blank
Avatarı
Anadolu Ajansı tarafından
27 Mayıs, 2024 08:30 tarihinde yayınlandı

Ortaokul öğrencilerinden “Benim Hüzünlü Şiirim Filistin” kitabı

blank

TRABZON (AA) - MELTEM YILMAZ KARAKURUM - Trabzon'da ortaokul öğrencileri tarafından kaleme alınan şiirler, "Benim Hüzünlü Şiirim Filistin" adlı kitapta toplandı.

Milli Eğitim Bakanlığınca yürütülen "Dilimizin Zenginlikleri Projesi" kapsamında, Trabzon Milli Eğitim Müdürlüğü "Suya Yazanlar Projesi"ni hayata geçirdi.

Proje kapsamında "okur-yazar yaşar yaratıcı yazarlık" adında atölye oluşturularak, kısa sürede çalışmalara başlandı.

Eğitimci şair ve yazar Nuriye Erdoğan ile eğitimci atölye lideri Tuğba Yakıcı'nın öncülüğünde Trabzon Muhibbi Edebiyat Müze Kütüphanesinde belirli aralıklarla bir araya gelen farklı okullardan 18 öğrenci, Türk ve dünya edebiyatının örneklerini inceledi.

Yaklaşık 6 aylık çalışma sonucunda Filistin konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlayan öğrencilerin kaleme aldığı şiirlerden 13'ü, "Benim Hüzünlü Şiirim Filistin" adlı kitapta bir araya getirildi. İlk etapta birkaç tane basılan kitap, öğrencilerin okullarına dağıtıldı.

- "5 ayrı okuldan öğrencilerle atölyemizde buluştuk"

Ortahisar Ata Ortaokulu Sosyal Bilgiler Öğretmeni, eğitimci şair ve yazar Nuriye Erdoğan, AA muhabirine, proje kapsamında yazarlık atölyesi çatısı altında çalıştıklarını söyledi.

Bu kapsamda da Muhibbi Edebiyat Müze Kütüphanesinde 6 aydır çocuklarla buluştuklarını dile getiren Erdoğan, "Çocukların ilgi ve yeteneklerine göre yazmaya tutkun olanları bir araya getirecek ve kucaklayacak bir ortamdı hedefimiz. Analitik anlamda düşünme becerilerini geliştirebilecekleri ve özgür hissedebilecekleri bir ortama onları ulaştırmak istedik ve bu anlamda 5 ayrı okuldan öğrencilerle atölyemizde buluştuk." dedi.

Erdoğan, Türk ve dünya edebiyatından türleri incelediklerini belirterek, iyi örnekler üzerinden nitelikli okumalar, değerlendirmeler ve eleştirmeler yaptıklarını ifade etti.

- "Bizim için de onlar için de çok güzel bir anı oldu"

Şiirin önemine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Takdir edersiniz ki şiir, hüznün, acının ve tüm duyguların en etkili şekilde aktarılabildiği bir edebi tür. Bu bağlamda kaleme tutkun çocuk ve genç yazarlarımızla çalıştığımız bu ortamda, hayata dair bizi derinden etkileyen süreçleri konuşurken kelimelerimiz Filistin'de buluştu ve çocuklarımız duygularını şiirle anlatmaya başladı."

Erdoğan, "Üzüntüyü biraz heyecanla beslediler, umutla birleştirdiler ve hepimiz aynı acıyı yaşadığımız için Filistin başlığı altında aynı dilde buluştuk." diye konuştu.

Çalışma sonunda kitapta yer alacak eserleri öğrencilerle seçtiklerini ve 13 şiirden oluşan 36 sayfalık bir dokümanın ortaya çıktığını belirterek, "Benim Hüzünlü Şiirim Filistin eseri bizim için de onlar için de çok güzel bir anı oldu, aynı zamanda da bir imza eser oldu." dedi.

- "Kitabın dijital ortamda da yayınlanmak üzere planlamaları devam ediyor"

Atölye lideri Türkçe öğretmeni Tuğba Yakıcı da öğrencilerin kendilerini, duygularını, kelimelerini ifade edebilecekleri bir ortamda yüz yüze ve çevrim içi şekilde çok kez bir araya geldiklerini söyledi.

Türk ve dünya edebiyatından çok sayıda örneğin incelendiğine dikkati çeken Yakıcı, "Türkçemizi, dilimizi doğru kullanmayı ön plana çıkaracak şekilde farklı türlerde eserler ortaya çıkardılar. Yazılar yazdılar. Şiir üzerinde yoğunlaştık, bunun sonucunda da şiir kitabımız ortaya çıktı." diye konuştu.

Yakıcı, kitabın tanıtım amaçlı basıldığını, dijital ortamda da yayınlanmak üzere planlamaların devam ettiğini kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Başladığımız hedefimize ulaştık. Bir ürün ortaya çıkardık. Çocuklarımız da bundan dolayı mutlu oldular. Yazmış oldukları eserlerin farklı kitlelere ulaşması onlar için büyük mutluluk oldu çünkü ilk başladıklarında eserlerinin yayınlanacağına dair fikirleri yoktu. Biz onların yazmış oldukları şiirleri basılı hale getirdik ve aynı zamanda dijital ortamda da paylaşarak daha yaygın hale getirmeyi planlıyoruz."

- "İlerleyen zamanlarda sesi çıkan bir şair olmak istiyorum"

İskenderpaşa Ortaokulu 8. sınıf öğrencisi Ahmet Efe Alaca da yazmanın ve okumanın kendisi için bir aşk olduğunu belirterek, "Bunu öne çıkarmak istiyorum. Hayat denen şiire bir arkadaş olmak, yoldaş olmak istiyorum." dedi.

Alaca, ilk şiir kitabının çıkmasının da çok güzel bir duygu olduğunu dile getirerek, "Bu yönde ilerlemek istiyorum. Gerçekten ses çıkarabilen bir şair, yazar olmak istiyorum. Şu an yazdığım yazılar belki çok küçük kalıyor. Birçok kişiye yetişemiyor, birçok kişiye ulaşmıyor ama ilerleyen zamanlarda sesi çıkan, bağırabilen bir şair olmak istiyorum." diye konuştu.

- "Filistin gerçekten dünyayı sarsan bir savaş"

Bahçecik İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi Belinay Sude Gerger de yazmanın hayatında hep olduğunu ifade ederek, "Ben kendimi hep yazarak ifade ettim ve şu anki seviyeye gelebildim." dedi.

Gerger, Filistin başlığının da çok önemli olduğuna dikkati çekerek, "Filistin gerçekten dünyayı sarsan bir savaş, seslenişimizi şiirle yaptık ve ses getirmeye çalıştık." ifadesini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Esra Oğuzkağan Özkan tarafından
04 Haziran, 2025 17:12 tarihinde yayınlandı

Zopran’da Köy Usulü Börek Yapımı Nesilden Nesile Aktarılıyor

Karabük'ün Zopran Köyü'nde, geleneksel su böreği yapımını dört kuşaktır sürdüren Fatma Baylam, gelini ve torununa köy mutfağına ait tüm bilgilerini aktarıyor.

Köy sakinlerinden Fatma Baylam, köydeki kadınların, özellikle Kurban Bayramı gibi özel günlerde misafirlerine ikram etmek üzere geleneksel su böreğini yaptıklarını ve hazırlıklarının devam ettiğini açıkladı. Köyde 3 gün süren bayramlaşmada yaklaşık 50 kişiye yemek verdiklerini de ifade etti.

Bayram öncesinde kadınlar, köyün ünlü su böreği tarifini hayata geçiriyor. Baylam, yaptığı açıklamada, bayram sofralarının vazgeçilmezleri arasında su böreğinin bulunduğunu belirtti. Yapım aşamalarını anlatırken, 15 yufka açıldığını ve bunlardan 7 tanesinin kaynayan suyun içinde haşlandığını, ardından dikkatlice tepsiye üst üste dizildiğini söyledi. Sonrasında, arasına ilk olarak çiğ yumurta kırıldığını ve yufkaların üzerine sürüldüğünü dile getiren Baylam, üzerine ayrıca tavada pişirilmiş yumurtaların elde parçalara ayrılarak maydanozla karıştırılmasıyla iç harcının hazırlandığını aktardı. Bu hazırlıkların ardından, tepsiye 8 tane daha yufkayı yağlayarak üst üste eklendiğini, böreğin son haline getirilip fırına verilmek üzere hazırlandığını ekledi.

Fatma Baylam ve gelini Şule Baylam, geleneksel tarifle hazırlanan su böreğinin, diğer özel günlerde olduğu gibi bayramda da misafirlerin beğenisiyle ikram edileceğini belirtti. Köydeki bu gelenek, nesiller boyunca devam ederek, bayram sofralarının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olmaya devam ediyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin