Avatarı
Haber Merkezi tarafından
01 Nisan, 2015 08:38 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:16

Demokrat Olmak…!

Demokrasi ,demokrasi diyoruz ama… Biz özünde demokrat mıyız? İsterseniz önce işe buradan başlayalım… Birey olarak birbirimize ne kadar tahammül gösterebiliyoruz.? Biz… Farklılıklar karşısında tutumuz ne? Düşüncelerimize aykırı bir şeyler söylendiğinde ne kadar hoşgörülü olabiliyoruz.? Kendinizi bu hususlarda hiç sorgulama gereği duydunuz mu? Biz… Öz de kavga etmeyi çok seviyoruz. Hele de birbirimizle uğraşmayı. Şiddeti ve korumazsız kadınları dövmeyi Trafikte kurallara aykırı seyretmeyi Bir maharet sayıyoruz. Neden mi.? Çıkarlarımızı her konunun üstünde tuttuğumuz içir tabi… İyi de… Neden böyleyiz.? Çünkü yetişme/yetiştirilme düzenimizde demokrasi yok. Aile yapımızda,eğitim ve öğretim aldığımız kurumlarımızda böyle bir alışkanlık yok. Asker disiplini ile yetiştirildik. Yat/kalk /emredersiniz efendim. Ya da… Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım. Bir de büyüklerin yanında susmayı bilmek gerek. Şikayet etmek,soru sormak yok. Neden? Çünkü büyük konuşur,küçük dinler. Evet öyle ama… Karşı tarafı da dinlemek gerekmez mi? Şimdi bu terbiye biçiminden demokrat bir yapıya ulaşmak mümkün müdür.? İşin siyasi yönüne bakarsanız orada da bu yapılanmanın etkili olduğunu görürsünüz. Türk siyasi yaşamında çok partili demokratik hayat 18 Temmuz 1945’de Nuri Demirağ’ın kurduğu Milli Kalkınma Partisi ile kesin olarak başladı. 1946 seçimleri bu bakımdan önemlidir. Türk siyasi tarihinde kesin olarak çok partili demokratik hayat başladı. Hileli olarak tarihe geçen seçimler sonucunda tekrar CHP iktidara geldi. Bu seçimlerin en önemli muhalefet cephesi olan Demokrat Parti seçimleri kaybetti. Seçim kanununda değişikliğe gidildi. “Gizli oy açık sayım “ esası kabul edildi Demokrat Parti 14 Mayıs 1950 yılında büyük bir farkla seçimi kazanarak iktidara geldi. Peki hangi sloganla kitleleri etkilemeyi başardı. “Artık yeter” “Artık yeter.” “Yetti kardeşim…” Biz farklılık istiyoruz … 27 yıllık tek parti iktidarından bıktık. Bizim siyasal partilerimiz seçimi kazandıktan sonra merkezde yer ettikten sonra kendilerini yeniden tanımlıyorlar ve geldikleri çevreye yabancılaşıyorlar. Daha doğrusu… Vatandaşı unutuyorlar. Neden böyle oluyor diye düşündüğümüzde aklımıza insan yetiştirme düzenimiz geliyor. Demokrat kimlik kazanma sorununu bir türlü çözümleyemedik. Bu düzelir mi? Öncelikle eğitim ve öğretim sistemini otoriter/sıkkın ve bıkkın halinden kurtarmamız gerekiyor. Sorgulamadan öğretmeyi terk etmek gerekiyor. Öğretirken sevdirmek. Azarlamamak. Yapıcı olmak. Öğrenene değer vermek.! Yaşamsal/hayata dönük bilgilerle gençlerin geleceği kucaklamasını sağlamak. Var mı böyle bir eğitim-öğretim uygulaması… Böyle bir soruyu sormaya bile gerek yok. Emret komutanım. Emret başbakanım Emret öğretmenim… Emredile emredile emir kulu olduk. Demokrasiyi emrede emrede tanınmaz hale getirdik. Kendi görüşlerimize kendimiz dahi değer vermemeye başladık Şimdi soruyorum… Nasıl Demokrat olacağız? Demokrasimiz nasıl gelişecek.?

Yazarın Kaleminden

Namaz Vakitleri

Karabuk
3
Haziran Salı
1446 HİCRİ Zilhicce 7
Yatsı Vakti
Şuanki vakit
Yatsı
İmsak vaktine kalan süre
 
  İmsak
03:14
  Güneş
05:11
  Öğle
12:53
  İkindi
16:52
  Akşam
20:24
  Yatsı
22:12

Öne Çıkan Haberler

blank
Köşe Yazıları

Aman Hocam Oldu mu Şimdi?

blank
Köşe Yazıları

Okan Küçük Yorumluyor 1 Haziran 2025

blank
Gündem

Tüm Emeklilerin Sendikası Karabük Şube Başkanı Burhan Kelez: “Emeklilere Yılda 4 Kez İkramiye Verilmeli”

blank
Karabük

Okan Küçük Yorumluyor 28 Mayıs 2025

blank
Karabük

Karabük’te bıçak bileyicilerinin bayram mesaisi başladı