blank
Avatarı
Anadolu Ajansı tarafından
04 Ocak, 2024 00:24 tarihinde yayınlandı

Uzmanından anne babalara “çocuğun özgüven gelişimini destekleyici” öneriler

İSTANBUL (AA) - Buse Bilim Koleji Rehberlik Servisi’nden Uzman Psikolojik Danışman Elif Çalışkan, "Çocuğunuzla ilişkinizde yapacağınız bir hata özgüveni tamamen yıkmayacağı gibi; tek bir doğru da özgüveni tamamen geliştirmeyecektir. Anne-baba olarak, size en çok ihtiyaç duydukları bu yaşlarda, çocuğunuzla kuracağınız güvenli ve duygusal bir ilişki, onların gelişimi için çok kıymetlidir." ifadelerini kullandı.

Buse Bilim Koleji açıklamasına göre, çeyrek asırlık tecrübesi ile okul öncesi ve ilkokul kademelerinde Ankara Yenimahalle’de bölgenin tek IB okulu olan Buse Bilim Koleji eğitim-öğretim sürecinde çocukların kendine güvenmelerini destekleyici misyonu ile özgüvenli çocuk yetiştirmede ebeveynin rolü konusunu ele aldı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Elif Çalışkan, çocuğun özgüven gelişimini desteklemeye dair farkındalığınızı artırmak adına anne babalara önerilerde bulundu.

Çalışkan, son yıllarda yapılan çalışmalarda duygusal zekânın, öğrenme üzerinde akademik zekâ kadar önemli olduğu keşfedilmesi ve eğitim sürecini desteklemek için, duygusal zekâ ile ilişkili bir alan olan özgüven gelişimini de dikkate almak gerektiğini ifade etti.

Kişinin olumlu olumsuz her yönüyle kendini kabul etmesi ve kendini güçlü görmesi olarak tanımlanan özgüvenin, temel bir güven duygusu olduğunu aktaran Çalışkan, şunları kaydetti:

"Güven ve güvensizlik duygularının temelinde, 0-1 yaş dönemindeki ebeveyn-çocuk ilişkisinin duygusal bağı bulunmaktadır. Bu duygusal bağ çocuğun değerli ve yeterli hissetmesini sağlar. Güven duygusu deneyimleyen çocuk, yaş ilerledikçe duygularını kabul eden ve ifade eden, empati kurabilen, kendine değer veren ve cesur bir yapı geliştirir. 3-5 yaş aralığında merak duygusu, özgüven gelişiminde çok önemli bir yere sahiptir.

Bu dönemde her şeyi bilmek isteyen ve merak eden benmerkezci çocuğunuzun sorularına yaşına uygun, kısa cevaplar vermeniz, onu dinlediğinizi hissettirmeniz özgüven gelişimini desteklerken; ilkokul dönemini kapsayan 6-11 yaş aralığında ise çocuğunuzun deneyimlediği başarı ve başarısızlıklar, sosyal ilişkiler, yeteneklerine uygun alanlara yönelmek, özgüven gelişimini destekleyecektir."

- "Yaşına uygun yapabileceği becerilerde çocuğunuza alan açmalısınız ve sorumluluk vermelisiniz"

Çalışkan, özgüven gelişiminin bir süreç olduğunu kaydederek, "Çocuğunuzla ilişkinizde yapacağınız bir hata özgüveni tamamen yıkmayacağı gibi; tek bir doğru da özgüveni tamamen geliştirmeyecektir. Anne-baba olarak, size en çok ihtiyaç duydukları bu yaşlarda, çocuğunuzla kuracağınız güvenli ve duygusal bir ilişki, onların gelişimi için çok kıymetlidir." açıklamasını yaptı.

Anasınıfı ve ilkokula başlama ile evden ayrılan çocuğun dünyasında, ev ortamındaki ilişkiler birincil öneme sahip olduğunu belirten Çalışkan, "Çünkü çocuklar güveni-güvensizliği, değeri-değersizliği, sevilmeyi-reddedilmeyi ilk olarak ev ortamında deneyimler. Çocuğunuzun özgüvenli olmasını desteklemek için anne baba olarak yapacaklarınız ve ev ortamında çocuğunuzu desteklemeniz oldukça kıymetlidir.

Böylelikle çocuğunuzun sizden ayrı kaldığı okul saatlerinde, özgüvenini artırmak için sahip olduğu beceriler, öğretmenleri ve arkadaşları tarafından beslenebilir. İlk olarak, beklentilerinizi oluştururken çocuğunuzun yaşını, gelişim düzeyini ve yeteneklerini dikkate almalısınız. Yaşına uygun yapabileceği becerilerde çocuğunuza alan açmalısınız ve sorumluluk vermelisiniz." ifadelerini kullandı.

Çalışkan, ebeveynleri tarafından hayatı pek çok açıdan kolaylaştırılmış çocukların yaşadıkları sorunlar karşısında özgüvenli hissedemediğine işaret ederek, "Birilerinin kendi adına sorunları çözmesine alışık olmaları, okulda yaşadığı günlük sorunlar karşısında öfkeli ve haksızlığa uğramış hissetmelerine neden olmaktadır. Bu nedenle, çocuğunuzun günlük zorluklar karşısında çözümler üretmesine fırsat vermelisiniz; zorluğu siz çözmemelisiniz." yorumunda bulundu.

- "Kendini değersiz hissetmek, özgüven gelişimini engelleyen bir duygudur"

Çocukların da hata yapabildiğini ve hata yapmanın insanca olduğunu aktaran Çalışkan, "Çocuğunuzun hatalarına karşı sürekli eleştiri, hakaret veya diğerleriyle kıyaslama tutumlarından uzak durmalısınız. Kendini değersiz hissetmek, özgüven gelişimini engelleyen bir duygudur. Bunun yerine başarılı olduğu, yapabildiği alanları görüp takdir edebilirsiniz." değerlendirmesinde bulundu.

Çalışkan, mükemmeliyetçi bir tutuma sahip anne-babaların çocuklarının yetersiz hissetmelerine neden olabildiğini ve bunun da özgüveni düşürdüğünü aktararak, "Mükemmeliyetçi söylem ve tutumları olabildiğince azaltmak sağlıklıdır. Örneğin, çocuğunuzdan oyuncaklarını toplamasını istediğinizde, topladıklarından ziyade, kalan oyuncakları görüp tepki vermek yerine, süreç veya çabasını takdir edebilirsiniz." açıklamasını yaptı.

Çocuğun ilgi duyduğu veya yeteneği olduğu keşfedilen bir alanda hobi edinmesinin desteklenmesi gerektiğine işaret eden Çalışkan, şu ifadeleri kullandı:

"Böylelikle çocuğunuz içsel olarak motive olacak ve güçlü hissedecektir. Yaşıtlarıyla ilişki kurması ve sosyalleşebileceği ortamlarda bulunmasını destekleyebilirsiniz. Farklı kişilerle tanışmak ve ilişki kurmak sosyal yönden çocuğu geliştirecektir. Son olarak, sanal oyunlar yerine, somut ve yüz yüze oyunlar oynaması için çocuğunuzu yönlendirebilirsiniz. Oyun çocuğun dünyasında bir regülasyon aracıdır. Gün içinde yaşadığı zor duyguları oyunla ifade eden çocuklar, sakinleşirler."

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Esra Oğuzkağan Özkan tarafından
04 Haziran, 2025 17:12 tarihinde yayınlandı

Zopran’da Köy Usulü Börek Yapımı Nesilden Nesile Aktarılıyor

Karabük'ün Zopran Köyü'nde, geleneksel su böreği yapımını dört kuşaktır sürdüren Fatma Baylam, gelini ve torununa köy mutfağına ait tüm bilgilerini aktarıyor.

Köy sakinlerinden Fatma Baylam, köydeki kadınların, özellikle Kurban Bayramı gibi özel günlerde misafirlerine ikram etmek üzere geleneksel su böreğini yaptıklarını ve hazırlıklarının devam ettiğini açıkladı. Köyde 3 gün süren bayramlaşmada yaklaşık 50 kişiye yemek verdiklerini de ifade etti.

Bayram öncesinde kadınlar, köyün ünlü su böreği tarifini hayata geçiriyor. Baylam, yaptığı açıklamada, bayram sofralarının vazgeçilmezleri arasında su böreğinin bulunduğunu belirtti. Yapım aşamalarını anlatırken, 15 yufka açıldığını ve bunlardan 7 tanesinin kaynayan suyun içinde haşlandığını, ardından dikkatlice tepsiye üst üste dizildiğini söyledi. Sonrasında, arasına ilk olarak çiğ yumurta kırıldığını ve yufkaların üzerine sürüldüğünü dile getiren Baylam, üzerine ayrıca tavada pişirilmiş yumurtaların elde parçalara ayrılarak maydanozla karıştırılmasıyla iç harcının hazırlandığını aktardı. Bu hazırlıkların ardından, tepsiye 8 tane daha yufkayı yağlayarak üst üste eklendiğini, böreğin son haline getirilip fırına verilmek üzere hazırlandığını ekledi.

Fatma Baylam ve gelini Şule Baylam, geleneksel tarifle hazırlanan su böreğinin, diğer özel günlerde olduğu gibi bayramda da misafirlerin beğenisiyle ikram edileceğini belirtti. Köydeki bu gelenek, nesiller boyunca devam ederek, bayram sofralarının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olmaya devam ediyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin