmen, yaşadığım olumsuzluklara rağmen, benim kahrımı çeken ve en büyüğü de bana omuz veren bir kadın…
Onun için Kadının yeri ailede önemlidir. Mihenk taşıdır.
Daha ne olsun…
Ben bu yazıyı sadece geçmişe bir teşekkür, bugüne bir takdir olarak kaleme almıyorum. Aynı zamanda bir çağrıdır bu: Genç kızlarımıza, kadın akademisyenlerimize, girişimcilerimize... Vazgeçmeyin. Engel çıkacak, kıymetiniz zaman zaman bilinmeyecek. Ama sabır, bilgi ve inançla yürüdüğünüzde, önünüzde hiçbir güç duramaz. Siz yürürken sadece kendinize değil, sizden sonrakilere de yol açtığınızı asla unutmayın.
*
S.S. AYKA YAŞLI BAKIM KADIN GİRİŞİMCİ ÜRETİM VE İŞLETME KOOPERATİFİ
Nedir bu diye soracak olursanız.
Kadın girişimcilerimizin bir ruhudur.
Başkanlığını Doktor SELVA SEZA CANDAN’ın yaptığı 5’şi Kadın olmak üzere toplam 7 kişinin kurmuş olduğu bir sosyal faaliyet gösteren bir kooperatif
AYKA, kurucularının hayalini kurduğu güçlü bir geleceğin, dayanışmanın ve bilgelikle harmanlanan aktif yaşamın sembolü.
AYKA Ne Anlama Geliyor?Adını,
"Aktif Yaşlanma ve Kuşaklararası Aktarım"kavramının baş harflerinden alıyor.
AYKA aynı zamanda:
Aydınlık Kadın
Aydınlık Karabük
kavramlarının da bir yansımasıdır.
Bizim için AYKA,
Karabük'ün aydınlık yüzünü temsil eder:
Üreten, paylaşan, yaşama ışık tutan kadınların ve toplumun adıdır.