Berkay Doğan tarafından
06 Ağustos, 2024 13:17 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Şimdi salça zamanı…

Karabük’te her yıl olduğu gibi bu yıl da Ağustos ayı ile birlikte evlerin bahçelerinde ya da sokaklarda yanan ateşin üstünde kaynayan bir salça kazanına rastlamak olası

Ağustosla birlikte kışın gölgesi görülmeye başlandı. Gölgeyi gören kadınlarda kış hazırlıkları telaşı başladı.  Turşu kurulmalı, erişte kesilmeli, tarhana kurutulmalı... Nereden başlamalı, e tabii ki domatesin ve biberin mevsimi geçmeden salça yapmaya koyulmalı. Market raflarından seçmesi daha kolay ama, katkısız ve doğal olanı bulmak zor. Öyleyse koyulmalı işe... Karabük’te her yıl olduğu gibi bu yıl da ağustos ayı ile birlikte evlerin bahçelerinde ya da sokaklarda yanan ateşin üstünde kaynayan bir salça kazanına rastlamak olası hale geliyor. Komşu dayanışmasının ve işbirliğinin daha görünür olduğu salça yapım işi aynı zamanda keyifli sohbetlerin yapıldığı, yemeklerin birlikte yenildiği bir şölen haline geliyor Karabük’te gerek şehir merkezinde gerek köylerinde salça özel bir yere sahip. Verimli toprağından, havasından, suyundan mıdır bilinmiyor ama, köylerimizde yapılan salçanın kendine has kokusu ve lezzetinin olduğu, yapanlar tarafından iddia ediliyor. Bu zahmetli işte zamanla bazı alışkanlıklar değişmiş karabük’te Örneğin eskiden kevgir kullanılırken artık domatesler makineden geçiriliyor. Bu da tabii tercihe göre değişiyor, az da olsa kevgir usulüne göre yapanlar hâlâ var. SALÇANIN FAYDALARI Katkısız hazırlanan salça, domatesin ihtiva ettiği sağlığımız için son derece yararlı Likopen maddesinden bolca içerir. Likopen vücudumuz tarafından üretilmeyip çeşitli besinlerle vücuda alınan güçlü bir antioksidandır. Araştırmalara göre, likopen zarar görmüş hücreleri onardığı için  prostat kanseri, sindirim sistemi, meme kanseri, mide kanseri ve  kan kanserini engellemiştir.  Ayrıca kadınlarda kalp ve damar hastalığını koruyucu etkiye sahiptir. Toronto Üniversitesinin yaptığı bir araştırmaya göre likopen ; LDL kolesterolün oksidasyonunu baskılayarak koroner kalp hastalığı riskini azaltmaktadır. SALÇANIN YAPILIŞI - Olgunlaşmış domatesler bol su ile yıkanır. Yıkanan domatesler üçe dörde bölünüp ister makineden ister kevgirden geçirilir. - Bu işlemden sonra posa atılır ve asıl zahmetli iş başlar. - Büyük bir kazan ya da tencereye salça olacak malzeme konulur ve yanan odun ateşinin üstüne konulur. - Ateş çok önemlidir. Ne çok harlı, ne de çok zayıf. - Ve 3-4 saat sürecek karıştırarak pişirme aşamasına gelinir. Uzun ve büyük bir tahta kaşık yardımıyla dibi tutmasın diye karıştırılır. - Zamanla üzerinde çıkan kabarcıkların elinize yüzünüze sıçramamasına dikkat etmek gerekir. Aksi halde can yakar. - Artık belli bir kıvama gelen salçaya tuz ve zeytinyağı ekleme zamanıdır. Tuzun sona doğru atılması da önemli. Çünkü; yapım işleminin ilk zamanlarında atılırsa kabarcık oluşumu ve sıçraması daha çok oluyor. - Kıvamına gelmiş salça kavanozlara sıcak olarak konulur ve kapağı kapanarak ters çevrilir. Bundan sonrası size kalmış. Yemeklerde kulanabilir, kahvaltıda tüketebilir ya da harika soslar hazırlayabilirsiniz.  
blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
15 Nisan, 2025 14:29 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Yasak başladı, tezgâhlar onlara kaldı

Denizlerde 15 Nisan’da başlayan av yasağının ardından tezgâhlarda ağırlıklı olarak kültür balıkları yer aldı.

Denizlerde av yasağının 1 Eylül itibarıyla sona ermesinin ardından denize açılan tekneler ilk günlerinde bol miktarda palamut avlarken bu bolluk daha sonra hamsi ve istavrit avı ile devam etti.

Balıkçılar son yılların en bereketli sezonunu yaşadıklarını belirtirken, bundan sonra tezgahlarda ağırlıklı olarak kültür balıklarının yanı sıra kıyı balıkçılarının getireceği istavrit, mezgit, barbun gibi çeşitlere bakacaklarını söylediler.

Yasak başladı, tezgâhlar onlara kaldı

Bu sezon tezgahlarda her çeşit balığın yer aldığını belirten balıkçılardan Adem Kaygusuz, "Bu sezon palamut, hamsi, istavrit, mezgit açısından bereketli geçti. Şükürler olsun bu sezon denizde her çeşit balık vardı herkes para kazandı. Dün gece itibariyle yasak başladı tezgahlarda ağırlıklı olarak istavrit, mezgit, çupra, alabalık, somon çeşitleri bulunuyor. Bundan sonra genelde kültür balıklarının yanı sıra kıyı balıkçıların getireceği olta balıklarını satacağız. Sezon bitince ağırlıklı olarak somon, kültür, levrek, çupra, alabalık gelir. Bu sezon kalkan balığı da bol geldi fiyatları 500-700 TL’ye kadar geriledi. Fiyatlarımız, istavrit 200 TL, mezgit 250 TL, somon 150-175 TL, levrek, çupra 350 TL, alabalık 150-200 TL arasında. Ramazan’da istavritin kilosu 100-125 TL iken sezon bitimine yakın teknelerin çoğu paydos ettiği için fiyatı 200 TL’ye kadar çıktı" dedi.

Balıkçılardan Turgay Memiş, bundan sonra tezgahlarda ağırlıklı olarak kültür balıklarının yer alacağını kaydederek, "Bu sezon mükemmel geçti artık yasak başladı. Bundan sonra tezgâhlarda ağırlıklı olarak kültür balıkları olur. Kültür balıklarının yanı sıra kıyı balıkçıların getireceği istavrit, mezgit gibi çeşitler tezgâhlarda yer alır. Bundan sonra ağırlıklı olarak levrek, somon, alabalık satılır. Fiyatlarımız, istavrit 200 TL, mezgit 300 TL, bundan sonra fiyatlar daha da yükselir diye tahmin ediyordum. Kültür balıklarının fiyatı da 200-350 TL arasında değişiyor" diye konuştu.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.