Bölgenin Sesi Gazetesi tarafından
06 Eylül, 2023 10:39 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Sürücüsüz araç güvenliği projesine ERC’den 1,5 milyon avroluk destek

- Akademik çalışmalarını Koç Üniversitesi bünyesinde yürüten Dr. Öğr. Üyesi Fatma Güney'in projesi erişilebilirlik, yakıt verimliliği, zamandan tasarruf, ekoloji gibi birçok alana fayda sağlama potansiyeli olan sürücüsüz araçların geleceği için ümit vadediyor
 Koç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nden Dr. Öğr. Üyesi Fatma Güney'in, olası gelecekleri hata payıyla tahmin ederek, sürücüsüz araçlara akıl yürütme kapasitesi kazandırmayı amaçlayan projesi, Avrupa Araştırma Konseyi'nden (ERC) 1,5 milyon avro değerinde hibe almaya hak kazandı. Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Koç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden Fatma Güney, "ENSURE: Muhtemel Akıbetler Rehberliğiyle Kazaları Önleyen Tahminler" başlıklı projesiyle ERC'den "Başlangıç Desteği" (Starting Grant) almaya hak kazandı. ERC'nin "Başlangıç Desteği" doktora sonrası 2-7 yıllık deneyimi bulunan ve bilimsel çalışmaları büyük umut vadeden araştırmacıların bağımsız araştırma projeleri için veriliyor. Akademik çalışmalarını Koç Üniversitesi İş Bankası Yapay Zekâ Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde yürüten Güney'in projesi erişilebilirlik, yakıt verimliliği, zamandan tasarruf, ekoloji gibi birçok alana fayda sağlama potansiyeli olan sürücüsüz araçların geleceği için ümit vadediyor. - Otonom sürüşün güvenli yaygınlaşmasını sağlayacak Olası gelecekleri hata payıyla tahmin ederek, sürücüsüz araçlara akıl yürütme kapasitesi kazandırmayı amaçlayan ENSURE projesi, halen kısıtlı uygulama alanı bulunan otonom sürüşün bu sayede güvenli şekilde yaygınlaşmasına katkıda bulunacak. ENSURE, otonom aracın gerçek dünyanın dinamiklerini kesintiye uğramadan öğrenmeye devam etmesini ve karar alırken hem kendi hatalarını hem de onu çevreleyen nadir olasılıkları göz önünde bulundurmasını hedefliyor. Otonom aracın hareket ederken hangi olasılıkları düşünerek karar verdiğini görmek, bu teknolojinin güvenilirliğini ve insanlar tarafından anlaşılabilirliğini artırarak bu alandaki kritik bir eksikliğe çözüm olması hedefleniyor. ENSURE projesi, sürücüsüz aracın gerçek dünyada var olan ihtimalleri doğru şekilde hesaplamasını sağlayacak bir "dünya modeli" üzerine kurulu. Bu alandaki mevcut çözümler, gelecek senaryolarının ayrıntılı şekilde hesaplandığı planlar ortaya koymaktansa, anlık çözümler sergiliyor. Ciddi bir güvenlik sorununu da beraberinde getiren bu durum, otonom araçların yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerden biri. Güney'in projesi, yalnızca dış dünyadaki olasılıkları değil, aracın kendi sistemindeki hataları da kontrol altına almayı hedefliyor. Önerilen yöntem, henüz hesaplanmamış, çözümün sınırlarını aşabilecek örneğin aracın önüne bir yabani hayvanın atlaması gibi tehlikeli durumlarda ise aracın kontrolü hızlıca sürücüye bırakmasını sağlıyor. Böylece aracın başa çıkamayacağını öngördüğü olası durumlarda kontrol yeniden insana geçiyor. Henüz olgunlaşmamış mevcut çözümlerle büyük tehlike oluşturabilecek olan sürücüsüz araçların ticari potansiyelinden çok, insan güvenliğini önceliklendiren proje, 5 yıl devam edecek ve Koç Üniversitesi'nde Güney ve ekibi tarafından gerçekleştirilecek. - Türkiye'deki 49 ERC desteğinin 27'si Koç Üniversitesi tarafından yürütülüyor Verilen bilgiye göre, bu yıl 2 bin 696 başvuru arasından seçilen 400 projeden biri olan ENSURE, ERC tarafından 1,5 milyon avro desteğe layık görüldü. Halihazırda Türkiye'ye gelen 49 ERC desteğinin 27'si Koç Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından yürütülüyor. Bu projelerin 19'u ana proje desteği, 8'i ise ticarileştirme amaçlı ek ERC desteği olan Kavram Kanıtlama desteği aldı. Bugüne kadar Koç Üniversitesi bünyesinde ERC desteği alan projelerin 17'si mühendislik, 7'si sosyal bilimler ve 3'ü de moleküler biyoloji ve genetik alanındaki araştırmalardan oluşuyor. (AA)
blank
Emine Çelik tarafından
16 Nisan, 2025 16:27 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Karabük’ten Özgürlük Çağrısı

Zafer Partisi Karabük İl Başkanlığı, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ için bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklama, Karabük Adliyesi önünde yapıldı.

Zafer Partisi Karabük İl Başkanı Sami Tokan, yaptığı konuşmada, "Zafer Partisi Genel Başkanımız Prof. Dr. Sayın Ümit Özdağ’ın esaretinin 86’ncı gününde Adalet Bakanlığının önündeyiz!" diyerek Özdağ’ın tutukluluğunu protesto etti. Tokan, Özdağ’ın "operasyon" ile gözaltına alındığını ve ilaçlarına el konulup apar-topar İstanbul’a götürülerek tutuklandığını belirtti. Ardından, 78 gün boyunca içi boş bir iddianame ile bekletildiğini ve şimdilerde ilk duruşmaya kadar 144 gün boyunca tutuklu kalacağını söyledi.

"Bu durum, adeta cezaya dönüştürülmüş bir tutukluluk ve düşman ceza hukuku uygulamasıdır," diyen Tokan, Ümit Özdağ’ın neden tutuklandığını şu sözlerle açıkladı: "Özdağ, 22 Ekim’de başlayan yeni açılımla; Öcalan teröristinin salıverilmesinin, Meclis’e gelip konuşabilmesinin, PKK teröristlerine af çıkarılmasının ve yeni bir anayasa ile devletin etnik temelde bölünmesi girişimlerinin önündeki en ciddi engel olduğu için esir alındı."

Tokan, Özdağ’ın kahraman gazilerimiz ve şehitlerimizin hatırasına sahip çıkmak, Cumhuriyetin değerlerini savunmak ve Türk milletinin çıkarlarını korumak için mücadele verdiğini vurguladı. "Bu nedenle onun esareti, milletine sadakat ve devletine hizmettir" dedi.

Zafer Partisi Karabük İl Başkanı Tokan, Özdağ’ın hukuksuzca tutuklanmasının partisini ve Türk milletinin mücadelesini asla engellemeyeceğini belirterek şunları söyledi:

 "Bu nedenle onun esareti; Milletine sadakat ve devletine hizmettir. Onun tutsaklığı; milli üniter laik devletin sigortasıdır, Onun mahpusluğu; Atatürk Çizgisinde Türk Milliyetçiliğine vurulan pranga, Türklük onur ve şerefine yapılan bir suikast ve Türk devletine yapılan bir baskındır.

Bu nedenle, onun Silivri’deki mevcudiyeti; Hem Türk devleti ve Türk milletine bağlılığın bir nişanesi, Hem de kahraman gazilerimize minnet, aziz şehitlerimize saygı duruşudur.

Ümit Özdağ’ı hukuksuzca tutuklayanlar, onu susturacağını, memleket mücadelesinin “Son Kalesi”, Zafer Partisinin dağılacağını zannettiler. Oysa Zafer Partisi,Türk halkının artan güç ve desteğiyle, artık daha güçlü, daha azimli ve memleket mücadelesinde daha kararlıdır.

İşte burada, Adalet Bakanlığı önünde, halkımızdan aldığımız güçle ilan ediyoruz:

Memleketi teröre teslim etmeyeceğiz, Öcalan’ın gelip Gazi Meclisimizi kirletmesine izin vermeyeceğiz, Etnik kimlikli, mezhep inançlı diye bölünmek yerine Bilim, Birlik ve Barış diyeceğiz, Bilinmeli ki; hepimiz birer Ziya Gökalp, Yusuf Akçura, Dündar Taşer ve nihayet her birimiz birer Ümit Özdağ’ız. Hepimiz Mustafa Kemal’in Askerleriyiz. Gücümüzü şanlı tarihimizden, Türklük kültür, bilinç ve şerefinden ve damarlarımızdaki asil kandan alıyoruz.

Burada, Sakın Sizden Adalet Dilendiğimizi Sanmayın. Adalet hakkımızdır.

Buraya daha büyük bir azim ve inançla mücadeleye yemin ettiğimizi haykırmak için geldik.Gür sesimiz, karanlık sarayların köhne odalarına ve en tenha köşelerine kadar gidecektir. Ve yine bilinmeli ki; Zafer Büyük Türk Milletinin olacaktır. Bizi öldürmeden susturamazsınız! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.