Dün dolmuşta Yeşil Mahalleden geçerken pembe evler olarak bilinen köhne yapılar geçmişi bir kez daha anımsattı. İngilizcesi ile time-line yani zaman içinde yolculuk yapmaya zorladı. Demokrat Partili yıllara gönderme yapmak zorunda kaldım. Tarih bilgilerimi ve belgelerimi kurcalayarak kendime göre bir şeyler karalamaya çalıştım. Buna göre Karabük’te 1950’li yıllarda karşıma gecekondu üreten yerleşim alanı olarak ortaya çıktı. Mimari açıdan bütünlük göstermeyen,kimliksiz yapılar gözlerimin önüne serildiler. Yeşil Mahallede hala örneklerini görebileceğimiz yola sıralı pembe evler gibi…. Ev midir,kümes midir belli değil… İnsanlara reva görülmeyecek kadar döküntü görünümleri var. TOKİ evlerinden önce Cevizlidere’de de durum bundan farksızdı. Kentle hoşlaşma özelliği olmayan yapılar. Bayır mahalle,Yeni mahalle,Atatürk mahallesi ve Soğuksu… Keza Kayabaşı… Ucube/sakil yapılaşmanın ilginç örneklerini oluşturur. Manzara hiç iç açıcı değildir. Karabük bu mu sorusunu akla getirir. Ve insanı düşünmeye zorlar.! Estetik kaygı taşımazlar. Ne biçim denetimsizliktir ki belediyeler bu durumdan hiç rahatsızlık duymamışlardır. Ya da işlerine öyle gelmiştir.! Belediye meclislerinde bu konuya dair çok büyük tartışmaların olduğu bir gerçektir. Sözü nereye getirmek istiyorum… Hürriyet caddesi Karabük’ün tek işlek caddesidir. Sabah saatlerinde cadde sakindir. Ulaşıma kapalı bu caddede esnaflara mal taşımacılığı yapan taşıtları görürsünüz. Y ada bankadan para çekmek için sıraya girmiş insanları. Geceleyin de öyledir. Saat 21’den sonra derin bir sessizlik kaplar bu cadde de her yeri. Gelin görün ki gündüz 14’ten itibaren cadde hızla dolmaya başlar. Yoğunluk izdihama dönüşür. Adeta nefes alınmaz olur. Sigara dumanı kaplar her yeri. İnsanlar zehir solumaktan kendilerini kurtaramazlar. Cadde o kadar kalabalıklaşır ki şaşar kalırsınız. Haliyle… İyi ki bu yol trafiğe kapatılmış dersiniz. Ya böyle bir uygulama başlatılmamış olsaydı çok keyifsiz görüntüler ortaya çıkacaktı. Hala hazırda bu caddeye bakıyorsunuz. Belli saatlerde yine sorun yaşanıyor. Ama ne yaparsınız…. Kent meydanının atıl durumu…. Yükü Hürriyet caddesine bırakmış durumda. Koskoca meydan işlevsiz. Beni niye yaptınız dercesine yüzümüze bakıyor. Ağzı dili yok. Keşke ağzım,dilim olsam da sizlerle dertleşsem der gibi. Karabük fiziksel/mekansal boyutta değişmesi sona ermiş gibi bir his uyandırıyor. Kentin çekeri artık bu kadar... Bundan sonra kendi başınızın çaresine bakın der gibi. Hani haksız da değil hani. Tava biçimindeki vadi nedeyse nefes alamıyor. Eski günlerini yad ediyor sanki… 200 dönümlük Arıcak vadisinin dışında bir yer kalmamış durumda. İyi ki burası Devlet Demir Yollarına ait. Yoksa çoktan gökdelenler tavan yapmıştı… Neredeyse kenti katleden yapılaşma ben sizin geleceğinizim diye kendini bize az kalsın yutturacaktı…. Ama yakında DDY arazisini de kendine benzetmeye yönelik bir hamle olacaktır. Çünkü beton atmayı çok seviyoruz. Ve biz olaya kentleşme diyoruz. Ne acı bir durum değil mi?...
m.öktem
•bireye degil topluma rant saglayacak yöneticiler olmadıkca bu böyle gider toplum bilincli olmadıktan sonrada bu benim adamım bunu yönetici yapalım benim işime yarar öbürkünden banana diyorsa paylaşımı bilmiyorsa bu böyle gider yönetime secilenlerin ben bilmem başkan bilir başkanın yanlışınada doğrusunada onay veriyorsa bu böyle gider işi bilene degilde dostum akrabam hemşerim diye cıkarım ondan olurdiye seciyorsak kaderimizdegil APTALLIGIMIZ OLUR Saygı ve sevgilerimle.