blank
Avatarı
Anadolu Ajansı tarafından
12 Ekim, 2024 16:37 tarihinde yayınlandı

Sonbaharın keyfini yaşamak isteyenler Şahinkaya’yı tercih ediyor


TRABZON (AA) - MELTEM YILMAZ KARAKURUM - Trabzon'un Düzköy ilçesindeki Şahinkaya, sonbaharda doğaseverlerin rotasında ilk sıralarda yer alıyor.

Trabzon'a 65, Düzköy ilçesine ise 11 kilometre mesafedeki Doğankaya Mahallesi'nde yer alan Şahinkaya, uzaktan bakıldığında kaleyi andıran görüntüsü, eteklerindeki çam ormanları ve trekking rotalarıyla ziyaretçilerine ev sahipliği yapıyor.

İsviçreli tırmanıcı Michel Piola başta olmak üzere Türkiye'nin önemli kaya tırmanıcılarının açtığı yeni rotalarla da adından söz ettiren Şahinkaya, özellikle kaya tırmanışı yapmak isteyenleri kendisine çekiyor.

Türkiye'nin yanı sıra yurt dışından çok sayıda dağcıya ev sahipliği yapan, kaya tırmanışı dışında motosiklet, kamp ve karavan turizmine de müsait olan Şahinkaya, dağ yürüyüşü ile foto safariye elverişli alanlarıyla turizm çeşitliliği sağlıyor.

Özellikle kuş bakışı manzarasıyla sosyal medyada öne çıkan Şahinkaya'ya gelen ziyaretçiler, otantik dağ evlerinde konaklama, yöresel lezzetleri tatma, yol güzergahındaki Çal Mağarası'nı ziyaret etme ve atla gezinti imkanı bulabiliyor.

Yerli turistlerin yanı sıra Avrupa ve Körfez ülkelerden gelen turistlerden rağbet gören Şahinkaya, doğada renk değişiminin yaşandığı bugünlerde adından daha fazla söz ettiriyor.

- "Turistlere en iyi ve temiz hizmeti vermek için çalışıyoruz"

Şahinkaya'da işletme sahibi Zühtü Bulut, AA muhabirine, öğretmenlikten emekli olduktan sonra çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği bölgede turizme hizmet etmek için kolları sıvadığını söyledi.

Bu kapsamda bir işletme kurduğunu dile getiren Bulut, "Burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni temsil etmek istiyoruz. Gelen yerli ve yabancı turistlere en iyi ve temiz hizmeti vermek için çalışıyoruz, amacımız bu." dedi.

Bulut, en çok Körfez ülkelerden turistler ağırladıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"En çok Araplar olmak üzere Rusya'dan, Almanya'dan, Fransa'dan yani dünyanın her yerinden insanlar geliyor. Şahinkaya'nın turizm açısından değeri çok fazlalaştı. Tırmanış ve yürüyüş parkurları, doğasının bozulmaması, sakin ve yeni keşfedilen bir yer olduğu için Trabzon'da ilk 5 arasında Şahinkaya turizmde kendinden söz ettiriyor."

Şahinkaya'nın sonbaharda daha fazla ilgi gördüğünü belirten Bulut, "Sonbahar zaten bir mevsim değil, bir sanat eseridir. Ağaçların sararması, doğanın kendi renklerinin değişikliğe uğramasından dolayı gün geçtikçe de doğasever ve fotoğraf sanatçılarından yoğun ilgi görüyor." diye konuştu.

- "İsviçre'de Alpler'de de kamp yaptım ama böyle bir yer yok"

Kendi gibi motosiklet tutkunu arkadaşıyla Şahinkaya'ya gelen Ali Bekir Özşahin de Şahinkaya'ya birçok kez geldiğini anlatarak, "Şehir dışından birçok motor tutkunu arkadaşım geliyor. Şehir merkezine de yakın olması nedeniyle burayı muhakkak göstermeye çalışıyorum." ifadelerini kullandı.

Şahinkaya'nın turizmde kesinlikle ön plana çıkması gereken bir yer olduğuna dikkati çeken Özşahin, "Bu bölge çok turist çekecektir diye düşünüyorum ama öncesinde de doğayı korumak adına birçok tedbirin alınmış olması lazım. Turistler bu bölgeye gelsinler, ziyaret etsinler. Çok doğal bir ortam ama yalnız doğamızı da korusunlar." şeklinde konuştu.

Özşahin, motosikletiyle 55'e yakın ülke gezdiğini belirterek, "Bizim coğrafyamız Alpler'i andırmaktan ziyade, aslında Alpler bizim coğrafyamızı andırıyor. Biz çok daha güzel, çok daha doğal, çok daha vahşi coğrafyaya sahibiz. İsviçre'de Alpler'de de kamp yaptım ama böyle bir yer yok." diye konuştu.

İstanbul'dan motosikletle bölgeye gelen Fuat Altan Bedişkan da coğrafyanın kendisini inanılmaz şekilde etkilediğini vurgulayarak, "İlk geçen sene Trabzon'a geldim, kısa bir tur yaptık. Buraya aşık oldum." dedi.

Akrabalarıyla ilk defa geldiği Şahinkaya'nın doğasından ve manzarasından çok etkilendiklerini anlatan Merve Çebi de "Sosyal medyada burayı hep düğün fotoğraflarında falan görüyorduk. Çok güzel, çok beğendik." diye konuştu.

Çebi, orman içindeki parkurda gezerek Şahinkaya'ya çıktıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Genel olarak her yeri beni etkiledi ama tam aşağıda dağın içinde oyuk gibi bir şey vardı, oraya bakmak istedim. Yüksekti bakamadık oraya, orası çok güzeldi. Yukarıda da tam tepeye çıkmamışız, ben çıktım sanıyordum ama manzarası çok güzeldi, çok beğendik. Havası temiz, mis gibi."

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Güner ERBAY tarafından
21 Mayıs, 2025 10:03 tarihinde yayınlandı

ARI

Bugün dünya arı günüymüş. İnstagramda gördüm. Tema vakfı paylaşmış. Bu minik dostlarımız için ben de bir yazı yazayım istedim. Dostlarımız onlar bizim. Onlarsız biyolojik çeşitlilik yok dünyamıza. Bitkileri kelebeklerle birlikte tozlaştırıyorlar. Yani döllüyorlar. Onlar olmadan, besin zincirimizi korumamız mümkün olamıyor. Pek çok bitkisel yiyecek onlar sayesinde sofralarımızda yer alıyor. Bu nedenle, arıların varlığı ile yaşamımızı devam ettirebiliyoruz gerçeğini unutmamamız gerekiyor. Tüm bunlara ilaveten balları ile de besleniyor, şifa buluyoruz. Özellikle Rizenin anzer balı şifa özelliği ile öne çıkıyor Çünki bu bal masallardaki kaf dağının çiçeklerinden elde ediliyor.

Bundan birkaç sene önce bir arkadaşımla pikniğe gittik. Seneler sonra ilk defa görüşecektik. Seneler sonra derken; çok seneler sonra, yaklaşık elli falan. Tahmin etmişsinizdir mutlaka, evet, o benim çocukluk arkadaşımdı ! Bir vesileyle izini bulup aradım, buluştuk. Safranbolunun kent ormanına gittik. İkimizin de babası ormancıydı madem, ormanda buluşmak en iyisiydi. Güzel bir gündü. Çocukluk anılarımızdan bahsettik. Yedik içtik sohbetler ettik derken, bir arı geldi reçel tabağına yapıştı. Çıkamıyor bir türlü. Arkadaşım hemen arıyı aldı bir çöpe, piknik masasının üstüne koydu fakat arıcık uçamıyor. Uçamıyor çünki kanatları ve her tarafı yapışkan reçele bulaşmış. Dikkatle ve özenle birkaç kere üstüne su döktü ve arımız uçtu gitti. Aklıma hemen deniz yıldızları geldi!

Hani bir hikaye vardır. Binlerce deniz yıldızları karaya vurmuş. Adamın birisi de, deniz yıldızlarını alıp alıp denize atıyormuş. Yanına gelen başka birisi, binlerce deniz yıldızını gösterip, ne yapıyorsun dünyayı değiştiremezsin böyle demiş. Diğer adamsa denize attığı deniz yıldızını göstererek ama onun için dünya değişti yanıtını vermiş! Arkadaşım da aynısını yapmıştı, minik arının dünyasını değiştirmişti. Ben de ondan öğrendim; Dilek Yarımadası Milli Parkına gittiğimde, denize düşen arıları elime alıp, kıyıya karaya götürüyorum. Onların hayatını değiştirmiş olmakla o günüm mutlanıyor. Arıların bizleri sokmasından korkabilirsiniz belki ama korkmamıza gerek yoktur aslında. Onlar sakin durup beklediğimiz takdirde uçup giderler. Çırpınırsak tehlikede olduklarını düşünüp iğnelerini kullanırlar.Dünya arı günümüz kutlu olsun diyorum.
Sevgilerimle
Dyt. Güner Erbay

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.