Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
06 Mart, 2017 09:57 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Ölümünün 17. yılında dualarla anıldı

BOLU (İHA) - Hayırsever iş adamı İzzet Baysal vefatının 17. yılında Abant İzzet Baysal Üniversitesi Gölköy Kampüsü içerisinde bulunan mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. Törende, İzzet Baysal’ın yeğeni ve İzzet Baysal Vakfı Başkanı Ahmet Baysal, öğrenciler adına yapılan konuşmanın ardından duygu dolu anlar yaşadı. Törene, Bolu Valisi Aydın Baruş, CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, Ak Parti Bolu Milletvekili Fehmi Küpçü, Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun, siyasi parti temsilcileri, İzzet Baysal’ın ailesi ve öğrenciler katıldı. İzzet Baysal’ı anma töreninde açılış konuşmasını öğrenciler adına yüksek lisans öğrencisi ve İzzet Baysal Felsefesini Anlama ve Yaşatma Topluluğu üyesi Yıldız Uzan yaptı. Uzan, “5 Mart biz öğrenciler için asla yas tutulacak bir gün değil aksine bizlere tüm bu imkanları sunan, çalışkanlığıyla, merhametiyle ve hayırseverliğiyle geleceğimize ışık tutan İzzet Baysal’ı tüm kalbimizle yaşattığımız bir gün” dedi. Uzan’ın konuşmasının ardından duygu dolu anlar yaşayan İzzet Baysal’ın yeğeni Ahmet Baysal öğrenciye teşekkür etti. “Üniversitemiz hızla büyüyor” Törende konuşan Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun, “İzzet Baysal iki önemli alanda, eğitim ve sağlık alanında kısaca insanlar için çok önem arz eden bu iki alanda Bolu'muza ve üniversitemize yatırımlar yapmak suretiyle insanımıza, gençliğimize büyük hizmetler verilmesine vesile olmuştur. Geçen 25 sene içerisinde üniversitemiz hızla gelişmekte, büyümekte ve özellikle de son 7 senede ilave 42 ön lisans açılmak suretiyle ön lisans programlarımız 66’ya, ilave 52 lisans programı açılmak suretiyle lisans program sayımız 79’a ve 27 yüksek lisans programı açılmak suretiyle yüksek lisans programlarımız 68’e, ilave 18 doktora açılmak suretiyle de doktora programlarımızın sayısı 30’a yükselmiştir” diye konuştu. “Tek amacı sağlıklı ve yetişmiş insan yetiştirmekti” Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz ise konuşmasında, “Belediyeler doğumdan ölüme kadar insanın hizmetinde. Doğduğunuz zaman vakıf insan İzzet babamızın hastanesinde doğuyorsunuz. Onun kreşinde, onun anaokulunda ve nihayet üniversiteye kadar hatta onun tıp fakültesinde tedavi olabiliyorsunuz. Tek amacı, sağlıklı yetişmiş insan yetiştirmek. Ülkenin en büyük eksiği bu. Hem sağlıklı olacak hem de yetişmiş insan olacak. İşte böyle bir vakıf insanı sahibiyiz. Onun için şehrimize ‘İzzet Baysal kenti’ diyoruz” şeklinde konuştu. “Büyük insanlar hafızalarda iz bırakır” Törende konuşan Bolu Valisi Aydın Baruş da, “Büyük insanlar içinde yaşadıkları toplumun hafızasında ve yaşamında unutulmayacak izler bırakan insanlar olmuştur. Fani olan bu hayatta sahip olduğunuz bu değerleri kendiniz ve ailenizin dışında tüm toplumun yararlanabileceği bir şekilde vakfetmek ve bu eserlerinizle gelecek nesillerin yaşamında önemli bir yer etmek gerçekten geçici olan bu hayatta herkesin ulaşmak isteyeceği bir mertebedir” ifadelerini kullandı. Anma töreni, konuşmaların ardından yapılan dua sonrasında İzzet Baysal’ın mezarına çiçek bırakılmasıyla son buldu.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.