“İnsan yaşadığı yere benzer” Bu deyişten yola çıkarsak… Acaba Karabük’ün şimdiki görüntüsü … Okuyucularımızın nitelemesi ile “koca köy kent” hali bizlerde nasıl bir etki bırakır? Öncelikle söylemek gerekirse… Bu darmadağınlık , psikolojik olarak rahatsızlıklara neden olur. Yine okuyucu benzetmesi ile ‘bu derbederlik’… Ya da… Benim deyişimle bu palas pandıras görüntü… İnsanda yaşam zevki bırakmaz. Neden? Şimdi bir kere… Mekanlara hayat veren bizleriz. Yaptığımız her şey kenti bağlar. Kentin durumu bizim halimizi anlatır. Ruhi durumumuzu biçimlendirir. Kentlerin bize ihtiyacı olduğunu düşünerek hareket etmekte yarar var. Sahiden… Bizlere hayat veren mekanlar nasıl olmalı? Öncelikle… Kent yaşamında herkesin bir sorumluluğu vardır. Sınırsız özgürlük yoktur.. Edep vardır. Eza ve cefa yoktur. Kentteki ilişkilerde bir incelik vardır. Ahenk ,duyarlılık ve hissiyat vardır. Bunu başaramayan insanların yaşadığı mekanlara kent denemez. Kentbiligçilik üzerine yazında değindiğim gibi… Geçmiş ve gelecek arasında köprü kuramayan kentler gelişme gösteremez. Bireyler kent yaşamına katkı yapmak zorundadırlar. Bunu yaparken zariflikten/doğruluktan asla taviz vermemelidirler. Herkes kafasına göre kenti tanımlayamaz. Bireyler bu konuda birbirini rencide etmez. Kentin kişiliğine/kimliğine kültürüne aykırı davranamazlar. Kendi çıkarları için kenti küçük düşürmezler. İşte… Kentleri kent yapan bu bilinçli tutumlardır. Kentin refah ve mutluluğu sadece maddi güçte değil ilişkilerdeki samimiyette kendini bulur. Kentler açmazları/sorunları tartışarak mutlu sona ulaşmayı amaçlar. Kişisel çıkarlara/ihtiraslara,garezlere geçit vermez. Karamsarlık taşımazlar… Böyle bir yazıya neden gerek duyduk.? Okuyucu yorumlarında sürekli olarak Karabük’ün başka şehirlerle karşılaştırması yapılıyor. Sürekli olarak Karabük’ün durumu bu yorumlarda eleştiriliyor. Karabük’ün ne “derbederliği” kaldı, ne “koca köy” oluşu.. Yaka paça.. Palas pandıras bir Karabük hiç kimseyi tatmin etmiyor. Sosyal medyada Eski Karabüklülerin ,Yenişehir ve sosyal donatılar üzerinden büyük bir tepkisi söz konusu… Bu konularda hiç ağzını açıp da bir kelam eden yok. Sorumlular neden bir açıklama yapmazlar? Şikayetlere bir yanıt verme ihtiyacı duymazlar… Gerçekten bu durum büyük bir merak konusu. Herhalde “böyle gelmiş böyle gider” anlayışı benimsetilmeye çalışılıyor. Bu anlamda.. Bu günlerde Doğulu toplum olmanın ızdırabını yaşıyoruz. Şimdi… Ne kadar daha… Üç maymunu oynamak mümkün olabilir ki…!