Batı’da medyanın İsrail yanlısı haberciliği mağdur ve failin yerini değiştiriyor

Batı’da medyanın İsrail yanlısı haberciliği mağdur ve failin yerini değiştiriyor

Anadolu Ajansı
Yayın: 18.01.2024 08:00
Paylaş:
A+ A-

İSTANBUL (AA) – HALİL İBRAHİM MEDET – Batı'da ana akım medya kuruluşlarının, İsrail-Filistin meselesinde taraflı habercilik yaptığı, Filistinli ölümlerini değersizleştirdiği, mağdur ve failin yerini değiştirdiği belirtiliyor.

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eyüp Al, AA muhabirine, Batı'da ana akım medyanın İsrail-Filistin meselesine yaklaşımını değerlendirdi.

Al, İsrail'in Filistin'e saldırılarının ana akım medya tarafından taraflı yansıtıldığını aktararak, şunları söyledi:

“Taraflılığı haberlerin hem içeriklerinde hem de dilinde görüyoruz. Bununla ilgili çok fazla örnek gazetelere yansıdı, haberlere yansıdı. Filistinlilerin ölümüyle alakalı bir haber yapılıyor, aslında ölüm doğal gibi gösteriliyor. Söz konusu İsrailliler olduğunda ise onların öldürüldüğü söyleniyor. Öldürme eyleminin bir başkası tarafından gerçekleştirildiği ve dolayısıyla Hamas'ın ve Hamas üzerinden de tüm Filistinlilerin suçlandığı bir durum yaratılıyor.”

İsrailli ölümleri çok daha az olsa da Batı medyası tarafından manşetlere taşındığını ve büyük puntolarla haberleştirildiğini kaydeden Al, Gazze'de hastane veya okul bombalanmasına ise aynı önemin gösterilmediğinden bahsetti.

Al, İsrail-Filistin meselesindeki taraflı haberciliğin ekonomik ve politik sebepleri olduğuna işaret ederek, “Büyük medya kuruluşları aynı zamanda ticari faaliyet gösteriyorlar yani para kazanıyorlar. Belirli politik görüşleri de var. Dolayısıyla biz gazeteciliği ve haber yapmayı objektiflik kriterleri üzerine kurduğumuzda elbette teorik düzeyde bu bir karşılık bulabilir. Ama pratik düzeyde iş öyle ilerlemiyor.” ifadesini kullandı.

– İnsandışılaştırma stratejisiyle Filistinlilerin hayatı değersizleştiriliyor

İsrail'in on yıllardır süren sistematik işgali ve Filistinlilere yönelik ihlallerine karşın ana akım medyanın olayların 7 Ekim'de Hamas tarafından başlatıldığı algısını oluşturmaya çalıştığına dikkati çeken Al, haberleri takip ederken medya okuryazarlığı ve İsrail-Filistin meselesinin arka planına dair bilgilere sahip olmanın önemine işaret etti.

Doç. Dr. Al, İsrail'in eylemlerini meşrulaştırma stratejilerinden birinin Filistinlilerin insandışılaştırılması olduğunu kaydederek, şunları dile getirdi:

“İnsandışılaştırma stratejisinde 7 Ekim önemli bir sac ayağını oluşturuyor. Aslında Hamas üzerinden tüm Filistin halkı insandışılaştırılıyor. İsrail okulları, camileri, hastaneleri bombalıyor ve buraların askeri amaçlarla kullanılan sığınaklar olduğunu iddia ediyor. Dolayısıyla da oradaki bütün çocuklar, 3, 5 veya 10 yaşındaki küçücük çocuklar ya da 70-80 yaşındaki hasta, yatağa bağlı insanlar aslında masum değillermiş gibi ve hepsini şeytani bir planın parçası gibi göstermek istiyorlar.”

İnsandışılaştırma stratejisinde hem medya temsili hem de siyasilerin demeçlerinin önemli rol oynadığının altını çizen Al, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın “İnsanımsı hayvanlarla savaşıyoruz.” veya başka siyasilerin “yılan-sıçan” gibi ifadeler kullanarak, Filistinli ölümlerini değersizleştirmeye çalıştığı görüşünü paylaştı.

– “İsrail çok sayıda gazeteci öldürdü ve bununla ilgili bilgi akışını kesmek istedi”

Al, ana akım medyanın taraflılığına ve kısıtlamalara rağmen sosyal medyanın Filistinlilerin kendilerini temsil için imkan sağladığını vurgulayarak, “Geleneksel medyada Filistinlilerin insani özelliklere haiz olmadığı, bu nedenle öldürülebileceği algısı oluşturulsa da sosyal medyada Filistinlilerin yaptığı anlık paylaşımlar tüm dünya kamuoyunu etkiledi.” dedi.

Gazeteci ölümlerinin de İsrail'in bölgeden bilgi akışını kesme ve karartma uygulama isteğiyle bağlantılı olduğu görüşünü paylaşan Doç. Dr. Eyüp Al, sözlerini şöyle tamamladı:

“Gazetecilerin korunması aslında insanların bilgi edinme hakkıyla bağlantılı. İsrail çok sayıda gazeteci öldürdü ve bununla bilgi akışını kesmek istedi. İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de öldürdüğü gazeteci sayısı 118. Bu aslında çok açık bir savaş suçu. Şu ana kadar en çok gazetecinin öldürüldüğü savaş bu oldu. İnsanların burada neler olduğunu bilmesini engellemek istiyorlar ama bunu tamamen engellemek artık mümkün değil.”

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

“Safranbolu Evlerinde Nazarlıklar” Kitabı ve Sergisi Büyüledi

Yayın: 08.05.2024 13:59
Paylaş:
A+ A-

Safranbolu Belediyesi kültür etkinlikleri kapsamında Dr. Sebahat Kılıç Bülbül’ün “Safranbolu Evlerinde Nazarlıklar” adlı kitabının tanıtımı ve sergisi gerçekleştirildi.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) Dünya Mirası Komitesi (DMK) tarafından belirlenen 1994 yılında Dünya Mirası Listesi’ne alınan Safranbolu’nun tarihi evlerinin cephe süsleme programlarında karşılaştığımız ‘nazarlıklar’ kitap haline getirildi. Kitaptaki nazarlıkların sergisi ve kitabın tanıtımı ile imza günü dün Muallimler Birliği’nde gerçekleştirildi.

Serginin açılışına Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, Karabük Üniversitesi Safranbolu Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Anıl Ertok ve çok sayıda sanatsever katılım sağladı.

Sergide, Safranbolu evlerindeki nazarlıkların tarihçesi ve önemi hakkında bilgiler verildi. Ayrıca, nazarlıkların farklı motifler ve renklerde nasıl kullanıldığına dair örnekler de sergilendi. Katılımcılar, Safranbolu’nun kültürel ve mimari mirasına daha yakından tanıklık etme fırsatı buldu.

Dr. Sebahat Kılıç Bülbül, ziyaretçilere kitabını imzalayarak, nazarlıkların hikâyelerini ve sembollerini detaylı bir şekilde anlattı. Kitap, Safranbolu’nun tarihi ve kültürel mirasına yönelik yapılan çalışmaların önemini vurgulayarak, bu mirasın gelecek kuşaklara aktarılmasına katkı sağlamayı amaçlıyor.

Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, serginin ve kitabın önemine değinerek, Safranbolu’nun UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almasının ve kültürel zenginliklerinin korunmasının önemini vurguladı. Başkan Köse ayrıca, Safranbolu’nun tarihi ve kültürel zenginliklerini korumak ve gelecek nesillere aktarmak için sürekli çaba harcadıklarını belirterek, Dr. Sebahat Kılıç Bülbül’e kitabı ve sergiyi hazırladığı için teşekkür etti. Ayrıca, Safranbolu’nun evlerindeki nazarlıkların önemine dikkat çekerek, bu eserlerin gelecek kuşaklara aktarılmasının ve korunmasının önemini vurguladı. Safranbolu’nun kültürel mirasının korunması ve tanıtılması için yapılan çalışmaların önemine değinerek, katılımcılara teşekkür etti.

Dr. Sebahat Kılıç Bülbül’ün çalışmaları ve emeği sayesinde, Safranbolu’nun evlerindeki nazarlık sembollerini ve hikayelerini daha yakından öğrenme fırsatı bulan katılımcılar, etkinliği büyük bir ilgiyle takip ettiler. Etkinlik, Safranbolu’nun kültürel mirasının korunmasına ve tanıtılmasına yapılan önemli bir katkı olarak değerlendirildi. (Esra Oğuzkağan Özkan)