Karabük’te Ölümlerin Nedenleri…
TÜİK'e göre Karabük'teki ölümlerin en büyük nedenleri arasında Dolaşım Sistemi Hastalıkları (%42,1) Kalp krizi, hipertansiyon, inme gibi hastalıklar…Karabük’te dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı ölümler Türkiye ortalamasının (%33,4) üzerinde.
İyi ve Kötü Huylu Tümörler (%15,4) Kanser türleri başta olmak üzere tümörler ikinci büyük ölüm nedeni.
Solunum Sistemi Hastalıkları (%11,1) KOAH, zatürre, astım gibi rahatsızlıklar bu grupta. Sinir Sistemi ve Duyu Organları (%6,0) Alzheimer ve diğer nörolojik hastalıklar burada toplanıyor.
Endokrin ve Metabolizma Hastalıkları (%3,5) Özellikle şeker hastalığı ve tiroid sorunları bu kategori içinde. Dışsal Yaralanmalar ve Zehirlenmeler (%2,2) Trafik kazaları, düşmeler ve intihar gibi nedenler bu kategoriye giriyor.
Karabük’te ölüm nedenleri incelendiğinde kronik hastalıkların ciddi bir tehdit olduğu açıkça görülüyor.
Peki bunların sebepleri nelerdir ? Ağır Sanayinin etkisi nedir ? Karabük’ün havası-suyu- toprağı ne durumdadır ? Neden ölüyoruz ? Aslında ciddi bir çalışma yapılması ve bunların önlenebilir olanlarının önlenmesi ve gerekirse bazı konunlar da sert tedbirler alınması gerekli değil mi ?
Şaka değil bu ! İnsan hayatından üstün hiçbir şey olamaz çünkü…
***
Özkan Çetinkaya Güzel Çalışıyor !
Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, seçildikten sonra bazı çevreler de bir acaba ? vardı. Gençliğinden dolayı olsa gerek acaba başkanlık görevini layıkıyla yerine getirebilecek mi görüşleri vardı.
Gelinen süreçte ise Karabüklüler arasında genel olarak “Özkan Çetinkaya’dan bu kadar başarı beklemiyorduk.” görüşüne geçiş yapıldı.
“Gerçekten çok iyi gidiyor, müthiş hizmet geliyor.” görüşü artık hakim.
Kısa sürede açtığı parklar, tesisler çok olumlu ses getirdi. 5000 Evler 75. Yıl Mahallesi Parkı, Emniyet Parkı, Evkur Yanı Parkı, Saat Kulesi Parkı, Şehitler Parkı ve Havuzlu Bahçe Sosyal Tesisleri…
Ayrıca ; Sağlık ocakları yer tahsisi, Temeli atılan yeni kreşler ve kapalı pazar yeri, Aşevi & Hayır Çarşısı. Sanat Evi, Yol, kaldırımlar, aydınlatma vs…
Halkın içinden de çıkmıyor Başkan. Örneğin, mahalleli çocuklarıyla parkta oynarken, büyükler sohbet ederken Başkan Çetinkaya bizzat geliyor, “Nasılsınız?” diyor. Hal –hatır soruyor…
Kreş, pazar yeri, sağlık ocağı derken her mahalleye dokunuluyor.
Sosyal belediyecilik anlamında Aşevi sıcak yemek dağıtıyor, Hayır Çarşısı yardım elini uzatıyor.
Bana göre en çok dikkat çeken ve övgü alan hizmeti aslında Miras niteliğindeki Havuzlu Bahçe’nin yıllar - on yıllar sonra tekrar halkın hizmetine açılması oldu.
Bu performansla Çetinkaya, özellikle “belediyecilik zaten görevdi, şimdi bunu zaten yapıyorum” diyen bir anlayışla değil, saha temasını, gönül belediyeciliğini öne çıkararak dikkat çekiyor.
Karabük’te hemen herkesin ortak fikri, “Karabük'teki bu hızlı hizmet akışı, gerçekten beklediğimizin ötesinde, başkan uyumuyor, çok çalışıyor” şeklinde.
Mutlaka Başkan da duyuyordu bunları sokakta- çarşı da – pazar da…
Valla ne diyeyim. Sayın Başkanın başta gençliği acaba dedirtirken, gelinen süreçte gençliğinin enerjisi- dinamizmi hizmetlerine de yansıyor ve halk da yapılanları görüyor .
Bu tempoyu artırarak hizmetlerine devam edecek bir belediye başkanı görüyorum ben de bir Karabüklü ve bir gazeteci olarak. Daha yapacak çok işi olan bir Başkan görüyorum…
***
Bayramda Bayramlaşmayan Başkan
CHP Karabük İl Başkanlığı’nın geleneksel hale gelen bayramlaşma programı bu bayramda da gerçekleştirildi. Partililer bir araya geldi, il başkanı, milletvekili ve teşkilatın emektarları bayram sevincini paylaştı. Ama dikkatlerden kaçmayan ve kamuoyunun diline düşen bir eksiklik vardı: Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse yine yoktu.
Çünkü bu ilk değil bilindiği gibi. Daha önce de benzer şekilde CHP İl Başkanlığı'nın düzenlediği bazı bayramlaşmalara katılmayan Elif Köse’nin bu tutumu parti içinde huzursuzluk yaratmaya başladı.
Siyasi nezaket açısından değerlendirildiğinde, İl Başkanı ve Milletvekilinin olduğu bir programa e belediye başkanının katılmaması sadece “bir tercih” değil, aynı zamanda bir mesaj olarak da okunuyor.
CHP Karabük İl Başkanı Vedat Yaşar ve CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay ise Safranbolu’da CHP'nin bayramlaşmasına da katılarak örnek bir birliktelik gösterdi.
Bazı partililer bu durumdan ciddi şekilde rahatsız. Parti emekçileri arasında “Bu kadar da olmaz. Bu neyin tavrı ?” diyenler çoğalıyor. Konuşulan ortak cümle şu: “Sanki kendini partinin üstünde görüyor.”
Kimi partililer, bu durumu “koltuk zehirlenmesi” olarak nitelendiriyor. Köse’ye makamla birlikte gelen özgüvenin, zamanla kibire dönüştüğü ve partililerle arasına mesafe koyduğu yönünde bir kanaat oluşmuş durumda.
Bazı CHP’liler “Sen bu koltuğa CHP rozetiyle oturmadın mı? Bugün o rozet sayesinde başkansın, yarın olmayınca yine halkın arasına döneceksin. Elif Hanım sanki partiden büyükmüş gibi davranıyor. Halbuki bizim oylarımızla, bizim emeğimizle seçildi.” Eleştirilerini bize lütfen yazınız diye iletiyor.
Halk arasında, “kendini dev aynasında görmek” deyimi vardır. Maalesef bugün bazı CHP’liler Başkan Köse için bu ifadeyi kullanmaya başlamış durumda. Safranbolu gibi tarihi bir kentte, CHP'nin elinde olan tek belediyenin başkanının bu denli uzak, mesafeli ve üstten bir tavırla hareket etmesi, sadece parti içi uyumu değil, halkla kurulan bağı da zedeleyebilir, yorumları yapılıyor.
CHP, zor dönemlerden geçerken, yerelde birlik ve dayanışma her zamankinden daha önemli. O yüzden bu tür sembolik ama birleştirici programlara katılmamak, sadece bir eksiklik değil; parti disiplini, nezaketi ve saygının da sorgulanmasına neden oluyor.
Unutulmamalı ki, halk her şeyi görüyor, notunu da veriyor.
Okan KÜÇÜK’ün Tüm Yorum Haberleri İçin Burayı Tıklayınız: https://bolgeninsesigazetesi.com/author/okank