blank
Avatarı
Anadolu Ajansı tarafından
26 Nisan, 2024 14:39 tarihinde yayınlandı

Beyoğlu’ndaki terör saldırısı davasında karar

İstiklal Caddesi’nde terör örgütü PKK’nın talimatıyla gerçekleştirilen saldırı davasında sanık Ahlam Albashır 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ile 1794 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Beyoğlu'nda 13 Kasım 2022'de terör örgütü PKK/YPG tarafından verilen talimatla İstiklal Caddesi'ne bırakılan bombanın patlaması sonucu 6 kişinin hayatını kaybettiği, 99 kişinin yaralandığı terör saldırısına ilişkin 15'i tutuklu 36 sanığın yargılandığı davada, bombayı caddeye bırakan tutuklu sanık Ahlam Albashır, 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 1794 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, aralarında bombayı bırakan Ahlam Albashır'ın da bulunduğu 5 tutuklu sanık ile avukatları katıldı. Bazı tutuklu sanıklar ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duruşmada, tutuklu sanıklardan Fatma Berkel, Ferhat Habeş, Ahmed Carkes ve Ammar Jarkas'e ek savunma hakkı verildi. Sanık Berkel, savunmasında patlamanın olduğu dönem hamile olduğunu ve psikolojisinin iyi olmadığını iddia ederek, "Tek sorduğum şey, 'Neden buraya geldiniz?' oldu. Bana 'Biz buraya yaşamaya geldik, tutunamazsak dışarıya çıkacağız.' dedi. Aramızda geçen konuşma bundan ibaret. Bunları hiç tanımıyorum, beraatimi istiyorum." dedi. Mahkeme başkanı davada karar açıklanacağını belirterek, sanıklara son sözünü sordu. Sanık Ahlam Albashır son sözünde, "Kendimi savunmayacağım. Bu olan patlama ve vefat edenlerden dolayı bana vereceğiniz herhangi bir cezayı kabul ediyorum. Ammar Carkes'in hiçbir şeyden haberi yoktur. Benim ailemin vefat ettiğini biliyor ama ailem yaşıyor. Ahmed Carkes'in telefonu kırdığında hiçbir şeyden haberi yoktu. Ahmad Haj Hasan'ın da evinde 3 gün kaldım. Tanışıklığımız atölyeden kaynaklanıyor. Bayan olduğumdan atölyede kalmama razı olmadı. Evine davet etti. Ferhat Habeş ve Fatma Berkel'i sadece evde gördüm. Sayın başkanla baş başa konuşmak istiyorum." ifadelerini kullandı. Diğer sanıklar da saldırıyla ilgilerinin bulunmadığını öne sürerek, tahliyelerine ve beraatlerine karar verilmesini istedi. Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Ahlam Albashır’ı "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma", "tasarlayarak bombalama suretiyle çocuğa karşı kasten öldürme" ve "tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürme" suçlarından 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Heyet, sanık Albashır'a ayrıca 99 kez "kasten öldürmeye teşebbüs" ve "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi" suçlarından da toplamda 1794 yıl hapis cezası ile 22 bin lira adli para cezası verdi. Mahkeme Albashır'ın üzerine atılı "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunun "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" suçu içerisinde eridiğine kanaat getirerek, bu suç yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına hükmetti.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde, terör örgütü PKK/YPG tarafından 13 Kasım 2022'de düzenlenen bombalı saldırıda, 6 kişinin hayatını kaybettiği, 99 kişinin yaralandığı anlatılmıştı. İddianamede, soruşturma kapsamında terör örgütü YPG/PYD'nin özel istihbarat elemanı olan sanıklar Ahlam Albashır ve Bilal el-Hacmaus'un, örgüt tarafından özel eğitime tabi tutulup talimatlandırıldığı, patlayıcı malzeme eşliğinde Türkiye'ye gönderildiklerinin tespit edildiği belirtilmişti. Sanıkların, örgütün kurduğu ağ vasıtasıyla illegal yollardan İstanbul'a intikal edip örgüte ait evlere yerleştirildiği aktarılan iddianamede, bu kişilerin gelen talimatla söz konusu eylemi gerçekleştirdiklerinin belirlendiği ifade ediliyor. İddianamede, sanık Bilal el-Hacmaus'un Edirne'den yurt dışına firar ettiğine, hakkında yakalama emri düzenlenip kırmızı bülten talebinde bulunulduğuna dikkati çekilerek, Terörle Mücadele Daire Başkanlığının yaptığı araştırma ile bombalı saldırı eylemini organize edip talimatını veren, örgütün sözde yönetim kadrosundaki Cemil Bayık, Hülya Oran, Sabri Ok, Saliha Bişkin, Velid Halil, Layika Gültekin, Fehman Hüseyin ve Ferhat Abdi Şahin ile Khalil Manja Hussein (Halil Menci) hakkında yakalama emri düzenlendiği aktarılmıştı.

İstenen cezalar

İddianamede, 36 sanığın "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma", "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme", "silahlı terör örgütüne üye olma", "tasarlayarak, bombalama suretiyle çocuğa karşı adam öldürme", "tasarlayarak, bombalama suretiyle adam öldürme", "tasarlayarak, bombalama suretiyle adam öldürmeye teşebbüs etme", "tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme" ile "göçmen kaçakçılığı" suçlarından cezalandırılması talep edilmişti. Müşteki olarak 123 kişinin yer aldığı iddianamede, sanıklardan Ahlam Albashır'ın, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütüne üye olmak"tan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar, "tasarlayarak bombalama suretiyle çocuğa karşı kasten öldürmek"ten ağırlaştırılmış müebbet, "tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürme" suçundan 5 kez ağırlaştırılmış müebbet, 99 kişiye karşı "tasarlayarak bombalama suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 1930 yıldan 2 bin 970 yıla kadar, "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi" suçundan da 12 yıldan 24 yıla kadar olmak üzere toplam 7 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 1949 yıl 6 aydan 3 bin 9 yıla kadar hapsi istenmişti.

Firari sanık Halil Menci MİT'in operasyonuyla etkisiz hale getirildi

Terör saldırısının failleri Ahlam Albashır ile Bilal el-Hacmaus'u yönlendiren ve yurt dışına kaçmasını sağlayan terörist sanık Halil Menci'nin, PYD/YPG kontrolündeki Kamışlı'da bulunduğu tespit edilmişti. Menci, 22 Şubat'ta Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) Suriye'nin kuzeyindeki Kamışlı'da gerçekleştirdiği nokta operasyonla etkisiz hale getirilmişti. (AA)
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Haber Merkezi tarafından
13 Haziran, 2025 11:35 tarihinde yayınlandı

Safranbolu’nun Simgesi Safran’ın Soğan Hasadı Başladı

Safranbolu Safranı’nın Ulusal ve Uluslararası Tanınırlığının Artırılması Hedefleniyor

Türkiye’nin en özel ve nadir tarım ürünlerinden biri olan Safranbolu safranı, hem aromatik yapısı hem de tarihsel, kültürel ve ekonomik önemiyle öne çıkıyor.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Safranbolu’nun simgesi haline gelen bu değerli ürün, son yıllarda hak ettiği değeri yeniden kazanmaya başladı.

İlçede sürdürülebilir safran üretimini teşvik etmek amacıyla çeşitli projeler hayata geçirildi. Bu projelerin önemli bir parçasını, Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Safranbolu Ticaret ve Sanayi Odası’nın ortaklığında, Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) tarafından desteklenen “Lavanta Kokulu Safran Bahçesi” ve “Markalaşma Yolunda Safran” projeleri oluşturuyor. Bu girişimler, safran üretiminin profesyonelleşmesi, markalaşması ve kırsal kalkınmanın sağlanması hedefleriyle yola çıktı.

Haziran ayı itibarıyla Safranova İşletmesi’nde safran soğanı (yumru) hasadı başladı. Safran bitkisinin çoğaltılmasında temel unsur olan bu soğanlar, ürün kalitesi ve verimlilik açısından büyük önem taşıyor. Hasat, sadece tarımsal bir faaliyet değil; bilgi, sabır ve kültürel birikimle yapılan bir zanaat olarak da nitelendiriliyor.

Safranbolu’nun coğrafi işaretli ürünü olan Safranbolu safranı, sadece ekonomik değil, aynı zamanda yüzyıllardır süregelen bir kültürel hafızanın taşıyıcısıdır. Üretimin sürdürülebilirliği ve yerinde korunması büyük önem taşıyor. Bu kapsamda Safranova, kırsal kalkınmanın ve kültürel mirasın yaşatılmasının güzel bir örneği olarak öne çıkıyor.

Hasat sırasında Safranbolu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erol Altuntepe ve Safranbolu İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Akgül, üretim alanını ziyaret ederek çalışmaların seyrini yerinde inceledi. Ziyarette, bölgedeki üreticilere verilen teknik ve kurumsal desteklerin önemi vurgulandı ve “Safranı geleceğe taşımak için hep birlikte çalışacağız” mesajı verildi.

Yetkililer, safranın Safranbolu’nun ruhunu taşıyan bir değer olduğunu belirterek, bu değerin yaşatılması için kamu, sivil toplum ve üretici iş birliğinin şart olduğunu dile getirdi. Ayrıca, bu tür projelerin gençlerin tarıma yönelmesini teşvik ettiği ve yerel ürünlerin markalaşarak katma değer oluşturduğu ifade edildi.

Başlangıcı yapılan bu hasat, sadece bu yılın değil, gelecek yılların da üretim altyapısını güçlendiriyor. Sağlıklı ve güçlü safran soğanları, yeni üreticilere ulaştırılarak daha geniş alanlara ekilecek. Böylece Safranbolu safranı, hem yerel hem de ulusal ölçekte yeniden tanınırlığını artıracak.

Safranbolu’da yükselen bu girişim, sadece bir tarım faaliyeti değil; doğal mirasın korunması, kırsal kalkınma, gıda egemenliği ve kültürel sürekliliğin birlikte inşa edilmesinin önemli bir örneği olarak dikkat çekiyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin