blank
Esra Oğuzkağan Özkan tarafından
02 Haziran, 2024 13:46 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Türk Sinemasının Genç Yönetmeni Metin Çavuş, “Festivalde Dostluk Kazandı”


İstanbul Özyeğin Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nde Dr. Öğretim Üyesi Metin Çavuş, 25'inci Altın Safran Belgesel Film Festivali'nin bin 448 film arasından ön jüri elemesiyle ilk 25'inde kalan "Kültürel Miras ve Korumacılık" temalı ulusal belgesel film kategorisinde reBUILDING PALANGA isimli filmle festivalde yarıştı. Ancak Genç Yönetmen Çavuş, yarışmaya katılan tüm finalist filmlerin ödül aldığını ve burada dostluklar kazandığını ifade etti.
Genç Yönetmen, filmin hazırlık sürecinin yaklaşık 8 yıl sürdüğünü, Erzincan'da deneysel bir mimarlık ve sanat çiftliğine sahip Sanatçı Kutluğ Ataman'ın çabalarının yer aldığı, belgeselin temasının Anadolu coğrafyasının çetin doğasıyla ve bir sanatçının buna karşın çırpınışlarıyla oldukça farklı izler taşıdığını kaydetti. Genç yönetmen, festivalin kültürel ve sanatsal anlamda önemli bir platform sağladığını ve organizasyonun oldukça başarılı geçtiğini ifade etti. Çavuş'un başarısı, Türk sinemasının belgesel alanındaki önemli isimleri arasında yer almasını sağlarken, gelecek projeleri ve başarıları merakla bekleniyor. (Esra Oğuzkağan Özkan) blank
Metin Çavuş kimdir?
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde mühendislik (lisans), Yıldız Teknik Üniversitesi’nde sanat ve tasarım (yüksek lisans ve doktora) bölümlerini tamamladı. 2014 yılından itibaren Özyeğin Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, İletişim ve Tasarımı Bölümü’nde tam zamanlı öğretim üyesi olarak sinema ve fotoğraf dersleri vermektedir. Çavuş, belgesel film yönetmenidir. Kutluğ Ataman (2011) isimli belgesel filmi uluslararası film festivallerinde ve saygın sanat galerilerinde gösterildi ve DVD olarak satışa sunuldu. İstanbul surları ile ilgili fotoğraf kitabı Yüce ve Yalnız 2019 yılında yayımlandı. Çavuş aynı zamanda uluslararası çağdaş sanatçılarla, onların yaratıcı ekiplerinin bir üyesi olarak çalışmaktadır. Bu sanat işleri Tate Britain, SFMOMA ve Venedik Mimarlık Bienali gibi önemli sanat kurumlarında ve etkinliklerinde sergilendi. Çavuş'un öncelikli araştırma alanları sinema (kurmaca ve belgesel) ve fotoğrafın kuramı, tarihi ve toplumsal boyutu; filmlerin ve video oyunlarının anlatı yapıları olarak biliniyor.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.