blank
Anadolu Ajansı tarafından
16 Mart, 2024 20:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Adalet Bakanı Tunç, Artvin’de iftar programına katıldı:

blank

ARTVİN (AA) - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye vizyonunun başlangıcında hedeflerinin yeni, demokratik, sivil bir anayasa yapmak olduğunu belirterek, "Onu da inşallah Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde siyasi partilerimizin bir uzlaşma sağlayarak gerçekleştireceklerine yürekten inanıyoruz." dedi.

Tunç, Artvin'de bir düğün salonunda düzenlenen iftar programında, Artvinlilerle bir arada olmaktan mutluluk duyduğunu ifade ederek, başarılı bir yönetici olarak tanıttığı AK Parti Artvin Belediye Başkan adayı Mehmet Kocatepe'ye destek istedi.

Türkiye'de gerçek belediyeciliğin temellerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın attığını dile getiren Tunç, Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde yapılan çalışmaları anlattı.

Tunç, bu gerçek belediyeciliğin AK Parti'nin kurulmasını sağladığına işaret ederek, "Kısa süre içinde iktidara gelmesine neden oldu. Gerçek belediyecilik 2002 yılında AK Parti'nin iktidara gelmesiyle tüm Türkiye genelinde eser ve hizmet siyasetine dönüşerek, 22 yılda ülkemizin her alanda kalkınmasını sağladı." diye konuştu.

"Önce insan." dediklerini vurgulayan Tunç, şu değerlendirmede bulundu:

"İnsanımızı güçlendirmek için çalıştık. Eğitimden sağlığa, sosyal politikalardan kültüre, adalete, güvenliğe varıncaya kadar her alanda insanımızı güçlendirmek için çalıştık. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.' dedik, hastaneler, okullar, yollar, barajlar, üniversiteler yaptık. Dünya projeleriyle ülkemizi tanıştırdık. İstikrarlı kalkınma hamleleriyle Türkiye'nin 81 vilayetini eserlerle donattık. Enerjide de bağımsız olsun, savunma sanayiinde de bağımsız olsun, ekonomide de IMF'ye muhtaç olmadan yolumuza devam edelim diye istikrarlı bir şekilde kalkınma hamlelerinden hiç vazgeçmedik."

- "Temel hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri birer birer kaldırdık"

Bakan Tunç, Türkiye'nin fiziki kalkınmasını sağlarken bir taraftan da bu kalkınmanın önünde engel olmak isteyen şer güçlerle hep mücadele ettiklerini söyledi.

Vesayetçi, darbeci anlayışın kendilerine sürekli engel koymaya çalıştığının altını çizen Tunç, "Muhtıralar ilan etti, Gezi olaylarını çıkardı, 17-25 dedi. Terörü azdırmaya çalıştılar, hendekler kazdılar. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasına giriştiler ama tüm bu badireleri milletimizin desteğiyle aştık." ifadesini kullandı.

Tunç, millete şükran borçlu olduklarını belirterek, "Milletimiz için ne kadar hizmet etsek azdır. İnşallah önümüzdeki süreçte de bu istikrarlı kalkınma hamlelerini sürdürmeye devam edeceğiz. Yine ülkemizin demokrasi standardını yükseltmeye devam edeceğiz. Temel hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri birer birer kaldırdık." diye konuştu.

Anayasa'da gerçekleştirdikleri, sessiz devrim sayılan reformlarla temel hak ve özgürlükleri genişlettiklerine dikkati çeken Tunç, şöyle devam etti:

"Hak arama hürriyetini arttırdık. Bilgi edinme hakkından kamu denetçiliği hakkına varıncaya kadar, kadın haklarının güçlendirilmesinden çocuk haklarına varıncaya kadar temel hak ve özgürlükleri Anayasa'mızda alabildiğine genişlettik. Anayasa'mızda darbeci ve vesayetçi ruhu azaltan reformları hayata geçirdik. Devlet Güvenlik Mahkemeleri'ni, Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırdık. Yüksek Askeri Şura, Hakimler Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi'nin yapısı, tüm bunları demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirdik."

Bakan Tunç, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Türkiye vizyonunun başlangıcında hedefimiz, yeni, demokratik, sivil bir anayasayı yapmak. Onu da inşallah Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde siyasi partilerimizin bir uzlaşma sağlayarak gerçekleştireceklerine yürekten inanıyoruz. Terörün her türlüsüyle mücadele ettiğimiz ve terörün kökünün kazındığı, çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğe güvenle baktığı huzurlu bir Türkiye inşa ediyoruz inşallah. Dünyada hakkaniyeti, adaleti savunmaya, mazlumun yanında durmaya devam edeceğiz."​​​​​​​

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
İhlas Haber Ajansı tarafından
13 Mayıs, 2025 11:26 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Şehir hayatından bıktı, döndüğü köyünde hayvancılığa başladı

İstanbul’daki şehir hayatından sıkılan genç çiftçi, memleketi Kastamonu’ya dönerek kurduğu çiftlik için hayvancılığa başladı.
Kastamonu’nun Azdavay ilçesi Saray köyünde ikamet eden 36 yaşındaki Ümit Muhammed Arslan, 2010 yılında iş bulamadığı gerekçesiyle İstanbul’a taşındı. İstanbul’da bir firmada kalite kontrol şefi olarak görev yaptığı sırada şehir hayatından sıkılan Ümit Muhammed Arslan, 2022 yılında ailesini de alarak memleketi Azdavay ilçesine bağlı Saray köyüne dönüş yaptı. Arslan, yaptığı birikimiyle büyükbaş hayvan satın alarak çiftçiliğe başladı. Bir yandan çiftçilik yapan Arslan, diğer yandan hayalini kurduğu çiftlik için de çalışmalara başladı. Arslan, şu anda hayvan sayısının 45 olduğunu belirterek, bu sayıyı arttırmak için çaba sarf ettiğini ve hayalindeki çiftliği kurmak için de araştırmalar yaptığını kaydetti.

"2010 yılında İstanbul’a gitmek zorunda kaldım"
12 yıl boyunca İstanbul’da çalıştığını kaydeden Ümit Muhammed Arslan, "Bir süre sonra İstanbul’da geçim şartları da zorlaştı. Eşim ile birlikte bir karar aldık ve köye gelmeyi istedik. Çünkü çocuklarımız büyüyor. Çocukların okulu var, İstanbul’da ailenizin dışarıya çıkma sorunu var. Çocuklar artık evde hapis hayatı yaşamaya başladı. Ben en azından işe gidip geliyorum ama çocukların dışarıya çıkamaz hale gelince üzülüyorduk. Çocuklar büyüdükçe giderleri de artmaya başladı. Biz de bir karar alıp İstanbul’dan köyümüze göç ettik. Burada hayvancılık yapıyoruz. 2022 yılında hayvancılığa başladık. Hali hazırda annemin, babamın hayvanı vardı, fakat benim hiç hayvanım yoktu. Zamanla hayvan sayımızı çoğalttık" dedi.

"İstanbul’a gittiğim günden beri köyüme geri dönmek hep aklımda vardı"
İstanbul’a gittiği günden beri köyüne geri dönmeyi istediğini ifade eden Arslan, "Bu güzelliği bırakıp tekrar İstanbul’a artık gitmek abes olur. Hayvan sayımızı arttırdık, işlerimizi belli bir aşamaya getirdik" diye konuştu.

"Eşim, ilk etapta İstanbul’dan Azdavay’a gelme taraftarı değildi"
Eşinin İstanbul’dan Kastamonu’ya dönüş yapmak istemediğini dile getiren Arslan, "Eşim de zamanla İstanbul’da hayatın zorluklarını gördükçe ortak aldığımız kararla geri döndük. Belli bir süre İstanbul’da olduğumuz için uyum sağlamak zor oldu. Çünkü hayvanlarla bir canlıyla uğraşıyorsunuz. Hayvanlarla uğraşmak o kadar zordu ki insan bir hata yaparım diye tereddütte kalıyor. Hayvancılığın teferruatı çok. Hayvana vereceğiniz farklı bir yiyecek sıkıntı oluşturabiliyordu. Nihayetinde başardık tüm zorluklara rağmen" şeklinde konuştu.

"Köye geldiğimde hayvanım yoktu, şimdi 45 hayvanım var"
Ailesinin hayvanlarına bakarak başladığını belirten Arslan, "Benim hayvanım yoktu. Ailemden kalan hayvan bunlar. Eskiden gelen bir sermaye olduğu için biraz daha köyümde işe rahat başladım. Geldiğimde bu kadar hayvanımız yoktu. Kendi emeklerimizle hayvan sayısını arttırdık. Allah’a şükür şu anda da işimizin başındayız ve devam ettiriyoruz. Köyüme geldiğimde ailemin 15 hayvanı vardı, şu anda hayvan sayımız 45. Fakat bu zamanda zarfında kurbanlıklarımız oldu, arada sattığımız hayvanlarımız oldu. Hastalık sebebiyle ölen hayvanlarımız oldu. Kesim için verdiğimiz hayvanlarımız oldu. Şu andaki 45 hayvanın içerisinde hem besi hem de süt hayvanımda bulunuyor. Ben aslında süt hayvancılığı yapmak istiyorum. Besiye karşı fazla bir merakım yok ama süt hayvancılığını istiyorum. Çünkü süt üretebiliyorsunuz, bunun için soğuk süt tankı satın aldık. Sütlerimiz bozulmuyor. İşimizi zamanla geliştirdik, eve süt getirmiyoruz, ahırdan çıktığı gibi süt direk soğuk süt tankına gidiyor. Sütçü de geliyor biz evde olalım olmayalım süt tankından sütümüzü alıp gidiyor" ifadelerini kullandı.
Kendisine ait bir çiftlik kurma hayali olduğuna dikkat çeken Arslan, "Kendime ait bir çiftlik olsun istiyorum. Fazla bir şey istemiyorum. Güzel bir ahırım olsun, yanında küçük bir evim olsun. Ahırda yaklaşık 30 sağmalık cins hayvanım falan olsun. Bunun içinde yavaş yavaş adım atmaya başladım. Ahırı yaptıktan sonra bu işin inşallah devamını getireceğim. İnşallah ahırımın yanında bahçeli güzel bir evde olsun istiyorum. İnşallah bu hayalimi gerçekleştireceğim. Çünkü emek veriyoruz, hayvanlarımıza bakıyoruz" dedi.

"Büyükşehirlere gitmeyi bıraksınlar, köylerine geri dönüş yapsınlar"
İnsanların köyüne dönüş yaparak hayvancılıkla uğraşabileceklerini ifade eden Arslan, şunları kaydetti:
"İstanbul gibi büyükşehirlerde yaşayan insanların köylerine dönmesini tavsiye ediyorum. Çünkü İstanbul’da insanlarla uğraşmaktansa köyümde hayvanlarla uğraşmayı tercih ettim. Çünkü hayvanlar senin derdinden anlıyor, sende zamanla onların derdinden anlıyorsun. Çünkü ben onlara ne kadar çok bakarsam onlarda bana karşılığını veriyor. Gelsinler köylerine, özlerine dönsünler. Artık büyükşehirlere gitmeyi bıraksınlar, köylerine geri dönüş yapsınlar."

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.