Avrupa Birliği destekli restorasyonla kapılarını yeniden açan Sinop Tarihi Cezaevi Müzesi, hologram, 3D projeksiyon ve immersive room teknolojileriyle ziyaretçilerine geçmişi duyumsama deneyimi sunuyor.
Dijital Teknolojiyle Yeniden Doğdu
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın girişimiyle restore edilen Sinop Tarihi Cezaevi, Avrupa Birliği destekli “Ortak Kültürel Miras” projesi kapsamında modern müzecilik anlayışıyla yeniden ziyarete açıldı. Dijital çağın imkânlarını tarihi anlatımla buluşturan müze, ziyaretçilerine hem kültürel hem de duygusal bir deneyim sunuyor.
Tarih ve Teknoloji Bir Arada
3.469 metrekarelik sergi alanı ve 4.590 metrekarelik yürüyüş yoluna sahip olan müze; geçmişin izlerini taşıyan atmosferiyle tarih meraklılarını, dijital anlatı biçimleriyle de teknoloji tutkunlarını kendine çekiyor. Müze, Sabahattin Ali ve Refik Halit Karay gibi edebiyatın önemli isimlerinin izlerini taşıyor.
Sabahattin Ali Koğuşu: Hologramla Zamanda Yolculuk
Ziyaretçilerin en çok ilgisini çeken alanlardan biri, yazar Sabahattin Ali’ye ait koğuş. Bu bölümde Küp Prodüksiyon tarafından geliştirilen özel hologram teknolojisiyle Sabahattin Ali’nin silueti birebir canlandırılıyor. Gerçekçi atmosferiyle bu alan, ziyaretçilerine zamanın içinde bir yolculuk yaşatıyor.
Dalgaların Sesiyle Yalnızlık Deneyimi
Cezaevinin Karadeniz’e bakan surlarına çarpan dalgaların sesi ve görüntüsü immersive room (sürükleyici oda) teknolojisiyle yeniden kurgulandı. Ziyaretçiler, bu dijital odada hem işitsel hem görsel olarak geçmişin yalnızlık duygusunu birebir hissedebiliyor.
Mirası Hissettirerek Anlatmak
Müzenin tüm dijital altyapısı, içerik tasarımı ve teknolojik uygulamaları alanında öncü firma Küp Prodüksiyon tarafından hayata geçirildi. Firma yetkilileri projeye ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Geleceği anlamanın en iyi yolu, geçmiş mirasımızı detaylarıyla anlamak ve anlatmaktan geçer. Sinop Cezaevi’nde sürgün olan yazarların, gazetecilerin ve şairlerin yaşadığı o günlerin duygusunu dijital teknoloji kullanarak aktarıyoruz.”