Anadolu Ajansı tarafından
16 Kasım, 2023 04:36 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Ömrünü tamamlamış araçların geri kazanımı çevreye ve ekonomiye fayda sağlıyor

İSTANBUL (AA) - BİRİZ ÖZBAKIR - Ömrünü Tamamlamış Araç Sanayicileri Derneği (ÖTASAD) Yönetim Kurulu Başkanı Günay Dar, artık kullanılamayan araçlara ait parçaların geri dönüşümüyle atık oluşumunun önüne geçildiğini, aynı zamanda yeniden kullanılabilir malzemelerle ekonomik değer elde edildiğini söyledi.

Otomotiv sektörünü döngüsel hale getirmek, kaynakların verimli kullanımını en üst düzeye çıkarmak ve çevreyi korumak için motorlu taşıtlardan kaynaklanan atık oluşumunun engellenmesi önem taşıyor. Bu amaçla 2011'de yürürlüğe konulan Ömrünü Tamamlamış Araçların Kontrolü Yönetmeliği de ömrünü tamamlamış araçlar ve bunlara ait parçaların yeniden kullanımı, geri dönüşümü ve geri kazanımındaki standartları belirliyor.

Ömrünü tamamlamış araçların geri dönüşümüyle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Dar, bu araçların geri kazanımının değerli elementlerin tekrar değerlendirilmesi ve çevrenin korunması açısından önemli olduğunu ifade etti.

Dar, "Ömrünü tamamlamış araçlar sadece atık ve hurda olarak değerlendirilen malzemeler değil aynı zamanda ekonomik değer. Bu ekonomik değer, kaza yapmış ya da hurdaya ayrılmış araçlardan çıkan yeniden kullanılabilir parçaların tekrar sektöre sunulmasıyla oluşuyor." diye konuştu.

Hurdaya ayrılan araçlardan çıkan metal, renkli metal, plastik, alüminyum gibi elementlerin ham madde geri kazanımı olarak tekrar kullanıma sunulduğunu bildiren Dar, "Bu geri dönüşüm sürecinde ham madde olarak geri kazanamıyorsak, herhangi bir şekilde bu geri kazanım sürecini yönetemiyorsak, bunları enerji geri kazanımında kullanıyoruz. 1 tonluk bir aracın ortalama 750 kilogramı metal ham madde, kalan miktar ise plastik ham madde geri kazanımı ve enerji geri kazanımı olarak sektöre sunulabiliyor." dedi.

Aynı zamanda Beker Recycle Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdüren Dar, Türkiye ve Avrupa'da ömrünü tamamlamış araçların geri dönüşüm oranları hakkında şu verileri paylaştı:

"Gelişmiş ülkelerde ya da Avrupa Birliği'nde (AB) trafikteki yürüyen araçların genelde ortalama yüzde 6-7'si hurdaya ayrılıyor. Örnek olsun diye söylüyorum, Fransa'da 45 milyon yürüyen araç var. Her yıl yaklaşık 1,5 milyon araç hurdaya ayrılıyor. Ülkemizde yaklaşık 22 milyon araç var. Bunların yaklaşık 15,5-16 milyonu bizim yönetmeliğimize giren M1-N1 sınıfı binek araçlar ama bizde son 10 yıllık ortalamaya bakarsak hurdaya ayrılan araç sayısı yıllık 15 bin ve bu oldukça az."

- "Onarım sırasında değiştirilen parçalar da geri kazanıma dahil ediliyor"

Otomotiv geri dönüşüm sürecini sadece ömrünü tamamlamış araçlara indirgememek gerektiğini belirten Dar, bu araçların yanı sıra araçların onarımı sırasında değiştirilen parçaların, geri dönüşüm tesislerince toplanarak yeniden kullanım ve geri kazanım sürecine dahil edildiğini vurguladı.

Türkiye'de ömrünü tamamlamış araçların teslim alınıp, arındırılıp sökülerek tekrar ham madde ya da parça olarak yeniden değerlendirildiği 100'ün üzerinde ÖTA (Ömrünü tamamlamış araç) geçici depolama alanı bulunduğunu bildiren Dar, aynı zamanda arındırılmış ve sökülmüş ömrünü tamamlamış araçların kullanılmayan aksamlarının tekrar parçalayıcıdan geçirilerek metal ham madde olarak kullanıldığı süreci yöneten 28 ÖTA işleme tesisi olduğunu kaydetti.

Kaza yapmış, yanmış, sel veya su hasarlı ve ekonomik açıdan onarımı mümkün olmayan araçların ÖTA statüsünde değerlendirildiğini ifade eden Dar, bu araçların son kullanıcı olan vatandaşlar, firmalar ya da devlet kurumlarından temin edildiğini söyledi.

- Süreç nasıl işliyor?

Dar, ömrünü tamamlamış araçlarını geri dönüşüm sürecine dahil etmek isteyen vatandaşların izleyeceği yolları şöyle özetledi:

"Bir vatandaş olarak aracımı hurda/ÖTA statüsüne almak istiyorum. Öncelikle aracın, ÖTA teslim yerleri ya da ÖTA geçici depolama alanlarına teslim edilmesi gerekiyor. Teslim edildikten sonra ilgili arkadaşlarımız bu aracın motor ve şase numarasıyla ilgili tescildeki numaralarla uygunluk kontrollerini yapıyor. Kontrolünü yaptıktan sonra entegre çevre sisteminden, bu araçla ilgili herhangi bir tahdit, haciz ya da hurdaya ayrılmasıyla ilgili bir engel var mı, onu kontrol ediyor. Bunlar yok ise Araç Kayıttan Düşme ve Bertaraf Formu, lisanslı tesis tarafından kesiliyor. Kesildikten sonra noterler vasıtasıyla ilgili araç hurdaya ayrılıyor. Araç hurdaya ayrıldıktan itibaren lisanslı tesis (ÖTA geçici depolama alanı) 30 iş günü içerisinde bu aracın arındırma ve tehlikeli atıklar dahil söküm sürecini yerine getirmek zorunda. Bu arındırma sürecinden genel olarak bahsedecek olursak, aracın yağının, suyunun, mazotunun, benzininin tehlikeli atık olarak geçen airbag (hava yastığı), katalizör ve akülerinin araçtan alınması anlamına geliyor. Tabii bu süreç içerisinde yeniden kullanılabilir parçalar, sağlam veya kullanılabilir ise araçtan sökülüyor. Söküldükten sonra barkodlanıyor. Kayıt altına alınıyor ve tekrar sektöre sunuluyor."

Son kullanıcının, ömrünü tamamlamış aracını, 81 ilde bulunan ÖTA teslim yerlerinden birine getirebileceğini anlatan Dar, bu noktaların ve ÖTA geçici depolama alanlarının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının internet sitesinde yer aldığını bildirdi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
02 Mayıs, 2025 15:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Bolu’da yaban hayatı bilinci yaygınlaşıyor

Bolu Tabiat Muhafaza ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü (DKMP) takımları tarafından, yaban hayvanlarının korunması ve beşerlerle olan etkileşimlerinin sağlıklı bir biçimde yönetilmesi hususlarında vatandaşlara yönelik bilgilendirme semineri düzenlendi.
Bolu’da, 2025 yılından bu yana vatandaşlar tarafından Tabiat Muhafaza ve Milli Parklar Müdürlüğü takımlarına yapılan ihbarlar üzerine, 15 yaban hayvanı tedavi edilerek doğal hayat alanlarına bırakıldı. DKMP takımları, yaban hayvanlarının korunması ve doğal hayatla insan etkileşiminin olumlu istikamette geliştirilmesi gayesiyle kıymetli çalışmalar yürütmeye devam ediyor.
Bu çalışmalar kapsamında, din vazifelileri, muhtarlar, kolluk kuvvetleri ve öğrencilere yönelik olarak "Yaban Hayatı-İnsan Etkileşimleri ve Farkındalık Semineri" düzenlendi. Seminer kapsamında toplam 504 bireye, yaban hayatının korunmasının kıymeti ve insan-yaban hayvanı bağlarında istikrarın sağlanması için yapılması gerekenler hakkında bilgi verildi.
Yetkililer, yaban hayatına yönelik farkındalık seminerlerinin önümüzdeki devirde üniversite öğrencilerine de verileceğini bildirdi.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.