Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Bodnar, Kırım Tatarlarıyla dayanışma içinde olduklarını söyledi

Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Bodnar, Kırım Tatarlarıyla dayanışma içinde olduklarını söyledi

Yayın: 28.02.2024 13:55
Paylaş:
A+ A-

Ukrayna Derneği Başkanı ve Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Yuliya Biletksa, Kırımlı olduğunu ve “ana vatanını kaybettiğini” Kırım’da “demografik yapının değiştirildiğini” konuşmasında ifade etti.

Ukrayna Derneği ve Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneğince düzenlenen “Ukrayna-Kırım’ın işgalinin 10. Yılında geçmiş ve geleceğin analizi” başlıklı panelin açılış konuşmalarını, Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Bodnar ve Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin yaptı.

Gazeteci Gönül Şamilkızı’nın moderatörlüğünü yaptığı panelde, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kırımlı, Çankırı Karatekin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Özçelik ve Ukrayna Derneği Başkanı ve Karabük Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Yuliya Biletksa konuşmacı olarak yer aldı.

Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Bodnar, bugün bir araya gelerek savaşın yıl dönümünü anma fırsatı bulmaktan memnuniyet duyduğunu dile getirerek, “Tam 10 yıl önce gerçek bir savaş başladı. Vatanını savunmaya ilk yeltenen halk da Kırım Tatarları oldu, kendi evleri ve vatanları için.” dedi.
Bodnar, 10 yıl önce Kırım Tatarlarının kendi evlerinde “işgal altında yaşadıklarını” kaydederek, “Ancak hiçbir baskı politikası, hiçbir baskı rejimi Kırım Tatarlarının özgürlüğe yönelik iradesini etkilemiyor. Buradaki hem Kırım Tatarları hem de Ukraynalılar dayanışmaya kuvvet veriyor ve Ukrayna’nın da dayanmasını sağlıyor.” ifadelerini kullandı.
Kırım Tatarlarını, kimliğini ve Kırım Yarımadası’nı “yeniden özgür kılma” fikrini destekleyenlere teşekkür eden Bodnar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Türk hükümetine Rusya’nın 2014’te Kırım’ı yasa dışı ilhakını tanımama konusundaki net politikasından dolayı da teşekkürlerini dile getirdi.
Bodnar, Ukrayna devletinin adımlarıyla Kırım Tatarlarının yerli halk statüsüne kavuştuğunu anlatarak, Kırım Tatar dilinin de ayrı bir dil olarak değerlendirilip gelişimine yönelik büyük adımlar atıldığını söyledi.

 “Kırım ya da Ukrayna meselesi değil, dünya güvenliği”
Kırım Derneği Genel Başkanı Şahin ise Rusya’nın 2014’te Kırım’ı yasa dışı ilhakına ilişkin, “Bu işgal yalanla başladı.” dedi.
Şahin, bütün dünyanın da bunu seyrettiğini anımsatarak, bunun yalnızca Kırım ya da Ukrayna meselesi olmadığını belirtti.
Meselenin dünya güvenliğini ilgilendirdiğini aktaran Şahin, “Eğer Kırım’da Rusya’nın dedikleri kabul edilirse siz Pasifik’te kimseyi durduramazsanız, dünyanın başka sorunlu bölgelerinde de kimseyi durduramazsınız.” ifadelerini kullandı.
Şahin, Ukrayna halkının yüzyıllardır bağımsızlıkları ve o topraklarda hür yaşamak için mücadele verdiğini dile getirerek, Ukraynalıların savaşma iradesi ve bir organizasyon becerisi gösterdiklerini belirtti.
Şahin, Doğu Avrupa’da ve Karadeniz’de güvenlik, barış ve demokrasi açısından Türkiye ve Ukrayna ittifakını stratejik bir mesele olarak gördüğünü ifade etti.
Prof. Dr. Kırımlı da Rusya’nın “tahrik veya meşru gerekçe olmaksızın Ukrayna’ya saldırdığını” aktararak, savaşın insani, kültürel ve ekonomik tahribatla korkunç araçlarla sürdürüldüğünü ifade etti.
Kırımlı, savaşın başlangıcından bu yana propagandanın kullanıldığını kaydederek, ekonomi ve enerjinin de Rusya tarafından kullanıldığını savundu.
Kırım Tatarlarının durumuna ilişkin de Kırımlı, “Kırım tatarlarının kaderi bu savaşın sonucuna bağlıdır.” dedi.
– “Savaş 2014’te başladı”
Prof. Dr. Özçelik ise Rusya’nın hibrit savaş yürüttüğünü kaydederek, “Savaş, 2014’te başladı, 2022’de farklı bir hale geldi ve 2024’te hala devam ediyor.” dedi.
Özçelik, Batı’nın 2014’te olanlara sessiz kaldığını aktararak, Ukrayna’nın bu savaştan galip çıkacağına inandığını ve Kırım’ın bağımsızlığının da önemli olduğunu ifade etti.
Dr. Biletska da Kırımlı olduğunu ve “ana vatanını kaybettiğini” belirterek, “Kırım’ın işgalinden sonra onların (Rusların) ana amacı, hem Ukrayna hem de Kırım Tatarlarının kimliğini yok etmektir.” dedi.
Biletska, kullanılan yöntemlerin farklı boyutlarının olduğunu ve ilkinin demografik alanda yapıldığını söyledi.
Kırım’daki duruma ilişkin Biletska, “Rusya’ya karşı çıkan insanları fiziksel yok etmeye ya da dışlamaya çalışıyorlar. Bu politika yüzünden birçok kişi Kırım’dan kaçmak zorunda kaldı.” ifadesini kullandı.
Biletska, birçok kişinin Kırım’ı terk etmek zorunda kaldığını kaydederek, birçok insan hakları ihlali olduğunu ve siyasi temelli davalar da açıldığını söyledi.
Kırım’da “demografik yapının değiştirildiğini” ve zorunlu seferberlik listelerinde de Kırım Tatarlarının isimlerinin yoğunlukta olduğunu aktaran Biletska, zorunlu vatandaşlık aldırıldığını ve bölgede eğitimin de Rusya’nın kontrolünde olduğunu sözlerine ekledi. (AA)

HABERİN VİDEOSU İÇİN TIKLAYINIZ..

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Türk Ocakları Karabük Şubesi Başkanı: “Öğretmenlere Yönelik Şiddet Eylemlerine Son Verilmeli”

Yayın: 09.05.2024 12:51
Paylaş:
A+ A-

Okul müdürü İbrahim Oktugan’ın bir öğrenci tarafından öldürülmesi sonrasında öğretmenler tam gün derslere girmeme kararı aldı. “Eğitime sıkılan kurşun” olarak nitelendirilen olay, başta eğitimciler olmak üzere ülke genelinde herkesin tepkisine neden oldu.

Türk Ocakları Karabük Şubesi Başkanı Prof. Taşkın Deniz, Okul Müdürü İbrahim Oktugan’ın vefatıyla ilgili yazılı basın açıklaması yaptı. Açıklamasında; “Görev yaptığı okulda silahlı saldırıya uğrayan ve kaldırıldığı hastanede vefat eden öğretmen İbrahim Oktugan’a Allah’tan rahmet, sevenlerine ve eğitim camiasına başsağlığı dileriz. Evlatlarımızı emanet ettiğimiz, en güvenli yerler olarak gördüğümüz, evlatlarımızın geleceğinin şekillendiği eğitim kurumlarında yaşanan ve bazen ölümlere yol açan bu ve benzeri şiddet eylemlerinin, akran zorbalığı vakalarının bir an evvel sonlandırılması için sıkı ve caydırıcı önlemler alınmalıdır. Geleceğimizin teminatı evlatlarımızı yetiştiren, ülkenin en ücra köşelerine dahi vatan sevdası ve vazife şuuruyla giderek Türk eğitimine katkı sunmaya, Türk evlatlarına ışık olmaya gayret gösteren öğretmenlerimizi koruyacak yasalar acilen çıkarılmalı, okullarda güvenliği sağlamaya yönelik tedbirler sıkı bir şekilde uygulanmalıdır. Bu bağlamda öğretmenlik mesleğinin tekrar eski saygınlığına kavuşturulması da önemle üzerinde durulması gereken bir husustur. Türk Ocakları olarak ilgili kurumları bu konularda üzenlerine düşen sorumluluğun gereğini yapmaya davet ediyoruz.” dedi. (Esra Oğuzkağan Özkan)