Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
26 Ekim, 2017 00:14 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Zopran Köyü Bolulular Mahallesi Park Açılışı Yapıldı

Zopran Köyü Bolulular Mahallesinde yapımı tamamlanan çocuk parkı düzenlenen törenle hizmete açıldı. Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, Zopran Köyü Bolulular Mahallesi park açılışını yaptı. Açılışa muhtarlar, cemiyet başkanları ve mahalle sakinleri katıldı. Parkın açılışında konuşma yapan Vergili şunları söyledi; “Karabük’te 8 yıldır görevdeyim. Elimden geldiği sürece Karabük’te hizmet etmekteyim. Belediyemizin içine torpil sokmadık, partizanlığı sokmadık, hiç kimseyi birbirinden ayırmadık. Karabük’te şükürler olsun ki Türkiye’de 1.5 ölçekli Belediyelerin yapmış olduğu hizmetlerden çok daha iyi hizmet ürettik. Mezbahasından, haline kadar, hurdacılar sitesi, alt geçit, dolmuş durakları, asansörler, kütüphanesi, kent meydanı, 2 tane ticaret merkezi, 2 tane bulvar, yürüyen merdivenler, mezarlıkların yapımı, şehrin %70 su şebekesinin ana borular dahil değişmesi, şehri 2 kere asfaltlamak, bütün şehri 4 yılda doğalgaza kavuşturmak gibi çok önemli işleri Karabük’te gerçekleştirdik. Şu anda mahalle ziyaretlerine gidiyorum. Her gittiğim mahallede çok basit keyfe keder veren 1, 2 tane problem ile karşılaşıyoruz. Şu ana kadar 90 tane parkı olan, 27 tane Sosyal Yaşam Merkezi olan bir Karabük ortada, hep beraber yaşamaya devem ediyoruz. Şimdi ise asıl işimiz Karabük’te çevreyle ilgili olan hadise. Birincisi bizim çöp depolama tesisi. Muhtarımız geldi dedi ki bu çöp toplama tesisi buraya olmaz, bende dedim ki doğru söylüyorsunuz hemen köyümüz üzerinde çöp toplama tesisinin yerini hep beraber karar verip değiştirdik. Karabük’te çöp olayı bitmiş olacak 3 yada 5 aya kadar. Geldik Demir Çelik’e dedik ki şu anda tüm kriterlere uygun hale getirecek programınızı yapın. Bizim bütün çocukluğumuz Demir Çelik’in dumanının, pası içerisinde geçti. O günkü teknoloji bunlara müsait değildi ama bu günkü teknoloji ile artık hiçbir duman çıkmadan bu fabrikalar çalıştırılabilir ve sağ olsunlar Yönetim Kurulu Üyelerinden Ahmet Yolbulan, Genel Müdür Ercüment bey bir araya geldiler bize çok ciddi bir program verdiler ve bu programın ilk adımı ile ben geçen hafta yapılan ihaleleri takip etmeye başladım. Önemli bir nokta filtresiyle ve hızlı bir şekilde ihaleler devem ediyor. 2018’de Karabük Demir Çelik’in bacalarından bir tane bile duman çıkmayacak ve ben bunu yaptırana kadar ne gerekiyor ise yapacağım ama burada gerçekten Demir Çelik’in Genel Müdürlüğünün duyarlılığına teşekkür ederim. Geldik Marzinc konusuna. Bunun gibi fabrikalar ekonomiye katkısı olan fabrikalar ama Avrupa’da şehirler içerisinde çalışan, şehir içersinde üretim yapan bu fabrikalar ne yazık ki Türkiye’de hiçbir kritere uymadan, hiçbir fabrika çalıştırma standardına uymadan atık malzemelerin depolama standardına uymadan faaliyetlerine devam ediyorlar ve sürekli vermiş oldukları bilgilerle, belgelerle her Bakanlığı yanıltıp, hem bizleri yanıltıp, Bakanlığın yanıldığı yerde bizlerinde yanılması çok doğal, bizleri de yanıltarak faaliyetlerine devam etmeye, Demir Çelik fabrikalarını çöp deposu haline getirdiler. Neresi, Karabük Aliağa, Payas, diğeri Bakan beyin memleketi Kayseri’de. Şu anda üstümüze 600 bin tona yakın atık madde yığdılar. Hiçbir kriterlere uymadan, depolama kriterlerine uymadan, depolaman standartlarına uymadan içersinde ağır maddeler bulunan çinko gibi, kurşun gibi maddeleri yığmış oldular. Zaten fabrikaları düzgün bir şekilde çalışmıyor. Ucuz elaman çalıştırıyorlar. Üç, beş kuruş masraftan kaçıyorlar ama bu arkadaşlarımıza baktığımızda Türkiye’deki ilk 100 zenginlerin içerisinde 5 kişi. Bu fabrikaların sahibi, para kazanmak amaçlı olarak görüp, çöplüklerinin deposu olarak görüp Karabük’ün başına indiriyorlar. Şimdi sıra bende. İster Bakanlık gereğini yapacak, ister yapmayacak. Bakan beyin bir konuşması var popülist siyaset diye. Bu işlerin üzerinde siyaset de yapılır, yeri geldiği zaman popülist siyasette yapılır. Sen buna imkanı vermeyeceksin bize, bu konu üzerinde siyaset yapma imkanı vermeyeceksin. Bu fabrikalara kapatın. Uluslararası kriterlere gele kadar çalışma faaliyetlerini durdurun. Uluslararası kriterlere geldikten sonra çalışmasına izin verin ve öncelikle bu atıkları da Karabük’ten alıp gitsinler. Bunu Bakanlık yapmadığı zaman ben bunu mahkeme kararıyla ferdi olarak gerçekleştirdiğimi hepinizde göreceksiniz. Şu anda mahkemenin 1. ayağını gerçekleştirdik. Bu atıklarla ilgili mahkeme kararıyla tespit yapıyoruz. Çok yakında analiz neticesi elimize gelecek. Benim elimde analizler mevcut. Resmi olarak analizler bir daha gelecek. Tekrardan bunlarla ilgili rapor düzenlettireceğiz. Düzenlendikten sonra Marzinc kapatılması ile ilgili mahkeme müracaatlarımız gerçekleşecek. Devleti yanıltan Bartın Çimento fabrikası şunu söylüyor, ben o atıkları alıp çimentoda kullanacağım. Bartın Üniversitesi de, Bartın Çimento fabrikasına rapor veriyor. Bu atık malzemeler çimento üretiminde kullanılabilir diye. Bunların hepsi yalan. Bu malzemenin 1 kg’ı dahi çimento üretiminde kullanılamaz. Bende Türkiye’nin büyük çimento fabrikalarından biriyle görüş aldım bunları kullanabilir misiniz diye. Raporlar var. Biz bu malzemeyi çimento üretiminde kullanamayız dedi. Şimdi bu şekilde devleti yanıltarak Bartın Çimento fabrikası da rapor veriyor. Bu atık malzemeler çimento üretiminde kullanılır diye. Bunların hepsi yalan. Yapacakları şey, beton havuzları yapacaklar, içerisine membran denilen plastikleri kaplayacaklar ve depolayacaklar. Tek yapabilecekleri işler bu ve Bakanlıkta bu önlemleri alınana kadar aslında bu fabrikaları kapatması gerekiyor. Karabük’te, 2018 yılında tertemiz pırıl pırıl Karabük’te herkes yaşamına devam edecek. Buda benim size sözüm olsun” Yapılan konuşmanın ardından Zopran Köyü Bolulular Mahallesinde yapımı tamamlanan parkın açılışı gerçekleştirildi.
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.