Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
23 Ağustos, 2022 15:42 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Covid-19 Geçiren kalp hastalarına hayati uyarı

Uzmanlar; Covid-19 virüsü geçiren kalp hastalarının kalp hastalıkları ve tansiyon için aldıkları ilaçları kesinlikle bırakmamaları, tedavilerine çok dikkatli bir şekilde ve kendilerine hekimlerin önerdiği biçimde devam etmeleri gerektiği konusunda uyardı.

Koronavirüsü atlatan kalp hastalarının gelecekte nelerle karşılaşacağının henüz bilinmediğini hatırlatan uzmanlar, kalp hastalarını; ilaçlarını doktorlarının önerdiği düzende kullanmaya devam ederek kontrollerini aksatmamasına dikkat çekiyor. Kardiyoloji uzmanı Dr. Mehmet Bozbay; koronavirüsü atlatan kişilerde orta ve ileri vadede çeşitli rahatsızlıklar oluşabileceğini belirterek önemli uyarılarda bulundu: Bozbay “Kalp hastalıkları, hastaların bağışıklığı baskılayıcı rahatsızlıkları yoksa tek başına koronavirüse yakalanma riskini artırmaz. Ancak kalp yetmezliği gibi ağır kalp hastalığı olanlar ve diyabetik hasta gruplarında bağışıklık sistemlerinin baskılanmış olması koronavirüse yakalanma olasılığını yükseltebilir. Bununla birlikte koronavirüse yakalanma halinde altta yatan hipertansiyon, koroner kalp hastalığı, kalp yetmezliği, ağır kalp kapak hastalıkları, ağır doğumsal kalp hastalıkları ve şeker gibi hastalıkların varlığı hastalığın ağır seyretmesine ve hatta bazen ölümcül olmasına neden olabilir. Covid-19 enfeksiyonu solunum yolları hastalığı gibi görülse de temelde koronavirüs kaynaklı ölümlerin üçte biri kalbe bağlı nedenlerle gerçekleşmektedir. Bu ölümler büyük ölçüde ya ciddi bir ritim bozukluğu ya da kalbin ağır hasar görmesi nedeniyle kalbin pompa gücünü kaybetmesi sonucunda olmaktadır. Dolayısıyla yoğun bakımlarda kalp nedenli ölümler ön plandadır. Covid-19 virüsünün kendisi temelde damarın iç yüzünü örten örtüyü yaygın olarak tutmaktadır. Dolayısıyla bu virüs damar olan her yerde ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Virüsün yarattığı en önemli sorun ise damar içi pıhtılaşmaya neden olmasıdır. Bu durum bir yandan akciğerde meydana gelen tutulumların temelini oluştururken, diğer yandan kalp krizini kolaylaştıran bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır” (Ergin Ertuğrul)  
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Şafak Zeki Akca tarafından
13 Mayıs, 2025 00:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-

KÖY NEYİME DEMEYİN!

SON İSTANBUL DEPREMİ VATANDAŞLARI KÖYLERİNE GİTMEYE ZORLADI.

Dedelerimizin., büyük büyük Dedelerimizin kavimler halinde yaşamış oldukları kırsal yaşam alanlarına KÖY denir.

60’LI VE 70’Lİ kuşaklar köyün ne kadar değerli olduklarını iyi bilir.

Daha sonraki kuşaklar ise Köyü gereksiz bir yer olarak görürler.

Ama şunu bilmezler ki gün gelir o ata toprakları çok değerli olur.

Bu son deprem bize bunu gösterdi.

Ve onun içindir ki köyler artık eski değerlerini kazanmaya başlamış gözüküyor.

*

Köyün en güzel yeri  neresidir? diye söylesem HARMAN dır dersiniz.

Çocukluğumuz da çok giderdik ata topraklarımıza,

Dört gözle hasretle beklerdik hafta sonu köye gidebilmek için...

Güz zamanı Harman da öküzlerle atlarla tüven sürülürdü bizlerde tüvenlerin üstüne oturur buydağın samandan ayrılmasını seyrederdik.

NE GÜZELDİ O GÜNLER..

ANLATIMAZ YAŞANIR DERLER YA...

*

Geçtiğimiz bayram köyleri biraz dolaştım kendi köyüme de gittim.

En çok dikkatimi çeken köyler de ve köyümüz de o eski ahşap evlerden o kerpiç evlerden artık eser yoktu.

Yeni yeni binalar yapılmış her taraf olmuş betonarme

Köyler köylük ’ten çıkmış yani

Şehirlerde yaşayanlar biraz parası olanlar o eski evleri yıkıp yerlerine beton evler kondurmuş o köyün estetiğinde, güzelliğinden eser yoktu sadece bizim köy için değil diğer köylerde de durum farklı değil.

O eski köyümüzden artık eser kalmamıştı.

*

Şimdiki köyler de;

O ahır kokulu evler var mı? YOK...

Bahçe ve Bostan işleri var mı? YOK...

Her evin altında inekler, keçiler, atlar eşekler var mı? YOK…

Tarlada ekin ekmek var mı? YOK...

Köy Taş Fırınlarında Çörek ve Göbü yapmak var mı? YOK

KÖY odaların da ihtiyarların toplanıp eğlenceler yapılması var mı? YOK

Köyde öküzlerle kağnı arabaları ile saman taşımak var mı?  YOK...

Horoz ve tavuk beslemek var mı? YOK...

Hatta tavuk yüzünden komşu kavgaları bile YOK...

DAHA NELER? NELER?

Biz bu değerlerimizi kaybettik.

NE OLACAK ŞİMDİ?

Yeni yetişen nesil köy yaşantısını bilmiyor.

Eski nesiller de yaşlandı artık.

Bu genç nesillere kim öğretecek bu yaşantıyı

*

Şu anki neslin yaptığı tek şey var

Eski ahşap evleri yıkmak!..

Köye gelen manav arabasından ekmek almak,

sebze ve meyve almak bunlarla beslenmek.

Tereyağını, yumurtasını sütünü etini şehre inince marketten almak.

BEN KÖYDE YAŞIYORUM MU DİYECEĞİM?

Devletimizin ve büyüklerimizin bu konuya el atması gerekir.

Köye yerleşecek misin ilk önce AHŞAP EV YAPACAKSIN

Devlet bu konuda üzerine düşen Ağaç desteğini vermesi gerekir

Ahşap ev yapanlara şart getireceksin ki Tarım ve hayvancılık yapacaksın diye

O evin mutlaka bir ineği olacak, bahçesinde tavukları olacak,

Bahçe ve bostan işlerini mutlaka yapacak

Ekip biçeceği tarlası olacak

Buna benzer konularda devlet desteği olursa o köy yaşantılarımız tekrar geriye gelir.

Yoksa ne ekonomi düzelir, ne köyler düzelir nede şehirler düzelir!..

Bu şekilde devam ederse hayat yaşanmaz hale gelir herhalde…

Ne dersiniz? Yorum sizlerin…

Kalın sağlıcakla….

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.