Türk savunma sanayisi bünyesinde geliştirilen kamikaze insansız hava aracı (İHA) DELİ, harp başlığıyla yapılan atış testlerini başarıyla tamamlayarak göreve hazır hale getirildi.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Titra Teknoloji yaklaşık 1,5 yıl önce DELİ Taktik Kamikaze Sistemi Projesi'ne başladı. DELİ, Ekim 2022'de düzenlenen SAHA EXPO'da ilk kez sergilendi.
DELİ Taktik Kamikaze Sistemi için TÜBİTAK SAGE tarafından yüksek etki çapına sahip harp başlığı geliştirildi. Otonom ve manuel operasyonel yeteneklere sahip DELİ, modüler yapısıyla kolayca taşınıp, 15 dakikadan kısa sürede kullanıma hazır hale geliyor. Karıştırma önleyicilerle güvenlik seviyesi artırılan DELİ, saatte 80 kilometre seyir hızına, 180 kilometre maksimum hıza ulaşabiliyor. Deli, 3 bin 500 metre maksimum irtifa, 150-500 metre operasyonel irtifa ile muharebe sahasına çıkmaya hazırlanıyor.
Yoğun test sürecini geride bırakıp atış sahasına çıktı
Kamikaze projesinde şimdiye kadar çok sayıda uçuş ve dalış gerçekleştirilerek platform, sistem, alt sistemlerin doğrulaması yapıldı. Son olarak canlı mühimmatla nihai kalifikasyon testi gerçekleştirildi.
Milli Savunma Bakanlığının Konya-Karapınar'daki test sahasında yapılan ve 3 gün süren testlerde, önceden belirlenmiş hedeflere TÜBİTAK SAGE'nin geliştirdiği mühimmat ve tapa sistemiyle intihar dalışları gerçekleştirildi. Testlerde, ilk tanıtımda duyurulan 3,1 kilogram yerine 3,8 kilogramlık daha büyük bir harp başlığı kullanıldı. Katapultla ve elle fırlatma suretiyle yapılan testler başarılı şekilde tamamlandı ve hedefler tam isabetle vuruldu. Bundan sonraki çalışmalar anti zırh özelliğine sahip daha büyük mühimmatlarla hedefleri vurma üzerine yoğunlaşacak.
"Stratejik bir ürünü ülkemize kazandırdık"
Titra Teknoloji Genel Müdürü Davut Yılmaz, AA muhabirine, kısa süre önce tanıtımını yaptıkları DELİ Kamikaze Projesi'nde, şimdiye kadar pek çok sistemin testini gerçekleştirerek, geliştirdikleri yazılım ve donanımların doğrulamasını tamamladıklarını söyledi.
Bunları yaparken çok sayıda uçuş ve cansız mühimmatla onlarca kez dalış görevi icra ettiklerini belirten Yılmaz, şöyle konuştu:
"Bu hafta yaptığımız testlerde ise ilk defa canlı mühimmat kullandık. Şiddetli rüzgara rağmen önceden belirlediğimiz hedefleri tam isabetle vurmayı başardık. Gerek geliştirdiğimiz platform ve özgün güdüm sistemi gerekse projedeki paydaşımız TÜBİTAK SAGE'nin geliştirdiği mühimmat ve tapa sistemiyle bu ürünün kendi sınıfında dünyanın en iyisi olmaya aday olduğunu düşünüyorum. Kamikazelerin savaşlarda son yıllarda giderek artan önemi düşünüldüğünde, böylesine stratejik bir ürünü ülkemize kazandırdığımız için oldukça mutlu ve gururluyuz."
Bugün varsa annenize sarılın, yoksa gözlerinizi kapatıp onu hissedin. Çünkü “anne” demek, dünyaya tutunmak demek.
Kalbimizi Sıcak Tutan O Güçlü Kadınlara Bir Teşekkür
Her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü geliyor… Ve biz yine “Anne” deyince içimiz titriyor. Kimi zaman bir tebessüm, kimi zaman burnumuzun direğini sızlatan bir özlem. Çünkü “anne” kelimesi sadece bir sesleniş değil; hayatın kendisi gibi bir şey. İçinde sevgi var, emek var, fedakârlık var… Daha da fazlası: karşılıksızlık var.
Anne Olmak Sadece Doğurmak mı?
Hayır. Aslında çok daha fazlası. Anne olmak sadece doğurmakla ilgili değil. Bir çocuğu sarıp sarmalayan, ona sahip çıkan, büyüten herkesin kalbinde bir "anne" var. Bazen bu bir teyze olur, bazen bir abla, bazen de kalbi kocaman bir öğretmen. Kimi zaman bir baba bile bu rolü üstlenebilir.
Yani Anneler Günü’nü kutlarken sadece biyolojik anneleri değil, hayatımıza anne sevgisini taşımış herkesi anmak gerek.
Her Annenin Ayrı Bir Hikayesi Var
Bazı anneler çocuklarını kucaklarına almadan büyütür, bazıları çocuklarının düşmesine izin verip kalkmayı öğretir. Kimisi üç işte birden çalışır, kimisi tek bir bakışla her şeyi anlatır. Ama ortak özellikleri hep aynı: Kendilerinden çok çocuklarını düşünürler.
Bir düşünün… Kaç kez gece uykusundan feragat etti, kendini yorgun hissetti ama belli etmedi? Kaç kez “iyiyim” dedi ama içi kan ağladı? Ve biz kaç kere fark ettik?
Ya Annem Yanımda Değilse?
Evet, bu gün herkes için bayram havasında geçmiyor olabilir. Annesini kaybetmiş olanlar, evlat acısı çekenler ya da anne olmayı bekleyen kadınlar için bugünün başka bir anlamı var. Sessizce, içten içe yaşanan bir duygu bu.
Ama bir gerçek var ki; anne gitse de izi kalır. Kokusu, sesi, öğrettikleri hep bizimle yaşar. Onu hatırlatan bir yemek, bir çiçek ya da bir şarkı… Bir bakmışsınız yanınızda gibi hissettirir.
En Güzel Hediye: Varlığını Hissettirmek
Anneler Günü deyince akla ilk gelen şey belki de hediye oluyor. Ama aslında anneler için en güzel hediye; onları düşündüğümüzü göstermek. Bir telefon, içten bir “iyi ki varsın” demek, sarılmak… Emin olun, paha biçilemez.
Anneler zaten hep bizim için bir şeyler yapıyor. Belki de bugün, sadece onlar için bir şey yapmanın günü. Küçük bir jest bile kalplerine dokunur.
Kısacası… Anneler Günü sadece bir kutlama değil. Bir durup düşünme günü. Şükretme, özleme, teşekkür etme günü. Bugün varsa annenize sarılın, yoksa gözlerinizi kapatıp onu hissedin. Çünkü “anne” demek, dünyaya tutunmak demek.