İhlas Haber Ajansı tarafından
03 Mayıs, 2025 20:25 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Zulmün karşısında çocukların vicdanı yürüdü

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve Filistinli çocuklara yönelik zulme dikkat çekmek amacıyla Karabük'te çocukların öncülüğünde yürüyüş düzenlendi.
"Çocukların Sesi Olmak İçin Bir Araya Geliyoruz" sloganıyla gerçekleştirilen etkinlikte, minik yürekler adalet ve barış için meydanlara çıktı.
Polis ekipleri eşliğinde Yenişehir Camii önünden başlayan yürüyüşte çocuklar, ellerinde ‘Çocuklar ağlamasın, zulüm son bulsun', ‘Ellerimiz küçük, kalbimiz büyük' yazılı pankart taşıyarak attıkları ‘Siyonist katiller hesap verecek', ‘Nehirden denize özgür Filistin', ‘Şehitlerin kanları kurtaracak Aksa'yı' sloganlarla soykırımcı İsrail'e tepki gösterdi.
Savaş ve zulme karşı seslerini yükselten çocuklar hem Filistin hem de Doğu Türkistan'da yaşam mücadelesi veren yaşıtlarına destek verdi.
Karabük Ticaret ve Sanayi Odası önünde sona eren yürüyüşe aileler ve vatandaşlarda destek verdi.
Grup adına konuşma yapan Emir Bayır, yalnızca kendi adına değil, sesi duyulmayan, adı bilinmeyen ve hayalleri ellerinden alınmış binlerce çocuk adına konuştuğunu belirterek başladığı konuşmasında, savaşların gölgesinde yaşamaya çalışan çocukların dramına dikkat çekti.
Bayır, dünyanın birçok bölgesinde çocukların korku içinde yaşadığını vurgulayarak, "Bazen evlerimiz yıkılıyor, bazen okula giderken bombalar patlıyor. Bazen de sadece yaşadığımız yer farklı diye öldürülüyoruz" ifadelerini kullandı. Filistin, Doğu Türkistan, Yemen, Sudan, Suriye, Arakan gibi mazlum coğrafyalarda çocukların acı çektiğini, kimi çocuğun annesini, kimisinin babasını kaybettiğini; bazılarının ise hiç oyuncağı olmadığını dile getiren Bayır, "Biz çocuklar sadece oyun oynamak istiyoruz. Saklambaç oynamak, bisiklete binmek, resim yapmak, gülmek istiyoruz. Biz ne savaş isteriz, ne nefret, ne de düşmanlık. Sadece yaşamak istiyoruz. Barış içinde, güvenle büyümek istiyoruz" dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
03 Mayıs, 2025 21:47 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Öğr. Gör. Eroğlu: “Dezenformasyon artık ulusal güvenlik meselesidir”

Karabük Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu Hukuk Bölümü'nden Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dezenformasyonun artık ulusal güvenlik meselesi olduğunu ifade etti.
Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dezenformasyonun bir zihin manipülasyonu aracı olduğunu ve çağın en sinsi tehditlerinden biri olduğunu belirtti.
Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dijital şiddetin bir türü olarak dezenformasyonun bireyleri, kurumları ve hatta devletleri nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde değerlendirdi.
Eroğlu, dezenformasyonun kasıtlı olarak yayılan yanıltıcı bilgilerle kamuoyunu yönlendirme amacı taşıdığını belirterek, bu kavramın günümüzde dijital şiddetin bir türü hâline geldiğini söyledi.
Birbirine kelime olarak benzeyen kavramların anlamlarının farklı olduğunu belirten Eroğlu, "Dezenformasyon, mezenformasyon ve malenformasyon kavramları sıklıkla birbirine karıştırılsa da her birinin farklı anlamlar taşıdığını ifade eden Eroğlu, şöyle konuştu: "Mezenformasyon kötü niyet olmadan yapılan yanlış bilgi paylaşımıdır. Malenformasyon ise doğru bilginin, kamuoyunu yanıltmak amacıyla fikrinden koparılarak sunulmasıdır" dedi.
Yapılan araştırmalara göre yalan haberlerin, doğru içeriklere kıyasla altı kat daha hızlı yayıldığını vurgulayan Eroğlu, bunun nedeninin bireylerin bilgiye kolay erişme arzusuyla doğrulama zahmetinden kaçınmaları olduğunu söyledi.
"Dijital medya çalışanları da basın mensubu statüsüne alındı"
Dijitalleşmenin medya üzerindeki etkilerine de değinen Özçağlar, artık haberlerin büyük oranda dijital ortamda üretildiğini ve yayıldığını, bu durumun ise basın mensuplarına daha fazla sorumluluk yüklediğini belirtti. Kamuoyunda "Dezenformasyon Yasası" olarak bilinen 7418 Sayılı "Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun''un da bu süreçte önemli bir yasal düzenleme olduğuna dikkat çeken Özçağlar, internet haberciliğinin "süreli yayın" olarak kabul edilmesinin ardından dijital medya çalışanlarının da basın mensubu statüsüne alındığını söyledi.
Dezenformasyonla mücadelede bireylerin de sorumluluk üstlenmesi gerektiğini kaydeden Eroğlu, dijital içeriklerin hızla silinebildiğine dikkat çekerek, "Ekran görüntüsü almak ve Noterler Birliğinin e-Tespit sistemi gibi araçlar, yalan haberlere karşı delil oluşturmak açısından büyük önem taşıyor." dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.