blank
Esra Oğuzkağan Özkan tarafından
26 Aralık, 2024 16:05 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Şans Oyunları Vatandaşın Umudu Oldu

Karabük'te vatandaşlar yılbaşı biletleri ve şans oyunlarına yoğun ilgi gösteriyor. Bazı vatandaşlar gelenek haline getirdikleri yılbaşı biletlerini alırken, bazıları ise “Ya çıkarsa” diyerek kazı kazan oynama heyecanını yaşıyor. Ancak bu ilginin arkasında yalnızca şans arayışı değil, aynı zamanda ekonomik zorluklar ve geçim sıkıntıları da yatıyor.

Karabük’te, yılbaşı için satışa sunulan milli piyango biletleri, bu yıl büyük ikramiye ile dikkat çekiyor. 600 milyon lira olarak belirlenen büyük ikramiye, tam biletin 600 lira olduğu göz önünde bulundurulduğunda, pek çok vatandaşın hayallerini süslüyor. Bilet alanlar, yılbaşına kadar çeşitli hayaller kurarak, belki de hayatlarını değiştirecek bir şansın peşinde koşuyor.

Öte yandan, özellikle seyyar bayilerin önünde yoğunluk oluşturan kazı kazan oyunları, birçok kişinin günlük hayatındaki stres ve sıkıntılardan uzaklaşma çabası olarak da değerlendiriliyor. Ancak bu oyunlar, çoğu zaman kayıplarla sonuçlanıyor ve uzun vadede beklentileri karşılamaktan uzak kalıyor.

Karabük'te artan yaşam maliyetleri ve asgari geçim sıkıntısı, vatandaşların şans oyunlarına artan ilgisinin bir diğer etkeni olarak görülüyor. Asgari ücretle geçinen birçok aile, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken, şans oyunları bu zorlukları unutturacak bir umut kapısı olarak görülüyor. Ancak, gerçekler göz ardı edilmemeli; şans oyunları, çoğunlukla kayıpla sonuçlanan bir yolculuk ve bu yolda kaybedilen paralar, aile bütçesini daha da zorlayabiliyor.

Karabük'te yılbaşı biletleri ve kazı kazan oyunlarına olan ilgi, sadece bir eğlence arayışının ötesinde, ekonomik zorluklarla başa çıkma mücadelesinin bir yansıması olarak öne çıkıyor. Vatandaşlar, yeni yılda umutlarını kaybetmemekle birlikte, bu oyunların gerçekte ne kadar riskli olduğunun bilincini taşıyor. Ancak yine de “Ya Çıkarsa” diyerek zenginlik umuduyla 2025 yılına girerken şans oyunlarından geri kalmıyor. Şans oyunlarının, ekonomik zorlukların üstesinden gelme yolunda en kolay yöntem olduğu düşünülüyor. Uzmanlar, şans oyunlarına olan ilginin artmasının, insanların ekonomik kaygıları ve belirsizlikleriyle başa çıkma çabalarının bir sonucu olduğunu ifade ediyor. Ancak, bu tür oyunların getirdiği risklerin de göz önünde bulundurulması gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.