Karabük’ü anlamak giderek zorlaşıyor. Olup bitenlerden yola çıkarak çok çeşitli Karabük anlatımları yapmak olanaklı. Ama kime bir yararı var.! Tarih yapan insanların ufkunun geniş olması gerekir. Eğer bu yetenek yoksa tarih yaşayanlar için bir tecrübe oluşturmaz. Evet… Ne dersek diyelim… Bu süreçte… Karabükspor’un içine düşürüldüğü durum hepimizi üzüyor. Neden üzüyor.? Sosyolojik açıdan kentlilik bilinci kavramını boşa çıkardığından. Kentin önemsenmediğini gösterdiğinden. Ortak değerlerde buluşamadığımızı yüzümüze vurduğundan. Daha önce de defalarca belirttim. Karabükspor bu kentin tanıtımında başat noktada bir vitrin. Öyle bir vitrin ki her zaman Karabük’ü gündemde tutuyor. Karabük’ü bilmeyenler böylece kentimize ilgi duyuyorlar. Karabük Üniversitesini tercih yapma da bile öğrenciler üzerinde etkili oluyor. Şimdi böyle bir tanıtım gerçeği varken Karabükspor’u sahiplenecek iradeyi gösterememek bu kentin eşrafı ve sahibi yok tezini haklı kılmıyor mu? ……………………………………………….. Ortalıkta konuyla ilgili anlatılan birçok şehir efsanesi var. Hangisi doğru,hangisi yanlış bilinmiyor. Bilinen bir şey varsa o da kulübün kötü yönetilmesi ile kaos ortamına girildiği. Kafalar karışık…! Moraller çok bozuk. Bu uğurda yaşamını yitirenlerin varlığı bir gerçek. Bunlar … Olmamalıydı…. Demek ki çok istememize rağmen Karabüklülük ruhunu oluşturamamışız.! Bölgecilik,siyaset derken… Çıkarcılık almış başını gitmiş. Herkesin bir hesabı var. Anlayacağınız. Karabüksporla ilgili hesaplar birilerine tat vermemiş. Bu durum yeni hesaplara yol açmış. Öyle ya… Paragözlük…. Kendi değerler dünyasından ödün vermeden bizlerin yaşamını yön vermeye devam ediyor. Paranın olmadığı yerde saadet olmaz diyerek bizlerin mutluluğunu önemsemiyor. Hesap belli… Ellerinde keseri olanlar hep kendilerine yontmuş.! Ne demişler.. Keser döner Sap döner.. Gün gelir… Hesap döner. …………...