blank
Halil Kızılyer tarafından
02 Temmuz, 2024 15:03 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Vatandaşlara su tüketimi uyarısı

Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle Karabük Belediyesi tarafından vatandaşlara uyarı yapıldı. Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, vatandaşları aşırı su kullanımına karşı uyararak  açıklamayı yaptı: "Değerli hemşerilerimiz, Dünya genelinde etkili olan kuraklık ve mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar, şehirlerin su kaynakları üzerindeki baskıyı artırmaktadır. Tüm Türkiye’de olduğu gibi ilimiz genelinde de bu yaz aşırı kurak bir dönem yaşanıyor. Bu nedenle kentimizde özellikle su arzının devamlılığı için su kullanım alışkanlıklarımızın değiştirilmesi ve suyun dikkatli harcanması gerekmektedir. Geçtiğimiz yıl Tarım ve Orman Bakanlığınca, su kaynaklarının sürdürülebilirliğinin sağlanması ve gelecek nesillere aktarılması için ülke sathında “Ulusal Su Verimliliği Seferberliği” başlatılmıştır. Karabük Belediyesi olarak bizlerde bu seferberliğe tam destek veriyoruz. Zira önlem almak için musluklardan akan suyun kesilmesini bekleyemeyiz. İklim krizi ile mücadele etmek ve kaynakların verimli kullanılması noktasında Karabük Belediyesi olarak pek çok önemli adımlarlar atacağız. Su tasarrufu yaşamsal bir konudur. Suyun sınırsız bir kaynak olmadığını unutmamamız gerekiyor. Şebeke sularımızdan bina bahçesi, hobi bahçesi, bağ, sebze ve arazi sulamalarında anormal bir artış olduğunu görüyoruz. Şu an içme suyu arıtma tesisimiz tam kapasite ile çalışmakta ve şehrimize günde 70.000 m3 arıtılmış su sağlamaktadır. Ayrıca içme suyu arıtma tesisimizin ve şebekelerimizin içme ve kullanma suyu olarak planlandığını, bağ bahçe sulamasının bu planlama debisinin dışında olduğunu bir kez daha önemle hatırlatmak isteriz. Şebeke suyundan bina bahçesi, hobi bahçesi, bağ, sebze ve arazi sulaması kesinlikle yapılmamalıdır. İnsani tüketim amaçlı su arzını sağlayabilmemiz için bu konu önem arz etmektedir. Halkımızı bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz. Bu olumsuz tabloya karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz ve su tasarrufu sağlamalıyız. Su tasarrufuna yönelik bireysel olarak alınması gereken tedbirler kapsamında vatandaşlarımızı duyarlı olmaya davet ediyoruz. Bu kapsamda; Evlerdeki su sarfiyatının yüzde 70’inin tuvalet ve banyoda gerçekleştiğini unutmayalım. Damlatan musluklarınızı tamir ettirin. Bu sayede yılda ortalama 6 ton suyun boşa akmasını önleyebilirsiniz. Musluklarınızın altında bulunan vanaları bir miktar kısın veya musluk başlıklarınıza perlatör takın. Bu sayede akan su da yüzde 50’ye yakın tasarruf sağlayabilirsiniz. Sızdıran bir tuvalet rezervuarının günde 600-700 litreye kadar su sarfiyatına sebep olabileceğini unutmayalım. Banyoda geçirdiğiniz süreyi 1 dakika kısaltın. Bu sayede yılda ortalama 16 ton suyu kurtarabilirsiniz. Duş esnasında sabunlanırken suyu açık bırakmayalım. El, yüz yıkarken ya da traş olurken musluğu açık bırakmayın. Musluk sürekli açık bir şekilde elinizi yıkarsanız suyun 75’inin boşa gittiğini unutmayalım. Kombinin suyu ısıtmasını beklerden akan suyu bir kapta biriktirerek başka ihtiyaçlarınız için kullanalım. Çamaşır ve bulaşık makinalarını tam doldurmadan çalıştırmayalım. Tükettiğimiz her bir malzemenin üretiminde su kullanıldığını unutmayalım. İsraf edilen her şeyin su kaybına sebep olduğunu hatırlayın. Bulaşıklarınızı elde değil makinada yıkayın. Her yıkamada 110 litre suyun boşa harcanmasına engel olalım. Çamaşırlarınızı elde değil makinada yıkayın. Bun sayede yılda ortalama 9 ton su tasarrufu sağlayabiliriz. Sebze ve meyveleri akan suda değil bir kap içerisinde yıkayalım. Arabalarınızı akan su ile değil kova ve fırça yardımı ile yıkayalım. Halıları yıkamak yerine mümkünse silmeyi tercih edelim. Sokakta gördüğünüz su kaçaklarını ve kaçak su kullanımını Belediyemizin İhbar Hatlarına bildirelim."
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.